T24 Haber Merkezi
Saadet Partisi'nin 9. Olağan Kongresi, Ankara'da Atatürk Spor Salonu'nda yapılıyor. Genel Başkan sıfatıyla son kez konuşma yapan Temel Karamollaoğlu, "Mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman 'zalimin talim ettiği yola minnet etmedim.' Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim" dedi. Saadet Partisi Genel Başkan Adayı ve İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Adayı Birol Aydın ise iktidarı eleştirerek; "Türkiye'nin potansiyeli var, biz kapasiteye dönüştüreceğiz. Türkiye'de fakirlik artıyor. Yoksulluğu biz bitireceğiz. Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış. Hepsini söküp atacağız" ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi’nin genel başkan adayı ve partinin genel başkanvekili Mahmut Arıkan, iktidarı eleştirerek; "Var oluşunu altın varaklı tahtlarını İsrail’e borçlu hissedenler, siyonizme minnetini ziyadesiyle arz etmektedir. Kalkan her gemi, giden her konteyner, akan her varil petrol bu minnetin sonucu" şeklinde konuştu.
Kongre sonucu Mahmut Arıkan, 823 oy alarak Saadet Partisi'nin yeni Genel Başkanı oldu.
Temel Karamollaoğlu'nun, "Netanyahu’nun elini sıkanlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun elini sıktık diye bizi hain ilan ettiler” sözlerinin ardından atılan "Katil İsrail İş birlikçi AKP" sloganları sonrası, salondaki AKP'liler orayı terk etti.
Saadet Partisi'nin 9. Olağan Kongresi, Ankara'da Atatürk Spor Salonu'nda başladı.
8 yıldır genel başkanlık görevini sürdüren Temel Karamollaoğlu’nun yeniden aday olmadığı kongrede yeni genel başkan, Genel İdare Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelikleri için seçim yapılacak. Kongrede genel başkanlık için Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın aday oldu.
Saadet Partisi'nin "Yaşanabilir bir Türkiye ancak Saadet'le olur" sloganıyla düzenlenen 9'ncu Olağan Kongresi, Atatürk Spor Salonu'nda başladı. Salonda Mustafa Kemal Atatürk'ün posteri, Türk bayrağı, Saadet Partisi'nin kurucusu ve eski Başbakan Necmettin Erbakan ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun posterleri, Saadet Partisi'nin flamaları asıldı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yanında Genel Başkan adayı Mahmut Arıkan ile salona girdiği sırada partililer, "Bilge Başkan, Temel Başkan" sloganı attı.
Salonda "Gelenekten geleceğe omuz omuza", "Türkiye'ye başkan Mahmut Arıkan", "Başkan Arıkan", "Bilge Başkan son sözünü söyledi", "Mücahit Arıkan" pankartları da yer aldı.
Partililerin yoğun katılım gösterdiği kongrede, Necmettin Erbakan ile ilgili sinevizyon ekrana geldi. Bu sırada partiler, "Mücahit Erbakan" sloganları attı. Kongrede Saadet Partisi Konya Gençlik Kolları'ndan bir genç, rap şarkı söyledi.
Saadet Partisi'nin kongresine AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap ve DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki katıldı.
Genel Başkanlık yarışıKongre öncesi partinin Yüksek İstişare Kurulu (YİK), Genel Başkanvekili Mahmut Arıkan'ı genel başkan adayı olarak belirledi. Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın ile eski Genel Başkan ve YİK üyesi Mustafa Kamalak da adaylıklarını duyurdu, ancak iki ismin de parti tüzüğüne göre delegelerin yüzde 15'inin desteğini alması gerekiyor. |
Karamollaoğlu'ndan veda konuşması
Karamollaoğlu kongrede veda konuşması yaptı. “Mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman 'zalimin talim ettiği yola minnet etmedim.' Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim” dedi. Genel başkan adayı olarak Mahmut Arıkan’ı işaret eden Karamollaoğlu, konuşmasını helallik isteyerek tamamladı. Karamollaoğlu özetle şunları söyledi:
“Besmele çekip işe koyuluyoruz”
Tarihi bir dönemde tarihi bir kongre yapıyoruz. Bugün, 9. Olağanüstü Büyük Kongremizi gerçekleştiriyoruz. “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Adil Bir Dünya” yolunda yeni bir döneme, yeni bir başlangıca yeni bir şahlanışa adım atıyoruz. 55 yıllık bir mazinin birikimini, bugünün dinamizmiyle buluşturuyor, bir kez daha besmelemizi çekiyor, işe koyuluyoruz.
