Gündem

Roboski'de 1 Eylül: Toplantıyı terk etmeyi düşündük

'Görüşmenin kendilerini tatmin etmediğini ve bir an toplantıyı terk etmeyi bile düşündüklerini söyleyen Veli Encü 'Başbakan bize verdiği ve bizim almayı reddettiğimiz tazminattan bahsetti'

03 Eylül 2013 21:16

Müjgan Halis

2013’ün 1 Eylül’ü, Roboski Katliamı’nın 614. gününe denk geldi. Türkiye Barış Meclisi’yle gittiğimiz Roboski’de; köylüler Başbakan Erdoğan’la yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını ilk kez anlattı. Görüşmeci heyette yer alan Roboski köylüleri görüşmenin kendilerini tatmin etmediğini söyleyerek, Başbakan’ın kendilerine PKK’nin yaptığı karakol baskınlarından sonra bu olayın gerçekleştiğini anlattığını ileri sürdü. Roboskililer ayrıca Erdoğan’ın “Olayı geceyarısı Genelkurmay telefonuyla öğrendim” dediğini belirterek, “Emri ben vermedim. Türkiye’de yaşanan her trafik kazasından da haberim olmuyor” dediğini aktardı.

Türkiye Barış Meclisi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Roboski’deydi. 1 Eylül’ü mezarlıkta yas giysileriyle karşılayan Roboski köylüleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptıkları görüşmenin detaylarını ilk kez gazetecilerle paylaştı. 6 kişilik bir heyetle Başbakan Erdoğan’la görüştüklerini söyleyen köylülerden Zeki Tosun şunları söyledi: “Başbakana katliamın emrini onun verdiğini söyledik. O da bize emri kendisinin vermediğini, o gece Genelkurmay’dan gelen telefonla öğrendiğini ve ‘bir yanlışlık oldu’ dendiğini aktardı. Erdoğan ayrıca bize askeri yargıya güvenmemizi ve askeri savcının gerekirse generalleri de yargıladığını söyleyerek, Güven Erkaya örneğini verdi.” Başbakan’ın Roboski katliamının gerekçesi olarak daha önce PKK’nin yaptığı Hantepe, Üzümlü ve Gediktepe saldırılarını gösterdiğini söyleyen Encü “Demek ki Roboski’de bu saldırıların intikamı alındı” diye konuştu. Başbakan'dan dosya üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasını istediklerini söyleyen ve görüşmeci heyette yer alan Veli Encü ise şunları anlattı: “Görüşmede Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Şırnak Valisi Vahdettin Özkan da bulundu. Başbakan bize verilen para cezalarından haberdar olmadığını söyledi. Yaylalara yönelik yasaklara dair de ‘yaylalar PKK yuvası’ dedi. Ona Heron görüntülerini anımsattığımızda ise, ‘Siz Heron görüntülerini izlediniz mi’ dedi. Biz de yanıt olarak medyaya verdiğiniz kadarını izledik, dedik.”

Görüşmenin kendilerini tatmin etmediğini ve bir an toplantıyı terk etmeyi bile düşündüklerini söyleyen Veli Encü “Başbakan bize verdiği ve bizim almayı reddettiğimiz tazminattan bahsetti. Bizim kardeşlerimiz satılık değil. Paradan söz etmesi bizi üzdü. Ona Reyhanlı’daki faillerin hemen bulunduğunu ama Roboski’nin aradan geçen 2 yıla yakın sürede hala yargılanmadığını hatırlattığımızda, ‘sabırlı olun’ cevabını aldık.” Şimdiye kadar hiçbir devlet yetkilisinin Roboski için gözyaşı döktüğünü görmediklerini söyleyen Veli Encü, “Başbakan hem suçu askere atıyor hem de askeri yargıya güvenin diyor. Hem emri kendisinin vermediğini söylüyor, hem de 'size para gönderdik' diyor. Bunlar başlı başına çelişki” diye konuştu. Erdoğan’ın kendilerine ‘Türkiye’den gerçekleşen her trafik kazasından haberim olmuyor’ dediğini aktaran Encü sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakanın 'trafik kazası' olarak nitelediği katliamın 500. Gününde, sınıra gidip 34 karanfil bıraktığımız için hepimize 3 bin TL ceza verildi. Bunu da kendilerine aktardık, ama haberinin olmadığı şeklinde bir yanıt aldık. Görüşmede ısrarla bu katliamın siyasi sorumlusunun hükümet olduğunu söyledik ancak başbakan ‘haşa’ diye cevap verdi. Ve bize karısını Roboski’ye gönderdiğini söyledi. Evet Emine Erdoğan buraya geldi, bize sözler verdi ama verdiği hiçbir sözü tutmadı.”

