Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP'nin kurucu kadrosunun içinde yetiştiği Milli Gorüş hareketini temsil eden Saadet Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, İslam dünyasında yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmeler ışığında Türkiye’nin dış politikasını değerlendirdi. "Sen herkesle kavgalısın, kavgalı olmadığın neresi var" diyen Karamollaoğlu, "Libya, Suriye ve Irak’la kavgalı, şimdi İran’la kavgaya götürüyorlar. Ürdün ve Lübnan’la hiç aran yok. Böyle bir şey olur mu! Türkiye’nin herkesi bir araya getirmesi lazım. Bunu Erbakan Hoca başardı. 11 ayda laf üretmedi, icraat yaptı, D-8’leri kurdu. Allah’tan korkmak lazım. D-8’ler hâlâ hareketsiz. Liderlik öyle kabadayılıkla olmaz" ifadelerini kullandı.
Milli gazetede yer alan haber şöyle:
'Kavgalı olmadığımız İslam ülkesi kalmadı'
Türkiye’nin İslam âlemini parçalamaya çalışan, Siyonizmin aleti olmaktan kurtulmadıkça, etki alanı oluşturamayacağını ifada eden Karamollaoğlu ,“İşte sonuç da ortada olmuyor. Her işin bir usulü var. Çağrıda bulun güzel, peki onun arkası nasıl gelecek. Sen herkesle kavgalısın, kavgalı olmadığın neresi var. Libya, Suriye ve Irak’la kavgalı, şimdi İran’la kavgaya götürüyorlar. Ürdün ve Lübnan’la hiç aran yok. Böyle bir şey olur mu! Türkiye’nin herkesi bir araya getirmesi lazım. Bunu Erbakan Hoca başardı. 11 ayda laf üretmedi, icraat yaptı, D-8’leri kurdu. Allah’tan korkmak lazım. D-8’ler hâlâ hareketsiz. Liderlik öyle kabadayılıkla olmaz. Bunlar zaten bir araya gelmezler. İşte o gelmez denileni bir araya getirmek önemli. Türkiye tamamen etkisiz bir ülke haline geldi. Birileri bunlardan gocunabilir ama bu bir gerçek. AB’de de etkimiz yok, İslam âleminde de etkimiz yok” açıklamasında bulundu.
'Hangi ülkede katliamlara engel olabildiler'
Karamollağlu, “Yöneticilerimizin İslam âlemine görünüşte liderlik ediyormuş, edecekmiş gibi bir havası var. Soruyorum, hangi ülkede etkili bir tavır sergileyebildiler. Katliamlara nerede mani oldular. Sadece katliamlar Mısır’da değil, Bangladeş’te de, Myanmar’da da meydana geliyor. Orada 1,5 milyon insan sürgünde. Afrika darmadağın oldu. Libya darmadağını. Kim öncülük edecek bunlara. Şu anda maalesef Irak kan gölüne döndü” dedi.
'NATO ile birlikte Libya’yı bombaladılar'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO’nun kuruluş yıldönümü etkinliklerinde NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanları ile şarkılar söylemesine de tepki gösteren Karamollaoğlu, “Güler misin ağlar mısın bu halimize diyeceğiz” diye eleştirdi. Karamollaoğlu, “NATO, SSCB’nin dağılmasından sonra İslam âlemini hedef alan stratejiler geliştirdi. Şimdi NATO, İslam âlemine düşman. Önce NATO’yu bu politikadan vazgeçirmek lazım. Türkiye NATO’da etkili bir ülke değil. Libya’da ‘NATO’nun ne işi var’ dediler, sonra onlarla gidip bombaladılar. NATO ittifak ile karar alır. Bir ülke diretirse alınamaz o karar. Hiçbir konuda diretemedi” açıklamasında bulundu.
Mısır’da Mursi için alınan kararı gazetemize değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Adayı Temel Karamollaoğlu öncelikle kararı İslam âlemi ve Mısır için yüz karası bir karar olarak niteledi. Karamollaoğlu, “Seçimde iş başına gelen bir devlet başkanını ve partiyi siz darbe ile alaşağı edeceksiniz. Sonra tam manasıyla uydurma bir seçim yapacaksınız. Bunun arkasından da Mısır’da adalet ve demokrasi varmış gibi havaya gireceksiniz. Bütün İslam alemini ve bütün dünyayı da hem şok etti, hem de üzdü” değerlendirmesini yaptı.
'Türkiye’de liderlik ediyormuş havası var'
Karamollaoğlu, üzüldükleri noktanın ise İslam âleminin bu anti-demokratik kararı karşısında cılız sesler çıkarmaları olduğuna da işaret ederek, “Cılız birkaç ses çıkıyor. Birçok İslam ülkesinde gençler ve halk bu karara tepki gösteriyor. Ama esas tepki göstermesi gerekenler de çıt yok. Hükümet ve parlamentolarda ses yok. Bu hakikaten bir zulüm. İslam aleminin hali de yüreğimizi paralıyor. Çünkü İslam alemi de başsız. Bir araya gelmeyi başaramıyor. İslam alemine liderlik yapacak, bir ülke ve kişi lazım. Bu da yok. Türkiye’nin aslında İslam aleminde görünüşte liderlik ediyormuş, edecekmiş gibi bir havası var yöneticilerin. Hangi ülke de etkili bir tavır sergileyebildiler. Bu tip katliamlara nerede mani oldular. Sadece bu katliamlar Mısır’da değil, Bangladeş’te de, Myanmar’da da meydana geliyor. Orada 1,5 milyon insan sürgünde. Afrika’da darmadağın oldu. Libya darmadağınık. Kim öncülük edecek bunlara. Şu anda maalesef Irak kan gölüne döndü” diye konuştu.
'Bir tarafında AB, bir tarafında ABD, nasıl lider olacaksın'
Türkiye’nin İslam Konferansı Örgütü’ne üyelik sürecini de hatırlatan Karamollaoğlu, o dönemde Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın dik duruşunun önemine değindi. Karamollaoğlu şöyle devam etti: “İKÖ, Kral Faysal tarafından Kudüs işgal edildikten sonra ona tepki olarak 1967’de kurulmuştu. Biz orada gözlemci üyeydik. Ne zamana kadar 1976 yılına kadar. İKÖ İstanbul’da toplanana kadar. Rahmetli Erbakan, ‘Biz gözlemci üye olarak kalamayız, mutlaka asli üyesi olmalıyız’ demişti. Birçok direnç gösterilmesine rağmen de neticede de Türkiye üye olmuştu. Şimdi, biz üye miyiz, değil miyiz. D8’ler diye bir kuruluş var mı, yok mu. Kim İslam alemine yön verecek, kim zulümleri durduracak, kim haksızlıklara dur diyecek. Maalesef şu anda kimse yok. Bu iş zannediliyor ki, meydanlarda halka nutuk attığın zaman,halk nasıl senin peşinde geliyorsa, dünyada da böyle yürür sanıyorlar.
Bir tarafa AB’yi alacaksın, bir tarafına Amerika’yı alacaksın, bir tarafa da İsrail’i alacaksın. Bunlar senin stratejik ortağın olacak, sonra sen İslam alemindeki bu yanlışlıkları düzeltmeye kalkacaksın. Tabiri caizse, buna kargalar güler, zaten de gülüyor. Hiçbir şey yapılamıyor, yapılmıyor. Türkiye’nin kendi kendisine çeki düzen vermesi gerekir. Bu meseleler ile ciddi olarak ilgilenmek gerekir. Laf hiçbir mana ifade etmiyor. Çünkü ‘peynir gemisi lafla yürümüyor’ Bu gidişat hepimizi derinden yaraladı” diye eleştirilerini sıraladı.
'Yakında yeni bir dönem başlayacak'
Karamollaoğlu, bir gün Sisi’den de onu destekleyenlerden de mutlaka hesap sorulacağını da kaydederek, “Ümit ederiz ki, bu alınan kararlar infaz edilmez. Bu yanlışlıkların devam etmesi durumunda ne olursa olsun, ilerde bunun hesabı mutlaka Sisi’den de onun destekleyenlerden de sorulur. Buna seyirci kalanlardan da sorulur. Türkiye, ümit ediyorum ki, yakında yeni bir döneme başlayacak. Bu dönem İslam alemine sahip çıkmanın, İslam aleminde yeniden birlik ve beraberliğin tesisi, İslam aleminin güçlenerek ayağa kalkması dönemi olacak. Onun ilk adımı olacak inşallah. Türkiye bu gidişata seyirci kalmayacak” diye konuştu.
'Ne AB’de, ne NATO’da, ne de İslam ülkelerinde etkimiz var'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun NATO’nun kuruluş yıldönümü etkinliklerinde NATO üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları ile şarkılar söylemesine de tepki gösteren Karamollaoğlu, “Güler misin ağlar mısın bu halimize diyeceğiz” diye eleştirdi. Karamollaoğlu, NATO’nin SSCB’nin dağılmasından sonra İslam ülkelerini hedef aldığını da hatırlatarak, “NATO, SSCB’nin dağılmasından sonra İslam alemini hedef alan stratejiler geliştirdi. Eskiden İslam alemi için NATO’nun bir problemi yoktu, İslam alemini dost kabul ediyorlardı. Şimdi ise İslam alemi düşman. Önce NATO’yu bu politikadan vazgeçirmek lazım. Türkiye NATO’da etkili bir ülke değil. Libya’da ‘NATO’nun ne işi var’ dediler, sonra onlarla gidip bombaladılar. NATO ittifak ile karar alır. Bir ülke diretirse alınamaz o karar. Hiçbir konuda diretemedi” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin bölgesinde güçlü bir ülke olabilmesi için Siyonist alemden kurtulması gerektiğine de değinen Temel Karamollaoğlu, “Türkiye, İslam âlemini parçalamaya çalışan, Batı âleminin Siyonist âlemin, aleti olmaktan kurtulmadıkça, güçlenmedikçe, hiçbir etkisi olmaz. İşte sonuçta olmuyor. Her işin bir usulü var. Çağrıda bulun güzel, peki onun arkası nasıl gelecek. Sen herkesle kavgalısın, kavgalı olmadığın neresi var. Libya, Suriye ve Irak’la kavgalı, şimdi İran’la kavgaya götürüyorlar. Ürdün ve Lübnan’la hiç aran yok. Böyle bir şey olur mu! Türkiye’nin herkesi bir araya getirmesi lazım. Bunu Erbakan Hoca başardı. 11 ayda laf üretmedi, icraat yaptı, D-8’leri kurdu. Allah’tan korkmak lazım. D-8’ler hâlâ hareketsiz . Liderlik öyle kabadayılıkla olmaz. Bunlar zaten bir araya gelmezler. İşte o gelmez denileni bir araya getirmek önemli. Devlet adamlılığı üst perdeden konuşmak değildir. Devlet adamlılığı etkili politika üretmektir. Şuanda bunlardan hiçbir tanesi yok. Türkiye tamamen etkisiz bir ülke haline geldi. Birileri bunlardan gocunabilir ama bu bir gerçek. AB’de de etkimiz yok, İslam aleminde de etkimiz yok” açıklamasında bulundu.
'Devletin 8 uçağı, turistik seyahat yapıyor'
Karamollaoğlu, Türkiye’nin devlet adamlarının kullanması için 8 adet uçağının olduğuna da değinerek, “Bu 8 tane uçak turistik seyahat dışında ne yapıyor. Başkalarına gidip tokalaşmak, sohbet etmek, birkaç anlaşma imzalamak yetmiyor. Tenkitleri dikkate almayanlar icraat yapamazlar. Bunlardan gocunanlar icraat yapamazlar. Biz kötülemek için değil, doğru hareket etsinler diye söylüyoruz. Ben bilirim, benden başka kimse bilmez diyenler, İslam alemini bu hale getirdiler, gelmesine seyirci kaldılar, mani olamadılar. Umarız bundan sonra biraz daha sorumluluk sahibi olurlar” diye eleştirdi.