Hilal Köylü
Ankara
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Ankara ziyaretinde en çok Türkiye-Suriye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölge konusu tartışıldı. Taraflar, güvenli bölgeye ilişkin pozisyonlarını tüm görüş ayrılıklarıyla birlikte ortaya koysa da, güvenli bölge üzerindeki müzakerelerin daha da derinleştirilmesinde anlaştı.
Bugün Ankara'da derin müzakerelerin ilki yapılıyor. Tüm siyasi ve diplomatik çevrelerde de, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 almasıyla Ankara-Washington hattında başlayan gerilimin bu müzakereleri nasıl etkileyeceğine ilişkin meraklı bekleyiş var.
TIKLAYIN - Türkiye ile ABD, 'Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge' görüşmelerine Ankara'da başladı
ABD'nin Türkiye'yi F-35 programından çıkardığını ancak Başkan Trump'ın Türkiye'yi kaybetmek istemediğini belirten Türk Dışişleri yetkilileri, güvenli bölge müzakerelerini S-400'lerden bağımsız bir şekilde yürütmeye ABD'nin de kararlı olduğunu söylüyor. Suriye'de güvenlik ve istikrarın sağlanması konusunda ABD'yle tam mutabakat sağlandığını anlatan diplomatik kaynaklar, güvenli bölge müzakerelerinin kısa sürede tamamlanmaması için ortada büyük bir sorun olmadığını düşünüyor.
Ancak 6 aydan fazladır Ankara-Washington hattında en çok konuşulan konuların başında gelen güvenli bölge konusunda tarafların net bir anlaşmaya varamaması dikkat çekiyor.
Uzmanlar güvenli bölgenin derinliği ve kontrolü, mültecilerin bu bölgeye nasıl yerleştirileceğine ilişkin tarafların bir türlü anlaşamadığına dikkat çekiyor ve S-400 gerilimiyle birlikte güvenli bölge müzakerelerinin daha da uzayacağını söylüyor.
Askeri operasyon ve S-400 çelişkisi
Ortadoğu ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Suriye Uzmanı Oytun Orhan, güvenli bölge konusunda ABD'nin başından beri Türkiye'ye yönelik "oyalama taktiği" güttüğünü düşünüyor.
"Fırat'ın doğusunda PKK uzantısı YPG'nin bölgesel, siyasi statüsünü daha çok düşünen ABD hep siyasi çözüm masasına YPG'yi çekmeye çalıştı" diyen Orhan, Ankara'nın tüm hamlelerinin ABD tarafından bir şekilde yatıştırıldığını hatırlatıyor. Ankara'nın Fırat'ın doğusuna operasyonu gündeme getirdiğinde, Trump'ın da Suriye'den çekilmeyi öne çıkardığını anlatan Orhan, Türkiye'nin ABD'nin bu oyalama taktiğinin farkında olduğunu dile getiriyor. Orhan, "Bu yüzden Ankara'daki müzakerelerde Türkiye Fırat'ın doğusuna askeri operasyon seçeneğini diplomatik masada daha çok kuvvetli gösterecektir. Gelişmeler ona işaret ediyor" öngörüsünde bulunuyor.
Oytun Orhan, Türkiye'nin masada tutacağı askeri operasyon seçeneğini S-400 geriliminin gölgeleyeceği tahmininde de bulunuyor. Türkiye'yi F-35 programından çıkaran ABD'nin Ankara'ya yaptırım hazırlığında olduğunu belirten Orhan "ABD'de, Türkiye'yi kollayan tek kişinin Trump olduğunu görüyoruz. Eğer, Türkiye Fırat'ın doğusuna bir askeri operasyonda bulunursa Trump'ın eli zayıflar. Bunların hesabı yapılacaktır ama günün sonunda muhtemelen ABD, Türkiye'ye sadece sınırlı bir operasyon için yeşil ışık yakabilecektir. Ama her şeyden önce güvenli bölge müzakereleri uzayacaktır" değerlendirmesini yapıyor.
"S-400, müzakereleri zorlar"
Stratejist Nihat Ali Özcan da, S-400 gerilimin güvenli bölge müzakerelerine doğrudan olmasa da etki edebileceğini anlatırken, Türk ordusunun hareketlendiğini, Suriye Demokratik Güçleri'nin geçen hafta beş kilometre daha çekileceğini duyurduğunu, ABD'nin de Fırat'ın doğusunu terörden temizleme kararlılığına vurgu yaptığını hatırlatıyor.
Özcan, "Hepsinin aynı çizgide, ortak paydada buluşması zor görünse de, yürüyen bir müzakere var. ABD, S-400 gerilimi yüzünden Suriye meselesini ne kadar geri plana itebilir ya da itmeyebilir zaman gösterecek ama gerilimin dozunun yüksek olduğu bir ortamda da müzakere yürütmenin zorluğunu biliyoruz. Yeni zorluklar, yeni güçlükler olacaktır. Eğer Jeffrey, tarafların diyalogunu güçlendirebilirse büyük iş başaracak" yorumu yapıyor.
Ankara'da Fırat Nehri'nin doğusundan başlayarak Türkiye-Suriye sınırında oluşturulacak güvenli bölgenin 460 kilometrelik bir hattı kapsaması planlanıyor. Kimi kesimlerinde YPG unsurlarının varlık gösterdiği bu hattın tamamından YPG'nin çıkarılmasını isteyen Ankara, ABD'yle bu konuda net bir anlaşma yapılmasında ısrarcı. ABD, güvenli bölgenin daha dar bir alanla sınırlı kalmasını isterken, Ankara bölgenin güneye doğru derinleştirilmesinden yana pozisyon alıyor. Ankara'nın kontrolünü Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapmasını istediği bölge için ABD, Türkiye'ye sadece gözlemci güç rolü verilebileceğini, kontrolün uluslararası güçlerce sağlanabileceğini söylüyor.