Meksika’nın ölüm sayılarını revize etmesiyle birlikte dünya koronavirüs ölüm sıralaması değişirken, gözler Türkiye’nin verilerine çevrildi. Sağlık ekonomisi uzmanı olarak Columbia ve Michigan Üniversiteleri’nde araştırmalarını sürdüren ve MEF Üniversitesi’nde İktisat Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Onur Başer açıklanan ölüm oranlarının gerçeğin çok azını gösterdiğini söyledi. Başer’in salgın süresince meydana gelen vefatları analiz ettiği araştırmasına göre, Türkiye’de ilk ölümün açıklandığı 17 Mart 2020 tarihinden itibaren bir yıl içinde Covid-19 kaynaklı gerçek ölüm sayısı 89 bin 315’e ulaştı. Başer, “Belediyelerden alınan resmi veriler üzerinden Türkiye geneline ulaştığımızda, vaka-ölüm oranlarının yüzde 3.02 civarında olduğu sonucuna ulaştık. Türkiye, Meksika, Peru ve Macaristan’dan sonra en yüksek vaka-ölüm oranı olan ülkedir” diye konuştu. Sağlık Bakanlığı’nın 4 Nisan 2021 verilerine göre ise Türkiye’de koronavirüsten hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bin 263’e dayandı.
Prof. Başer tarafından yapılan çalışma kapsamında, daha önce Health Policy Dergisi’nde yayınladığı akademik makalesinde kullandığı metotlar kullanılarak ölüm verilerine ulaşılamayan illerdeki yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi veriler diğer iller ile eşleştirildi ve tahmini fazla ölüm oranları hesaplandı. Analize göre toplam 9 şehirde (İstanbul, Kahramanmaraş, Konya, Bursa, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Denizli, Malatya ve Tekirdağ) 17 Mart 2020-16 Mart 2021 tarihleri arasında gerçekleşen ölüm sayısı 36 bin 267 oldu. Önceki yıllar ile kıyaslandığında ise bu süreçte Türkiye’deki fazla ölüm sayısı 133 bin 972 olarak belirlendi. Prestijli bir akademik yayın olan Jama’da geçen hafta yayınlanan analize göre tüm dünyada ölümlerin üçte ikisinin direkt Covid 19 ile ilgili, diğer üçte birinin ise Covid nedeniyle hastaneye gitmeyen veya tedavisini erteleyen insanların ölümü olarak nitelendirildiğini belirten Başer, “Bu hesaplama yöntemi baz alındığında koronavirüs sebebiyle Türkiye’de bir yılda 89 bin 315 kişinin hayatını kaybettiği sonucuna ulaştık” dedi.
"Açıklanan rakamlar gerçeğin çok azını gösteriyor"
Meksika’nın koronavirüsün neden olduğu Covid-19 kaynaklı ölümlerin sayısını revize etmesiyle dünyada ABD’den sonra en çok Covid ölümün görüldüğü ikinci ülke olduğunu dile getiren Başer, ülkenin Covid ölümlerinin daha önce açıklanandan yüzde 60 fazla olduğunu duyurduğunu kaydetti. ABD’de Covid-19 hastalığı sonucu 549 bin, Brezilya’da ise 310 bin kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Başer, şunları söyledi: “Sadece İstanbul’da Covid-19 başladığı günden beri 17 bin 232 ölümün önlenmesi mümkündü. 16 Mart 2021 tarihinde 29 bin 623 kişinin vefat ettiği açıklanmıştı. Maalesef ki açıklanan ölüm oranları gerçeğin çok azını gösteriyor. Vaka-ölüm oranlarına bakıldığında 16 Mart’ta açıklanan rakamlar, Türkiye’deki 2 milyon 911 bin 642 vakanın yaklaşık yüzde 1’i düzeyinde ve Türkiye diğer ülkelere göre en düşük oranda olarak raporlanıyor. Oysa belediyelerden alınan resmi veriler üzerinden Türkiye geneline ulaştığımızda, vaka-ölüm oranlarının yüzde 3.02 civarında olduğu sonucuna ulaştık. Bu da şu anlamı taşıyor: Türkiye, Meksika, Peru ve Macaristan’dan sonra en yüksek vaka-ölüm oranı olan ülkedir. “
"Ölüm verilerinde de düzeltme yapılmalı"
Türkiye’nin geçen yaz vaka sayısında düzeltme yaptığını, ancak ölüm sayılarında henüz düzeltme yapılmadığını dile getiren Başer, “Bu da Türkiye verilerine olan güveni sarsiyor. Bu virüs tüm dünyaya yayıldığı için başka ülkeler ile kıyaslamalar yaparak vaka-ölüm oranlarını çıkartabiliyoruz. Aynısını Dünya Sağlık Örgütü de yapıyor. Türkiye’nin verilerinde büyük bir tutarsızlık var, bu da uygulanacak politikalarda eksik veya yanlış kararlar vermemize sebep oluyor“ diye konuştu.
