Sabah yazarı Salih Tuna, "Kılıçdaroğlu, Fransa'da siyaset yapsaydı kesinlikle başarılı olurdu. Her seçimi de kazanırdı." görüşünü savundu.
Tuna yazısında, "Vaktiyle çok ünlü işlere imzasını atmış ama artık reklam filmi yönetmenliği dışında iş alamayan emektar yönetmen Val Vaxman (Woody Allen) eski günlerdeki gibi adından söz ettirecek bir film projesine başlarken psikosomatik nedenle aniden kör olur. Filmini kör kör çeker. Sinema dünyası filmini gömerken, Fransız eleştirmenler sanatsal bakımdan çok beğenirler... Siyasette böyle olabilir mi? Başka bir ifadeyle, "yanlış anlaşılmak" işe yarar mı? Brecht "İki Mültecinin Konuşmaları"nda, "Ben iktidar mıyım ki yanlış anlaşılmaktan menfaatim olsun..." der. Gelgelelim, Türkiye'de durum bunun tam tersidir... "Yanlış anlaşılmaktan" halihazırdaki muhalefetimiz istifade ediyor. Bu da, küresel planda muhalefetimizin iktidar, iktidarın da muhalefette olmasından kaynaklanıyor. Dijital feodalleriyle birlikte küresel dünya sisteminin patronlarının muhalefetimizi desteklemesi bunun göstergesidir. Sevgili Kılıçdaroğlu, Fransa'da siyaset yapsaydı kesinlikle başarılı olurdu. Her seçimi de kazanırdı. Yani, çıkar yener, çıkar yener, çıkar bir daha yenerdi." ifadesini kullandı.
Tuna şunları kaydetti:
"Merdivenlere ters binmesine bile Val Vaxman'ın kör halde çektiği filme yükledikleri gibi bambaşka anlamlar yüklerlerdi.
Hele ki ABD gezisinde olduğu gibi 8 saat boyunca ortadan kaybolmasına, bunu da hamburger yemekle açıklamasına, o kadar hamburger yediği halde fit kalmayı başarmasına Fransızlar hepten hayran kalır, Macron'dan katbekat fazla desteklerlerdi."