Sabah gazetesi yazarı Nurullah Gür, Merkez Bankası'nın faiz kararına ilişkin olarak, "Koruma kalkanı vazifesi görmek için TCMB’nin faizleri önden artırmayı tercih ettiği anlaşılıyor. İlerleyen aylarda TCMB’nin piyasalardan gelebilecek faiz baskısına daha güçlü direnç göstermesini bekleyebiliriz" yorumunu yaptı.
Gür, "Piyasalar 1.5 puanlık faiz artışına razıydı. TCMB beklentilerin üzerinde bir hamleyle faizi yüzde 15'ten 17'ye çekti. Bu toplantıda faiz artışına gerek var mıydı? Nereden baktığınıza bağlı olarak bu soruya verilebilecek cevaplar farklılaşabilir. 12 ay sonrasına yönelik piyasaların enflasyon beklentisi yüzde 10.84. Politika faizi yüzde 15'te kalsaydı bile reel faiz yüzde 4 gibi mevcut küresel koşullar için oldukça yüksek bir seviyede olacaktı. Para politikasını sıkılaştıran önceki adımlar sonrasında kredi büyümesinde hissedilir bir gerileme yaşanmaya başlamıştı. Kredi faizleri yüzde 20'nin üzerine çıktı. Dolayısıyla, zaten kredi genişlemesinin enflasyon üzerinde oluşturduğu tehdit azalıyordu. Döviz kurlarındaki oynaklığın normale döndüğünü de listeye ekleyelim. Bu gelişmeleri dikkate aldığınızda faiz artışına gerek yoktu diye düşünebilirsiniz." düşüncesini dile getirdi.
Gür yazısında, "Şimdi başka faktörleri de denkleme ekleyerek TCMB'nin hamlesini yorumlamaya çalışalım. Gıda fiyatları ve baz etkisinden dolayı enflasyon bahar aylarına kadar yüksek seyretmeye devam edecek. Enflasyonun düşüşe geçmeyecek olmasının kur ve dolarizasyon üzerinde olumsuz etkileri olabilirdi. Eğer döviz piyasasında yeni hareketlenmeler yaşanırsa, TCMB'nin şimdilik geçici olduğunu düşündüğü yüksek enflasyonun kalıcı hale dönüşme riski var. Bu da enflasyon beklentisini bozacağı için 'makul reel faiz' tartışmaları yeniden başlayabilirdi. Türkiye ABD ve AB ile ilişkileri yeniden güçlendirmek istiyor. Ancak, dış politika ve jeopolitik meselelerde bazı belirsizliklerin sürdüğü de bir gerçek. Özellikle Biden döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinin izleyeceği yeni seyir çok kritik. Döviz piyasası ve rezervlerdeki hassas dengelerden dolayı ekonomi dışındaki belirsizlik ve riskleri de göz önünde bulundurarak para politikasını şekillendirmek gerekiyor. Sonuç olarak, koruma kalkanı vazifesi görmesi için TCMB'nin faizleri önden artırmayı tercih ettiği anlaşılıyor." ifadesini kullandı.