Aynı tutarsızlığın TÜİK nüfus verilerinde de görüldüğüne dikkat çeken Başer, Türkiye’de son 30 yılda en az nüfus artışının ‘yüzde 1.25’ olarak belirlendiğini, 2019-2020 arasında nüfus artış oranının ise sadece ‘yüzde 0.55’ olduğunu söyledi. Başer, sözlerine şöyle devam etti: “Doğan bebek sayılarında ise bir değişiklik yok, bu süreçte ülkeden yüksek miktarda göç de olmadı, nüfus sayma sistemimizi değiştirmedik ve Covid-19 dışında ülke genelinde ölüm sayısını artıracak herhangi bir doğal afet de yaşamadık. Yüzbinlerce insanımız TÜİK verilerine göre kayıp görünüyor. Bütün bunlar, koronavirüs ölüm sayılarındaki tutarsızlığı gözler önüne seriyor. Belediyeden alınan veriler ile uyumsuzluklar, diğer ülkelerdeki vaka-ölüm oranları arasındaki uyumsuzluk ve nüfus artışımızdaki uyumsuzluk bizi bu araştırmaya yönlendirdi.”
Prof. Başer, yaptığı araştırmada doğrudan ve dolaylı olarak 2020-2021 dönemindeki fazladan ölüm sayılarını hesapladı. Covid-19’un sağlık sistemine getirdiği yükün insan ölümlerine etkisini göstermek amacıyla yapılan çalışmada, 2017-2018-2019 yıllarındaki ölümlerin ortalaması alındı.
Amerika’nın Hastane Kalite Endeksi’ni geliştirdi
1994 yılında ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden mezun olan ve aynı üniversitede İktisat Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Onur Başer, daha sonra ABD Michigan Üniversitesi’nde Ekonometri ve İstatistik Master’ı yaptı. Doktorasını ekonometrinin sağlık verileri hakkında hazırlayan Başer, sağlık ekonomisi alanında uzmanlaştı. Harvard Üniversitesi’nde kamu sağlığı programıyla akciğer kanserinin devlete yıllık maliyetlerinin hesaplanmasıyla ilgili ekonometri modelleri geliştirdi. IBM’ın sağlık araştırmaları bölümünde 5 yıl boyunca baş ekonomist olarak görev yapan Başer, bugün ABD’de sağlık sisteminde kullanılan Hastane Kalite Endeksi’ni hazırlayanlar arasında yer aldı.
2007 yılında ABD’de ilaç firmalarına danışmanlık veren StatinMed’i kuran Başer, ilaç maliyet hesapları, değere bağlı fiyatlandırma gibi konularda sektörel araştırmalar yürüttü. İki yıl önce StatinMed’i ABD’li bir yatırım fonuna satan Başer, New York’ta Michigan ve Columbia Üniversitelerinde misafir profesör olarak araştırma ve projelerine devam ediyor. Aynı zamanda MEF Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı olan Başer, New York merkezli Columbia Data Analytics’in Analitik Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor.