T24 - Dolmabahçe görüşmesi ile ilgili iddiaları ilk gündeme getiren kişi olan Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, “Bu toplantı Türkiye’nin kırılma noktasıdır. Ergenekon davalarından tutun da toplumun ikiye bölünmesine neden olan bütün olaylar bu toplantı sonrasında gelişmiştir” dedi.
Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a çağrıda bulunan Sağlar, “Bu tartışmaları bitirecek olan kişi Başbuğ’dur. Yaşar Büyükanıt’tan o toplantının bilgisini almış mıdır açıklamalıdır. Kılıçdaroğlu başbakan olursa bu sırdan haberdar olmayacak, çünkü Erdoğan onu kabristana götürecek...” açıklamasını yaptı.
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, 2008 yılında Birgün gazetesindeki köşesinde “Başbakan bu görüşmede; Bayan Büyükanıt’ın yapmış olduğu harcamaları içeren bir dosyayı Genelkurmay Başkanı’nın önüne koymuş. Dosya içeriği son derece ürkütücüymüş. O günden sonra Büyükanıt, Başbakan’ı ve AKP’yi doğrudan hedefleyen açıklamalardan kaçınmış” diye yazmıştı.
cumhuriyet gazetesine konuşan Sağlar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Dolmabahçe zirvesiyle ilgili çıkışını “son derece önemli, sorumlu” diye nitelendirdi.
Sağlar, “Bu işi ilk açmaktan dolayı çok sıkıntı çektim. Hakkımızdaki dava devam ediyor. Ama sonunda bunun ne kadar doğru olduğunu kamu vicdanında ne denli anlayışla karşılandığını görüyorum. Bir kapıyı açmaktan, duvarı devirmekten dolayı mutlu hissediyorum kendimi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çok önemlidir ve desteklenmelidir. Sonuna kadar gidilmelidir” dedi. “Dolmabahçe’de karşılıklı bir anlaşma söz konusu” diyen Sağlar, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu anlaşmanın devlet adına olmadığı açık. Çünkü mezara kadar giden sır olarak kabul ediliyor. Devletin bilmediği sır olur mu? Dolmabahçe görüşmesini İlker Başbuğ biliyor mu? Eğer biliyorsa devlet işi demektir. Bu tartışmaları bitirecek olan kişi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dur. Çünkü devlet işi, devlet sırrı o mevkiyi taşıyan insanlara devredilir. Ben bakan olduğumda, şu devlet sırrı, dediler, belge bıraktılar, ben de benden sonrakine bıraktım. Başbuğ, Büyükanıt’tan o toplantının bilgisini almış mıdır? Açıklamalıdır. Almamışsa, bu toplantı Türkiye’nin kırılma noktası olarak iki kişi arasındaki bir anlaşma toplantısı olmaktan başka bir şekilde vicdanlarda yer almaz. Mezara götürülüyorsa devlet işi olmaktan çıkıyor, birey işi haline geliyor. Başbakan da ‘mezara kadar saklayacağım’ diye bunu itiraf ediyor. Başbakan adeta Genelkurmay Başkanı’nı da tehdit ediyor, o konuşursa ben de konuşurum, diyor. O zaman Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan olursa bu sırdan haberdar olmayacak, çünkü Erdoğan onu kabristana götürecek...”
‘AKP Büyükanıt’ın savunucusu oldu’
Yaşar Büyükanıt’ın görevi döneminde “Kuzey Irak’a düzenlenen sınır ötesi operasyon ABD’nin isteğiyle erken bitirildi” diyen CHP ve MHP liderlerine “Hainden betersiniz” diye tepki gösterdiğini anımsatan Sağlar, “Muhalafet liderlerini hainlikle suçluyor. 12 Nisan’da ‘sözde değil, özde laik Cumhurbaşkanı istiyoruz’ diyor. Aynı Büyükanıt, temmuz ayında Abdullah Gül’ün seçilmesini onaylıyor. Bunları unutmamak lazım. Kılıçdaroğlu’nun da söylediklerinin bir yorum olarak doğru olduğu ortaya çıkıyor. AKP, Cemil Çiçek’in e- muhtıra sonrasında yaptığı açıklamayı unutarak bugün Büyükanıt’ın savunucuğunu yapıyor” dedi.
‘Sustu, sonra da taltif edildi’
Sağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyükanıt Dolmabahçe’den sonra susuyor, ondan sonra da taltif ediliyor. Kimseye verilmeyen zırhlı araba veriliyor. Terörün odak noktasında Doğan Güreş vardı, onun zırhlı arabası yoktu. Dünyada 100 tane olan araçlardan birine sahip olan bir Genelkurmay Başkanı... 1 milyon liralık aracın verilmesi neyin karşılığında? Bu, bir ödül mü? Dolmabahçe meselesi, Türkiye’nin kırılma noktasıdır. Bu toplantı sonrasında davalar açılmıştır, Ergenekon davalarından tutun da, toplumun ikiye bölünmesine neden olan bütün olaylar bu toplantı sonrasında gelişmiştir. Var olan gidişat hızlanmıştır. Siyasi aktörleri yerli olmaktan çıkmış, yabancılar da karışmıştır. Dolmabahçe toplantısı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir kırılma noktası olarak çok önemlidir. AKP camiasında Dolmabahçe toplantısı başka türlü değerlendiriliyor, bir zafer için göndere bayrak çekilmesi olarak değerlendiriliyor.”