 

'Yaylaya çıkanın fotoğrafı çekiliyor'

 

Öte yandan katliamın üzerinden 614 gün geçmesine rağmen, faillerin hala yargı önüne çıkarılmaması bir yana; Roboskili aileler her geçen gün yeni sorunlar yaşıyor. Misafir olduğumuz BDP İl Genel Meclis Üyesi İrfan Enç’in evinde sohbet ettiğimiz aileler, askerlerin kendilerini köye ait Şirit Yaylası’na çıktıklarında fotoğrafladıklarını anlattı ve üzerlerine ateş açtığını, kendilerinin de buna taşla karşılık verdiğini söyledi. Köylülerden Zeki Tosun şunları söyledi: “Kışın hayvanlarımızın yiyeceği otları toplamak için ve hayvanlarımızı sağmak için çıktığımız yaylada fotoğraflarımız çekiliyor. Yayla sınıra yakın bir noktada. Bu uygulama geçen sene yoktu. Üzerimizde hala katliamın korkusu var. Köylülerle askerler arasında sürekli bir gerilim var.”

Sınır ticareti yapmadan geçinemeyeceklerini söyleyen BDP PM üyesi Ferhat Encü ise şunları söylüyor: “Bu uygulamayı kaldırın dediğim için hakkımda soruşturma açıldı. Köyün mezrası olan Şirit Yaylası, şimdi askeri alan haline getirildi. Süreç buraya uğramadı. Müdahale etmeseydik, köylülere ateş açılması an meselesiydi.” Aileler 3-4 Haziran tarihlerinde de PKK ile asker arasındaki çatışmayı önlediklerini anımsatarak, o gün getirilen iş makinalarının hala köyde tutulduğunu ve 100 askerin bu makinaları korumakla görevlendirildiğini dile getirdi.

 

'Korucu sayısı artı'

 

Ferhat Encü ayrıca, Uludere ve köylerinde artan korucu sayısına dikkat çekti. Uludere’ye 1000, Roboski’ye de 100 korucu kadrosunun tahsis edildiğini söyleyen Encü koruculara ilişkin çarpıcı bilgiler verdi: “Aralarında akli dengesi bozuk, sabıkası olan kişiler dahi korucu yapıldı. Daha önce koruculuktan emekli olanlara tekrar silah verildi. Bir devlet memuru emekli olunca, tekrar memuriyet yapabilir mi? Köyden 3 kişi koruculuktan istifa etmek istedi ama silahları teslim alınmadı.”

 

Denek Kuruyorlar: Roboski'ye adalet, yeryüzüne barış derneği

 

Roboski köylüleri dernekleşiyor. Geçici yönetim kurulu başkanlığını katliamda hayatını kaybeden Serhat Encü’nün kardeşi Ferhat Encü’nün yapacağı derneğin kurucuları arasında PKK’nin kaçırdığı askerlerden ve Roboski’ye yerleşen İbrahim Yaylalı’nın yanı sıra, yine Roboski’ye yerleşen aktivist Meral Geylani ve köylülerden Veli Encü, Emine Ürek, Gazal Encü, Zeki Tosun ve Ubeydullah Encü yer alıyor. Bugün kuruluş başvurusu yapılacak dernek, her yıl katliamın gerçekleştiği 28 Aralık’ta ‘barış ödülü’ vermeyi planlıyor. Dernek ayrıca, köyde bir müze/kültür merkezi yapmayı da hedefleri arasına koymuş durumda.

Derneğin geçici yönetim kurulu başkanlığını yapan Ferhat Encü amaçlarını şöyle anlatıyor: “Derneğimiz evrensel insan hakları beyannamesinde de geçen insanın en kutsal ve vazgeçilmez hakkı olan yaşam hakkını merkezine alacak. Öncelikle Roboski’de öldürülen 34 yurttaşın faillerini ortaya çıkarmak için çalışma yürüteceğiz. Ölümler sonucu travma geçiren ailelerin desteklenmesi için uzmanlar ile ailelerin tüm bireyleri ile çalışmalar yapacağız. Her 28 Aralık’ta düzenli anma gerçekleştireceğiz ve bağımsız bir ‘Roboski için adalet yeryüzü için barış’  ödülü vereceğiz. Derneğimiz hem ulusal hem de uluslararası anlamda Roboski’de olduğu gibi benzer şekilde yaşam hakları ellerinden alınmış olan kişi ya da toplulukların aileleri ya da organizasyonları ile de faillerin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması sürecinde ortak hareket edecek. Öte yandan köylerine geri dönmek isteyen köylülerin, boşaltılmış köylerine geri dönebilmeleri için çalışma yürüteceğiz. Suları kirleten kömür ocaklarına, yaşamı tehdit eden nükleer santrallere, ooğayı tahrip eden HES’lere ve termik santrallere karşı da ekolojik toplumu  savunacağız.

http://mujganhalistenhaberler.blogspot.com/