Dünya

Şaat: Türkiye Filistin'e cesaret veriyor ANKARA (A.A)

06 Eylül 2011 00:41
-Şaat: Türkiye Filistin'e cesaret veriyor ANKARA (A.A) - 05.09.2011 - Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın özel temsilcisi Nebil Şaat, Türkiye'nin takınmış olduğu cesurane tutumun, aynı zamanda Filistin halkına da büyük cesaret verdiğini bildirdi.  Şaat, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Dışişleri Resmi Konutu'nda yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'ye her gelişinde kendisini Filistin'de gibi hissettiğini söyledi. Her zaman konukseverlik, dostluk ve sevgiyle karşılandığını dile getiren Şaat, "Ben esasında destek için gelmedim, zaten Türkiye, Filistin'i ilgilendiren bütün meselelerde gönülden, kalpten, açık bir şekilde destek vermektedir" dedi. Şaat, bu ziyareti fikir ve bilgi teatisinde bulunmak, Türk muhataplarının, "Eylül Kampanyası" olarak adlandırdıkları Filistin'in BM'de tanınmasına ilişkin kampanya konusunda verecekleri öğütleri dinlemek için gerçekleştirdiklerini ifade etti. İsrail'in Filistin'i işgaliyle kalmadığını, işgal ettiği bölgelerde yerleşim birimleri açtığını hatırlatan Şaat, bu zor dönemde Filistinlilerin meşru olan kendi geleceklerini tayin hakkını ve Filistin Devleti'nin tanınmasını amaçlayan çok haklı bir kampanya yürüttüklerini söyledi. Filistin Kurtuluş Örgütü, 1988'de Cezayir'de Filistin Devleti'nin kurulduğunu ilan ettiğinde, Türkiye'nin öncül bir rol oynayarak Filistin Devleti'ni tanıyan ilk ülke olduğuna işaret eden Şaat, bugüne kadar barış çabalarını ve görüşmelerini sürdürdüklerini ve 1967 yılı sınırları içerisinde Filistin Devleti'nin tanınmasını amaçladıklarını bildirdi. Şaat, şöyle devam etti: "Biz, bu tanıma için çabaları sürdürürken, hiçbir zaman müzakereleri de bir yana itmedik. Biz sürekli bir şekilde Filistin Devleti'nin tanınması için, kesin bir sonuca, barışçıl, adil bir sonuca bağlanması için görüşmeleri de sürdürdük. Fakat barışa ilişkin 20 yıl önce imzaladığımız anlaşmalara rağmen halen tam bir işgal altında bulunuyoruz. Bu müzakereleri sürdürmemize rağmen İsrail, yerleşim birimlerinin inşaatını, özellikle de Doğu Kudüs'teki bu inşaatı sürdürmeyi devam ettiriyor. 20 yıl geçmiş olmasına rağmen Filistin'in ve Gazze kesiminin işgali devam etmektedir. Özgürlükler bastırılıyor. Aynı şekilde halihazırda 6 bin Filistin'li İsrail hapishanelerinde bulunmaktadır." Bütün bunlardan dolayı uluslararası topluma dönmek durumunda olduklarını işaret eden Şaat, BM üyeliklerinin tanınması ve Gazze Şeridi konusunda da Türkiye'yle görüşmek istediklerini söyledi. Bu çabaların aslında şiddetten uzak, barışçıl mücadelenin bir bölümünü oluşturduğunu vurgulayan Şaat, ancak bu mücadeleyi İsrail'in zorlaştırdığını belirtti. -Türk-İsrail ilişkileri- Şaat, İsrail'in tıpkı kendilerinin BM'ye başvurmasını engellediği gibi, barışçıl, sivil girişimlere karşı çıkarak, özgürlük çerçevesi içerisinde Gazze'ye ulaşmaya çalışan 9 Türk vatandaşını şehit ettiğini söyledi. Türkiye'nin İsrail'e karşı takındığı tutumu çok iyi anladıklarını belirten Şaat, Türkiye'nin istediklerinin meşru olan bazı haklardan başka bir şey olmadığın belirtti. Türkiye'nin uluslararası mahkemelere başvurmasınıN, kendilerinin de desteklediği ve savunduğu bir tutum olduğunu dile getiren Şaat, şöyle devam etti: "Akdeniz'in doğusunda İsrail'in hegemonyasının kabul edilmesi mümkün değildir. Bu bölgede gerçek barışı isteyenler İsrail'in bu şiddet takınan tutumlarını, hegemonyasını kabul edemezler. Biz, bu bölgede gerçek bir barış istemekteyiz. Eşitlik esasına dayanan, özgürlüğe, bağımsızlığa ve Akdeniz'e kıyısı bulunan bütün ülkelerin vatandaşlarına özgürlük tanıyan bir barış talep etmekteyiz. Biz, Türkiye'nin takındığı tutuma hem güveniyoruz hem kıvanç duyuyoruz. Türkiye'nin takınmış olduğu cesurane tutum, aynı zamanda Filistin halkına da büyük cesaret vermektedir."   Şaat, Davutoğlu ve Türk yetkililere, Filistin Devleti'nin BM'de tanınması konusundaki kampanyaya verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ederek, "Arap Baharı, bu bölgenin birçok boyutunu değiştirmektedir. Filistin'de de Filistin'i işgalden kurtaracak bir Filistin Baharı olacak ve tam bir barışı gerçekleştirecek ve Türkiye'nin bütün Arap bölgesiyle ilişkilerini geliştirecek. Birlikte BM'ye gideceğiz. İşbirliğimiz devam edecek" diye konuştu.