Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde çekimleri yapılan Saklı Haç belgeseli nisan ayında izleyici ile buluşacak. Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yakınlarının hikâyelerini izleyiciye aktaracak olan belgesel, son aşamaların tamamlanması için destek bekliyor.
Çekimlerine ağustos ayında Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde başlanan ‘Saklı Haç’ adlı belgeselin çekimleri tamamlandı. 1915 ve sonrasında ilçede ve çevresinde yaşayan Ermenilerin akıbetini, özellikle de ilçede yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerin kimlik bunalımını, katliam sonrası travmalarını ve kendilerinden sonraki kuşaklara aktardıkları hikâyeleri, parçalanan aileleri anlatan belgeselin yönetmenliğini gazeteci Altan Sancar ve Serhat Temel üstlendi.
Belgesel için onlarca saatlik çekim yapan ve yirmiden fazla kişi ile görüşen ekip, belgeselin müziği için de Ermenistan ile bağlantı kurdu. Müziği, belgeselin ruhuna uygun olarak Ermenistan’da hazırlayacak ekip, belgeseli nisan ayına yetiştirmeyi hedefliyor.
Saklı Haç belgeseli ekibi, son montaj ve belgesel müziğinin stüdyo masraflarını karşılamak için bir bağış kampanyası oluşturdu. Ekip, son aşamaları tamamlamak için "Desteğiniz ile benzer hikayelerin tarihin sayfalarında kaybolmaması için gelecek çalışmalarımıza cesaret vereceğinizi unutmayın" sözleri ile destek bekliyor.
Belgesel ne anlatıyor?
Eğil, Diyarbakır’da Ermenilerin nüfusunun yoğun olduğu ilçeler arasında bulunuyor. İlçenin merkezinden Dicle nehrine ulaşan yol boyunca Ermeni yerleşim yerleri, kilise, ev ve çarşı kalıntılarını bulunuyor. İlçe merkezinde geçmişte Ermenilerin yürüttüğü kalaycılık ve semercilik mesleklerinin son temsilcileri Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yakınlarından oluşuyor. İlçede tahminlere göre geçmişte Ermeni olan, 1915 sonrası Müslümanlaştırılan en az 20 hane bulunuyor. Geriye kalan ve ilçede nüfusu oluşturan diğer Ermenilerin ise 1915’te öldürüldüğü veya tehcire gönderildiği tahmin ediliyor.İlçede yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerin özellikle dayı veya teyzelerinin Ermenistan, Suriye ve Amerika gibi ülkelere gittikleri, kendileri hayatta olmasa da çocuklarının hayatta olduğu ve ilçeye ilişkin bilgilerinin olduğu biliniyor.
Türkiye’de bu durumda olan birçok yerleşim yeri olduğu ve binlerce ailede Müslümanlaştırılmış Ermenilerin bulunduğu biliniyor. Bu kimlik ile yaşamaya çalışan insanlar ne tam anlamı ile asimile olduktan sonra içinde yaşamaya başladıkları kimlik ile barışabiliyor ne de geçmiş Ermeni kimliklerine dönebiliyor. Eğil özelindeki dikkat çekici durum ise ilçe genelinde yaşayan Müslümanlaştırılmış Ermenilerinin özellikle çocuklarına geçmiş kimliklerini aktarma noktasında çaba harcamış olmaları. İlçede kimi aileler dışındaki birçok aile, geçmişlerinde Müslümanlaştırılmış Ermeni kimliği taşıdıklarını biliyor ve buna ilişkin araştırmalar yürütüyor. Tüm bunların yanında ilçede resmi anlamda geçmiş nüfusa ve kültürüne ilişkin bir çalışma yapılmamakta ve salt Sünni Müslüman kimlik öne çıkarılarak, ilçenin geçmiş kimliği resmi tarihe yenik düşürülmektedir.
Tüm bu nedenlerden ötürü bağımsız şekilde bir araya gelen Saklı Haç ekibi, ilçede aktarıcı olarak bulunan ve yaş ortalamaları 75 üzeri olan birinci kuşak ile 40 üzeri olan ikinci kuşak Müslümanlaştırılmış Ermenilerin yakınları ile görüştü. Aktarılanları derleyen ekip, ilçede yaşayan ve konuşmayı kabul edenlerin kimlik bunalımlarını da gözler önüne seriyor.