“Saraydaki yusuf’a dost olmak kolay, asıl olan kuyudaki yusuf’a dost olabilmek”
Mekanlar değişti, makamlar değişti. Adresler değişti, ama ne yolumuzdan, ne istikametimizden, ne de inancımızdan zerre kadar taviz vermedik. Milli Nizam’ı kurarken hangi ruh ve heyecana sahipsek, bugün de aynı azim, aynı kararlılık ve aynı heyecanla hedefe yürüyoruz. Saadet Partisi konjonktüre göre yön değiştirenlerin değil, her şart altında hakkı savunanların, ilk zorlukta veda edenlerin değil ahde vefa gösterenlerin partisidir. Saraydaki Yusuf’a dost olmak kolay, asıl olan Kuyudaki Yusuf’a dost olabilmek, kuyudaki Yusuf’un yanında olabilmektir. Saadet Partisi, sarayların şatafatına kananların değil kuyudaki Yusuf’a el uzatanların partisidir. İnşallah bu mücadelemiz yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana kadar devam edecek.
“Bugün genel başkan olarak son kez hitap ediyorum”
Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı olarak sizlere son kez hitap ediyorum. Elbette bugünden sonra da bir kardeşiniz olarak, ama en önemlisi, bu büyük hareketin bir neferi olarak, sizlerle kol kola, omuz omuza yürümeye devam edeceğim inşallah. Hepinizin bildiği gibi hem yaşım hem de giderek kronikleşen sağlık sorunlarım nedeniyle bu ulvi görevi hakkıyla yürütememenin endişesini bir süredir taşıyordum. Ruhum, gönlüm Anadolu’yu hallaç pamuğu gibi atacak bir çalışma temposu isterken, bedenim buna izin vermiyor maalesef. Bunu da aylar öncesinden hem sizlerle hem de kamuoyuyla bütün samimiyetimle paylaştım.
“Genel başkanlık için şeffaf bir istişare süreci yürüttük”
Milli Görüş’ün, Saadet Partimizin, prensip ve temayüllerine uygun bir şekilde bir istişare süreci başlattık. Bütün bu süreci en şeffaf şekilde sizlerle, teşkilatımızla paylaştık. Genel başkan adayı olarak 83 kardeşimizin ismi yazıldı, birinci aşamada isimler 5’e düşürüldü ve nihayetinde hepinizin yakından tanıdığı Genel Başkan Vekilimiz, Kayseri Milletvekilimiz Mahmut Arıkan kardeşimizin isminin tavsiye edilmesinde mutabık kalındı. Gençliği, dinamizmi, birikimi, samimiyeti teşkilat geçmişiyle partimizi çok daha ileri noktalara taşıyacak, bundan hiç şüphemiz yok. Hani çekirdekten yetişme denir ya, öyle bir kardeşimiz. Öğrenciliğinde MGV’de; AGD’de görev almış. Sandık müşahitliğinden başlayıp ilçe başkanlığı, il başkanlığı yapmış partimizin hemen her kademesinde vazife almış bir kardeşimiz.
"Mükemmel bir genel başkandım demiyorum"
Bu konuşma benim adıma bir teşekkür, bir de helalleşme konuşmasıdır. Bundan tam 8 yıl önce, yine bu salonda siz kıymetli delegelerimizin oylarıyla genel başkanlığa layık görülmüştüm. Mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman “zalimin talim ettiği yola minnet etmedim.” Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim.
“Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar”
Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Perez’i Meclis’te alkışlatıp, Herzog’u Saray’da ağırlayanlar bu ülkenin altı partisi millet için bir araya geldi diye bize demediklerini bırakmadılar. Beyaz Saray’da oval masada Trump ile Biden ile buluşanlar biz 6’lı masada buluştuk diye bize demediklerini bırakmadılar… Herkes bir şeyler söyledi. Ocu dediler, şucu dediler, bucu dediler. Ama elhamdülillah hiçbir zaman yetim hakkı yiyorlar diyemediler. Hiçbir zaman haksız ihale alıyor diyemediler. Karanlık odalarda BOP projelerine eş başkanlık ediyorlar diyemediler. Gazze’de masum çocuklar katledilirken, İsrail’e ticaret gemisi gönderiyorlar, diyemediler.
