Gündem

Rusya'nın Kuzey Irak'taki büyük petrol satrancı

Kremlin, devlet petrol şirketi Rosneft'i dış politikasının bir aracı olarak kullanıyor. Reuters haber ajansı, bunun son örneği olarak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Rosneft ile ilişkilerini mercek altına aldı.

29 Nisan 2018 20:30

Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin bağımsızlık referandumunun yarattığı siyasi krizin sürdüğü Ekim ayında Bağdat'taki merkezi hükümet nezdindeki petrol bakanlığına bir mektup ulaştı. Mektup, Rusya'nın petrol şirketi Rosneft'in başındaki isim Igor Seçin'in imzasını taşıyordu.

Bir kopyası Reuters haber ajansı tarafından görülen bu mektupta Seçin, Bağdat yönetimini, Rosneft'in ülkenin güneyindeki petrol sahalatının geliştirilmesi yönündeki teklifi konusunda "yapıcı bir tutum ve ilgi göstermemekle" eleştiriyordu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in en yakınındaki isimlerden Seçin, aynı mektupta "stratejik işbirliğini genişletme konusuna daha ilgili yaklaşan" Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile iş yapmayı tercih edeceklerini de söylüyordu.

Geçmişte Kürt haklarına ve bağımsızlık çabalarına sempatiyle yaklaşan ABD ve Avrupa Birliği (AB) gibi küresel güçler, Irak merkezi yönetiminin ülkenin tamamına yönelik egemenlik haklarını tanımaya devam edecekleri garantisi veriyordu.

Ancak, bu tarz bir garanti ya da söylem Seçin'in mektubunda yer almıyordu. Rosneft, Irak merkezi yönetimine tepki olarak Kürdistan bölgesine milyarlarca dolarlık yatırım sözü veriyor ve o dönemde ortaya çıkan tepkilere rağmen geri çekilmek bir yana, bu yatırımları ikiye katlamayı vadediyordu.

Ve Seçin'in eli, o dönemde birçok Iraklı yetkilinin düşündüğünden çok daha güçlüydü. Bu mektuptan birkaç gün önce Rosneft, Kerkük'ten Türkiye'ye petrol taşıyan boru hattını 1,8 milyar dolara satın almıştı.

Bu satın almanın tek nedeni ticari değildi. Rosneft, petrol sektörü temsilcileri, Kürt ve Iraklı hükümet yetkililerine göre, bu hamleyle Rusya, Irak ve Orta Doğu'daki siyasi etkinliğini de pekiştirmeyi amaçlıyordu.

Reuters'a konuşan kaynaklar, boru hatlarının sahibi olmanın Rosneft'e IKBY ve Bağdat hükümeti arasında, kesintiye uğrayan petrol ihracatının normal düzeylere döndürülmesi için yürütülen görüşmelerde masada olma şansı tanıdığını belirtti.

Erbil ve Bağdat'ta bulunan üç sektör kaynağına göre, Kürt yönetiminin transit geçiş ücretlerinin Rosneft'e ödenmemesi halinde petrol akışını yeniden başlatmayacağını ve merkezi yönetime petrol gelirlerini aktarmayacağını söylemesinin Rus petrol devinin siyasi etkinliğinin önemli bir örneğini oluşturuyor.

Haberde, boru hatlarının satış anlaşmasını tanımayan Bağdat yönetiminin kendisini zor bir durumda bulduğuna dikkat çekildi. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile yürütülen mücadelenin Irak hükümetinin mali kaynaklarını sıkıntıya sokarken, Kuzey Irak'tan gelen petrol gelirlerinin kesilmesinin durumu daha da zora soktuğu ifade edildi.

Reuters'ın haberine göre, konuya yakın kaynaklar, Rosneft'in Irak Kürdistan bölgesindeki faaliyetlerinin, Kremlin'in bu şirketi dış politikasının bir aracı olarak nasıl kullandığına dair önemli ipuçları verdiğini söylüyor.

Ajans haberinde, İtalya ve Fransa gibi ülkelerin sahip oldukları enerji şirketlerini dış politika aracı olarak kullandığını ancak Moskova'nın Rosneft'e biçtiği bu rolün Putin yönetimi altındaki son 20 yıl içerisinde önemli ölçüde arttığını belirtti.

Haberde, Rosneft'in Rusya'nın dış politikasının bir aracı olarak rol üstlendiği tek ülkenin Irak olmadığı ve başka ülkelerde de benzer şekilde faaliyet gösterdiği vurgulandı.

Seçin'i de tanıyan sektörden bir kaynak, "Seçin, Rusya'nın ikinci dışişleri bakanı gibi davranıyor. Ya da başka bir deyişle, Rusya'nın dışarıda uyguladığı politikaların ekonomik bacağını yansıtıyor. Bu politikalar da genellikle Amerikalıların gözünü çıkartmaya çalışmaktan ibaret oluyor" dedi.

Rosneft, Venezuela'da hükümete yaklaşık 6 milyar dolar borç vermiş, Hindistan'da da 13 milyar dolarlık rafineri yatırımı yapmıştı.