Sabah gazetesi yazarı Nurullah Gür, Türkiye'nin kur-faiz parametresine sıkıştırılmayı hak etmediğini savunarak "Bu iki parametre Türkiye ekonomisinin ne kapasitesini ne de potansiyelini yansıtıyor" dedi.
Vatandaşların eriyen alım gücünün kalıcı olarak giderilmesi için enflasyonu düşürmek gerektiğini ifade eden Gür, yaşanan kur şokunun enflasyon üzerindeki risklerini asgari seviyede tutabilmek için ekonominin tüm paydaşlarının sürece katkı vermesi gerektiğini ifade etti.
"2000'li yıllarda yüksek faiz-düşük kur anlayışına uzunca bir süre saplanıp kalması üretimi fazlasıyla ithalata bağımlı hale getirdi." diyen Gür yazısında şunları kaydetti:
"İhracatın ithalatı karşılama oranı bir ara (2011 yılı) yüzde 56'ya kadar indi. Zamanla döviz kurunun enflasyon üzerindeki geçişkenlik etkisi problemli bir hale geldi. Türkiye ekonomisi açısından bir diğer kırılganlık unsuru bu. Kurun yükselişe geçtiği bu gibi dönemlerde enflasyon hızla yukarıya doğru hareket ediyor. Hanelerin döviz cinsinden borç yükü düşük olduğundan, kur şoklarının vatandaşlara olumsuz yansımalarını büyük oranda enflasyon cephesinde yaşıyoruz. Kur-faiz ikilisi 2000'lerde hep uç noktalarda gezindi. Makul oranlarda dengenin oluşması ekonomimizin ihtiyacı."