Helallik istedi
Tekrar söylüyorum, mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Harika işler yaptım da demiyorum. Ama inanıyorum ki, kalpleri elinde tutan Cenab-ı Allah’tır. Bütün kalbimle söylüyorum ki, “Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım, yapmaya çalıştım.” Bu görevde eksikliklerim, hatalarım olmuştur. Hepimiz insanız. Ancak bilerek kimseyi incitmemeye, kimseye haksızlık etmemeye özen gösterdim. Bu süre içinde gücüm yettiğince, dilim döndüğünce davamıza, partimize, ülkemize, milletimize hizmet etmeye çalıştım. Milli Görüş’ün temel düsturlarından biri olan “Hayra Motor-Şerre Fren” olma adına elimden geleni yapmaya gayret ettim. Şayet bilmeden ve istemeden sizlerden, ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizden, kalbini kırdığım insanlar olduysa, haklarını helal etmelerini istiyorum. Hakkınızı helal edin. Ben eğer üzerinizde bir nebze olsun hakkım varsa bütün haklarımı sizlere helal ediyorum. Bugünden itibaren, bütün enerjimle, bütün imkanımla, bütün zamanımla emrinizde olacağım. Takatim bitene, son nefesime kadar verilen her görevi eksiksiz yerine getirmeye çalışacağım."
Karamollaoğlu'nun sözleri sonrası AKP'liler salonu terk ettiSaadet Partisi 9. Olağan Kongresi'nde Temel Karamollaoğlu'nun "Netanyahu’nun elini sıkanlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun elini sıktık diye bizi hain ilan ettiler” sözlerinin ardından atılan "Katil İsrail İşbirlikçi AKP" sloganları sonrası, AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş ve Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz salonu terk etti. |
Genel Başkan Adayı Birol Aydın: Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış, hepsini söküp atacağız
Kongrede genel başkanlık için Genel Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Birol Aydın aday oldu.
Genel Başkan Adayı Aydın, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Büyük mefkurenin partisi olmak zordur. Zoru başardık. Yönümüzü, hiç değiştirmedik. Çünkü inancımız, istikametimizdir. Yolumuzu, hiç kaybetmedik. Çünkü pusulamız, samimiyetimizdir. Partilerin duruşunu ve şahsiyetini; vazgeçmedikleri ve reddettikleri belirler. Hiçbirimiz, kazanmak için istikameti terk etmedik. Biliriz ki istikameti terk eden, şahsiyeti kaybeder. Son yirmi yılda bunu defalarca gördük. İktidara gelmek için olmadık taahhütler verenlerin, iktidarda kalmak için kimlere neleri taahhüt ettiklerine de şahitlik ediyoruz.
Biz, yanlışlara ve kötülüğe şahit olmakla yetinemeyiz. Biz Saadet Partililer; yanlış işlere son vermek, hakkı üstün tutmak için siyaset yaparız. Tam da bu yüzden partimiz ve mensuplarımız üzerinde hiç kimse vesayet kuramaz. Saadet iktidarına milletimizin ve ümmetin, memleketimizin ve bölgenin, dünyanın ve insanlığın her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var. Bu salondaki irade ve heyecan, bu salondakilerin kararı ve kararlılığı, bu yüzden çok ama çok değerlidir.
"Saadet Partisi'ni ne ele geçirebilirler ne de elekten geçirebilirler"
Saadet Partisi’nin etkisi ve gücü aldığı oy oranıyla, sahip olduğu milletvekili ve belediye başkanlığı sayısıyla ölçülemez ve sınırlanamaz. Bizim topluma yön verme kapasitemiz de 'kötülüğün iktidarına' son verme potansiyelimiz de her zaman oldu. Kararlarımızla, sözümüzün gücüyle ve hatta sessizliğimizle dahi karar ve sonuç değiştirebilen bir partiyiz biz. Bu nedenle, partimizi susturmaya heves edenler, ilhaka yeltenenler her zaman oldu ve hâlâ da var.
Saadet Partisi'ni ne ele geçirebilirler ne de elekten geçirebilirler. Partilerimizi kapattılar ama ufkumuz hep açık kaldı. Hükümetimizi yıktılar fakat hürmetimize hiçbir zaman dokunamadılar. İktidar olmamıza tahammül edemediler ancak itibarımıza tek laf söyleyemediler. Peki neden? Bizi kuşatmayı neden başaramıyorlar? Saadet Partisi'ni ilhak çabaları neden sonuçsuz kalıyor? Bu sorunun cevabı, işte bu salonda. Tam da karşımda duruyor.
Aydın'dan iktidara eleştiriler...
