Dünya

Ruanda'da katliamın 25'inci yılı anılıyor

Ruanda'da yaklaşık bir milyon kişinin yaşamını kaybettiği katliamın 25'inci yılında Tutsiler ile Hutular arasında hâlâ bir uzlaşıdan söz etmek mümkün değil. İki etnik grup yan yana ama birbirinden uzak bir yaşam sürüyor.

06 Nisan 2019 10:43
Ruanda'da yaklaşık bir milyon kişinin yaşamını kaybettiği katliamın 25'inci yılında Tutsiler ile Hutular arasında hâlâ bir uzlaşıdan söz etmek mümkün değil. İki etnik grup yan yana ama birbirinden uzak bir yaşam sürüyor.Ruanda'da katliamın 25'inci yılında birçok vatandaşa göre ülkede hâlâ uzlaşma sağlanabilmiş değil. Afrika ülkesi Ruanda için 6 Nisan 1994, soykırımın başlangıcı olarak tarihe geçti. Kültürler arası çatışma uzmanı Ariane Inkesha bunun 1994'ten sonra doğanlar için de geçerli olduğuna işaret ediyor. "Miras olarak travmatize bir ülke devraldılar" diyen Inkesha, evde Hutu veya Tutsi kimliğiyle yaşadıklarını, kamusal alanda ise Hutu ve Tutsi ayrımı olmadığını, "Hepimiz Ruandalıyız" mesajı verildiğini belirtiyor. Inkesha, kurbanlar ve faillerin nasıl olup da birlikte yaşamaya devam edebilecekleri sorusuna ise hâlâ net bir yanıt bulunamadığını belirtiyor. Bu yönde çalışmalar yürüten "İç barış" adlı bir organizasyonda çalışan Inkesha, Ruanda yönetiminin uzun süre sadece hayatta kalanlarla ilgilenip, ülkenin nasılsa kendi kendini iyileştireceğini düşündüğü eleştirisini yapıyor. Ne olmuştu? 1994'te Ruanda Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’yı taşıyan uçağın kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından ateş açılarak düşürülmesini takip eden yüz gün içinde radikal Hutular yaklaşık bir milyon Tutsi ile ılımlı Hutu’yu katletmişti. Ülkedeki Birleşmiş Milletler'e ait birliklerin komutanının bir katliam yaşanabileceği uyarılarına rağmen uluslararası toplum Ruanda'da yaşanan krizi uzun süre görmezden gelmişti. Katliam ancak Paul Kagame liderliğindeki Ruanda Yurtsever Cephesi'nin radikal Hutuları Temmuz 1994'te yenmesinin ardından sona ermişti. Soykırımdan sonra iki etnik grubun arasında uzlaşma sağlamak için birçok çalışma yürütülmüş, soykırımdan sorumlu tutulanları yargılamak için “Gacaca” isimli mahkemeler kurulmuştu. Soykırımın azmettiricileri ise Tanzanya'da kurulan bir savaş suçları mahkemesine çıkarılmıştı. Gerilim daha önce başladı Ruanda’daki bu iki etnik grup arasındaki gerilim aslında bu tarihten önce hissedilmeye başlanmıştı. Siyasi gözlemciler Alman hükümetinin de bunun farkında olduğunu, ancak uyarı sinyallerini göz ardı ettiğini belirtiyor. Uzmanlar sömürge devletleri Almanya ve Belçika'nın Tutsi azınlığı idareci güç olma yönünde desteklediklerini de kaydediyor. Hutular, Tutsilere yönelik ilk katliamı 1959 yılında Belçika'nın sömürgesi zamanında gerçekleştirmişti. Yaşananların ardından binlerce kişi Uganda'ya kaçmıştı. Ruanda'nın 1962 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından ise Hutular iktidarı ele geçirmiş, Tutsilere yönelik tekrarlayan şiddet eylemleri yaşanmıştı. Ruanda’da bugün Paul Kagame, iktidarı hâlâ elinde bulunduruyor. Kagame yönetimi elinde tutmayı sürdürebilmek için 2015'te anayasayı değiştirdi. Otoriter lider 2017'da yüzde 98'den fazla oyla yeniden seçildi. Yüzölçümü yaklaşık olarak Belçika ile aynı büyüklükte olan Ruanda'da kilometrekare başına 450 kişi düşüyor. 13 milyonluk nüfusun yüzde 80 ila 85'inin Hutu ve yaklaşık yüzde 10'unun Tutsilerden oluştuğu tahmin ediliyor. Ancak Ruanda'da artık resmi olarak Hutu ve Tutsi ayırımı yapılmıyor. epd/BW,DÇÜ ©Deutsche Welle Türkçe