Dünya

Rusya'da Müslümanlar ve İslam algısı

Moskova'da ülkenin en büyük camisi ziyaretçilere kapılarını açıyor. Rusya'da yeni camiler açılması tartışmalara da neden oluyor. Rus uzmanlar, Rusya'da Müslümanlara ve İslam'a bakışı DW'ye değerlendirdi.

23 Eylül 2015 11:00


Yapımı 10 yıl süren Moskova Merkez Camii'nin açılışı bugün yapılıyor. Açılış törenine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le birlikte Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı cami 10 bin kişilik. Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdinov'a göre burası, Avrupa'nın en büyük camisi. Rusya'da 1905 yılında inşa edilen ilk caminin 2005 yılında çökmesi üzerine, aynı yerde Moskova Merkez Camii'nin yapılması planlanmştı.

Yaklaşık 2 milyon Müslüman'ın yaşadığı başkent Moskova'da bugün itibariyle altı cami bulunuyor. Rusya Federasyonu genelinde ise Müslümanların sayısı 20 milyona yakın.

İslam ve Müslümanlar

Moskova'daki 'Sowa' adlı araştırma merkezinden Aleksander Verçovski'nin elde ettiği sonuca göre, Müslümanlar ve İslam Rusya'da yaşayan insanların çoğunluğu açısından farklı kavramlar olarak algılanıyor. Yaptıkları anketin sonucunu DW'ye değerlendiren Verkhovski, "Anketler, Müslümanlara karşı tutumun İslam'a karşı takınılandan üç kat iyi olduğunu gösteriyor. İslam, tehlikeli, terörizmle bağlantılı bir tür ideoloji algısı yaratıyor" diye konuştu. Sowa'nın anketine göre, Rusların yüzde 40'ı İslam'a karşı negatif düşünceler beslerken, Müslümanlara negatif bakanların oranı yüzde 12.

Verkhovski, ayrıca Rusya'da belirli etnik gruplara, özellikle de Kafkaslara karşı hoşgörünün az olduğuna dikkat çekti. Ancak bunun dinle bağlantılı olmadığını ifade eden Verçovski, "İnsanlar yeni camiler yapılmasına karşı çıkıyor. Çünkü bunun yaşadıkları bölgelere göçmenleri çekmesinden endişe ediyorlar. Camilerden daha az korkuyorlar, korkularının asıl nedeni yabancı insanların akın etmesi" diye konuştu. Bunun da açık bir saldırganlığa dönüştüğünü ifade eden Verkhovski, Rusya'da din kaynaklı değil, daha çok etnik kaynaklı saldırılar olduğunu da sözlerine ekledi.

Verkhovski, Rus devletinin de İslami hayatı daha çok terörle mücadele persfektifinden değerlendirdiğini ifade etti. "Resmi makamlar açısından resmi olmayan İslamcı grupların tümü risk taşıyor: Barışçıl insanlar da olabilirler ya da silahlı yeraltı gruplarına üye aşırılar da" diyen Rus uzman, Rusya'da gerçekten barışçıl derneklerin de aşırı yapılanlanmalarla birlikte yasaklanmasını eleştirdi.

İslam düşmanlığı

Moskova'daki Carnegie Merkezi'nden Doğu Bilimi uzmanı Aleksey Malaşenko da Rusya'daki İslam düşmanlığının varlığına dikkat çekti. İslam düşmanlığının Kafkaslardaki çatışmalarla birlikte alevlendiğini ifade eden Malaşenko, iç ve dış göçün, ayrıca aşırılığın da bu artışta rol oynadığını söyledi. Buna karşın İslam'a karşı bir hoşgörünün de bulunduğunu vurgulayan Malaşenko, buna dini kıyafetleri örnek gösterdi. Malaşenko, "Hiç kimse, kimsenin başörtüsü takıp takmadığı ile ilgilenmez" diye konuştu.

Yeni camiler yapılmasına karşı insanların tutumunun farklı olduğunu kaydeden Malaşenko, kendi evinin yakınlarının da bir cami olduğunu ve şimdiye kadar hiçbir huzursuzluk duymadığını ifade etti. Malaşenko, Rusya Müftüler Konseyi Başkanı'nın Moskova'nın her ilçesinde bir cami olması gerektiği yönündeki düşüncesine katıldığını, çünkü Moskova'nın Avrupa'nın en büyük Müslüman kentlerinden biri olduğunu söyledi. Malaşenko, "Camilerin sayısını artırmak istediğinizde, insanlar göçten korktuğu için karşı çıkıyorlar. Ancak göçmenler de insan. Onların da bir yerlerde ibadet etmesi gerekiyor. Yoksa aşırıların olduğu garip ibadethanelere gidiyorlar" diye konuştu.

Bağımsızlar mercek altında

Orta Asya Siyasi Göçmenler Derneği'nden Bakhrom Khamroyev ise Rus devletinin İslam'a karşı bir savaş yürüttüğü kanısında. DW'ye konuşan Khamroyev, özellikle Tatarlar ve Başkurtlara karşı baskı ve cezai soruşturmalar yürütüldüğünü söyledi. Khamroyev, yetkililerin resmi statüsü olmayan bağımsız Müslüman kuruluşların üzerine gittiğini söyledi.