Milletin hali, memleketin ahvali ortadadır. Devletin durumu, hükümetin umursamazlığı hepimizin malumudur. Partimizin ve fikrimizin hükümet olmadığı her gün, maliyet artmakta, umut azalmakta, ufuk kararmaktadır. Devlet idaresi, yerinde saymayı dahi beceremeyen acemi asker gibi aksıyor. Ekonomik açıdan bitik, diplomatik zeminde yitik bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Türkiye'nin sorunları var, biz çözeceğiz. Türkiye'nin düşmanları var, biz yeneceğiz. Türkiye'nin potansiyeli var, biz kapasiteye dönüştüreceğiz. Türkiye'de fakirlik artıyor. Yoksulluğu biz bitireceğiz. Türkiye'de yolsuzluk, hırsızlık ve arsızlık zirve yapmış. Hepsini söküp atacağız. Türkiye, faiz bataklığında çırpınıyor. Faizi bitirecek, bataklığı kurutacağız. Ahlaki yozlaşma, manevi tahribatın dip yaptığı bir dönemdeyiz. Biz, ahlaki ve manevi değerlerimizi yeniden ihya edeceğiz.
İktidar olmadığımız, hükümeti kurmadığımız her gün vebalimiz artıyor. Türkiye’nin kurtuluş reçetesi, bu kongre salonunda yazılacak. Saadet Partimiz güçlenmedikçe, Türkiye düzelmedikçe; canımızı yakmaya, bölgemizi yıkmaya devam edecekler. Suriye’de insansızlaştırma politikasını uygulayanlar, şimdi İran’ı hedef alıyorlar. Filistin’i işgal edenler, gözünü Lübnan’a, Türkiye’ye dikiyorlar. Sadece Türkiye’yi yönetmeye talip olmak, gaflettir, delalettir. Bölgemizi, medeniyet paydaşımız ülkeleri ve komşularımızı dikkate almadan Türkiye yönetilemez.
Bugün hükümette biz olsaydık; Suriye’nin toprak bütünlüğü sorunu da Türkiye’nin sığınmacılar gündemi de olmazdı. O yüzden iktidara gelmek zorundayız. Biz bugün iktidarda olsaydık; Gazze’nin başında Siyonizm belası olmazdı. Türkiye’nin limanlarına, İsrail’e mühimmat taşıyan gemiler yanaşamazdı. Siyonist terör örgütü İran’a saldıramaz, Lübnan’a göz koyamazdı. Türkiye de bütün bu olup bitenlere sessiz kalmazdı. Bunun için iktidar olmak zorundayız.
"2016’dan bugüne muhterem genel başkanımızın öncülüğünde yükselttiğimiz söze sadık kalacağız"
Bugün, karar günüdür. Bize, 'dosdoğru olmak' emrediliyor. Dosdoğru olmaktan, dosdoğru konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Herkes, her şeyi konuştu. Bugün; son sözü, sizin söyleyeceğiniz gündür. Herkes bildikleri ve gördükleri karşısında sorumludur. Algıları yöneterek, olayları manipüle ederek ve muhalefeti dizayn ederek 22 yıldır ayakta kalan bir iktidar var. Bu gerçeği, görmezden gelemeyiz. Bugün sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Sizlerin şahitliğinde bir kez daha ifade ediyorum ki; partimize sahip çıkacağız.
2016’dan bugüne muhterem Genel Başkanımızın öncülüğünde yükselttiğimiz söze sadık kalacağız. Partimize emek verenlerin iradesine sahip çıkacağız. Dünümüze, bugünümüze ve yarınlarımıza sahip çıkacağız. 55 yıllık mücadelemizden, çeyrek asırlık duruşumuzdan asla taviz vermeyecek; Biz, biz kalarak yolumuza devam edeceğiz."
"24 Kasım milattır"
Birol Aydın, bugünü milat olarak değerlendirerek, şöyle konuştu:
"24 Kasım milattır. Kurucu dönemden kurumsal döneme geçişi sağlayacak, kurumsal yapımızı güçlendireceğiz. Kurucu kuşağın emaneti olan hareketimizi, sürdürülebilir bir sisteme dönüştüreceğiz. Kişisel yaklaşımlar yerine kurumsal aklın hakim olduğu bir yapıyı birlikte inşa edeceğiz. Partimizde ve MİLKO’larımızda; kararlı, cesur ve sahici adımlar atacağız. Partimizin işleyişindeki soru işaretlerini gidereceğiz. Kurumlarımız, kurullarımız, kurallarımız ve kavramlarımızdaki muğlaklığa son vereceğiz. Hakkaniyete uygun çerçeveyi hep birlikte belirleyecek; kararlılıkla uygulayacağız. Partimizin ve davamızın ideallerini gerçekleştirmek için, 'etkin, üretken ve kapsayıcı siyaset' anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz. Geçmişin birikimi, büyüklerimizin tecrübesi ve bugünkü kadrolarımızın heyecanıyla, yarınlarımızı beraber inşa edeceğiz. Kongre sonunda muhterem Genel Başkanımız ve değerli büyüğümüz Mustafa Kamalak hocamızla birlikte, ben ve Mahmut kardeşim bu platformda hep birlikte sizleri selamlayacak, bu salondan omuz omuza çıkacağız."
Arıkan, konuşmasına Ahmet Arif şiiri ile başladı
Saadet Partisi Genel Merkezi’nin işaret ettiği Genel Başkan adayı Mahmut Arıkan, konuşmasına şair Ahmet Arif'in, "Anadolu" adlı şiirinden, "Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile diş ile. Umut ile sevda ile, düş ile… Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım ne şah ne sultan. Göçüp gitmişler, gölgesiz. Selam etmişim dostuma..." dizelerini okuyarak başladı. Arıkan'ın konuşmasına şöyle devam etti:
“24 Kasım aynı zamanda yeniden iktidara yürüyüşümüzün başladığı gündür. Son yıllarda öğretmenlerimize uygulanan şiddet haberleri bizleri kahrediyor. Öğretmen adaylarımızın hakkını yiyen mülakat marifetiyle emeklerini zayi edenlere buradan bir kez daha sesleniyorum Lütfen söz verdiğini mülakatı kaldırın hakkaniyetli olun kul hakkı yemekten artık vazgeçin.
“Milli Görüş okulunun ilk dersi hiç şüphesiz Filistin davasıdır”
Biz, bilgeliği, uzlaşıyı, erdemin siyasetten üstün olduğunu muhterem Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu'ndan öğrendik. Onlara layık öğrenciler olabilmek için bugüne kadar olduğu gibi bugün bu kongrenin sonunda da büyük bir özveriyle çalışmaya devam edeceğiz. Milli Görüş okulunun ilk dersi hiç şüphesiz Filistin davasıdır. Çok açık ifade ediyorum. Tarih boyunca kınamakla, lanetlemekle seyri değişen tek bir mücadele olmamıştır. Bütün mücadeleler; azim, kararlılık, cesaretle kazanılmıştır. İşte Milli Görüş o azmin iradenin adıdır.
“Varoluşunu İsrail’e borçlu hissedenler siyonizme minnetini ziyadesiyle arz etmektedir”
Milli görüş, geçmişinde Filistin için Meclis’te, meydanda her türlü mekanda mücadele vermiştir. Fakat bugün var oluşunu altın varaklı tahtlarını İsrail’e borçlu hissedenler, siyonizme minnetini ziyadesiyle arz etmektedir. Kalkan her gemi, giden her konteyner, akan her varil petrol bu minnetin sonucudur. Tarih sayfalarına mazlum ve mağdurların koruyucusu olarak yazılmış olan bu ülke bugüne kadar hiçbir zaman bu kadar İsrailci olmamıştı. Bu da bu iktidarın boynundaki en büyük utanç madalyasıdır. Hiçbir siyonist, sözde üstün cesaret madalyasına böyle sadık olacağınızı emin olun tahmin edemezdi. Bizler biliyoruz özgür Filistin ancak ve ancak Saadet Partimizin iktidar olmasıyla hükümet kurmasıyla Milli görüş’ün iktidara gelmesiyle mümkün olacaktır.
“Zalime gemi göndermek şahsiyet değil, şahsiyetsizliktir”
Milli Görüş, önce ahlak ve maneviyat demektir. Ahlak ve maneviyatı olmayanın vicdanı olmaz, şahsiyeti de olmaz. Milli Görüş üretime dönük çalışmak demektir. Beton ekonomisiyle faizle, rantla, ihalelerle bir ülke gelişemez. Milli Görüş, her anlamda üretimi desteklemek demektir. Akademide sanayide, tarlada teknolojide Türkiye'yi inşa etmek demektir. Milli Görüş, faiz değil alınteri, çeteler değil 85 milyon insanımız demektir. Milli Görüş, şahsiyetli dış politika demektir. Türkiye’de dünya da yaşanan tüm gelişmelere başkalarının gözlükleriyle bakmakta ve adımlarını maalesef ona göre atmaktadır. Şahsiyetli bir dış politika milli bir bakış demektir. Mazlumu gözetmektir. Zalime gemi göndermek şahsiyet değil, şahsiyetsizliktir. Erbakan Hocamızın, hareketin tüm yapılarını neden ‘milli’ sıfatıyla nitelediğini bugün çok iyi anlıyoruz."
Kongre sonucu Mahmut Arıkan, 823 oy alarak Saadet Partisi'nin yeni Genel Başkanı oldu.