Herkesin, ‘yüzücü mü yoksa robot mu?' diye sorduğu bütün zamanların en başarılı yüzücüsü Michael Phelps de tabii ki hepimiz gibi bir insan. Phelps katıldığı son finalin ardından nefes nefese kalmış, eliyle ‘bittim, öldüm' işareti yapıyor. Seyirciler bayrak takımındaki arkadaşlarını ve en çok da onu ayakta alkışlarken Phelps nefesini kontrol edip konuşmaya çalışıyor: “Kısa arayla iki final yüzmek eskisi kadar kolay olmuyor. Hayatımın en yorucu akşamını geçirdim.” Bir saat içinde iki final yüzmek, 31 yaşındaki Phelps'i oldukça zorlamış.
Dört çarpı 200 metre finalinde ikinciye üç saniye fark yaparak olimpiyat birincisi olan bayrak takımının yıldızı Phelps yarım saat önce boynuna astığı 20'inci altın madalyasına 21'incisini de ekliyor. Yüzme böyle bir spor. Başarılar art arda geliyor. Gençliğinde Phelps'in iki günde 24 yarış çıkardığı oluyordu. Olimpik havuzda geçen sporculuk kariyerini Rio de Janeiro'da taçlandıran Phelps dört çarpı 100 metre serbest stil bayrak finalinde 2016 Olimpiyatlarında kazandığı altın madalyaların sayısını üçe çıkardı.
‘Büyük hataydı'
Madalya töreninden sonra seyircilerin alkışları arasında şeref turu atan Phelps tribünlere tırmanıyor, göz yaşlarını tutamayan annesini, nişanlısını ve kardeşini kucaklıyor. Nişanlısı Nicole'nin de gözlerinden yaş damlıyor. Bu sahne, Phelps ailesinin nasıl büyük bir yükten kurtulup rahatladığını resmediyor.
Çünkü Londra Olimpiyatlarını izleyen dört yıl Michael Phelps için zor bir dönem olmuştu. Londra'da yüzmeyi bıraktığını açıklamasından sonra derin bir krize sürüklenmiş, içki içmeye ve kumara başlamış, alkollü araç sürdüğü için tutuklanıp, tecilli cezaya çarptırılmıştı. ‘Büyük hata işlediğini' teslim eden Phelps günlerce evden çıkmamış ve bir arkadaşının tavsiyesi üzerine tedavi görmeye başlamıştı. Tedavisi sırasında resim yaparak kendini bulmuş, alkolden ve hissettiği boşluktan kurtulabilmişti. Sonunda eski antrenörüne gitmiş ve ona Rio Olimpiyatlarında son kez yüzmek istediğini söylemişti.
Yüzmek ona Ritalin'i unutturdu
Antrenörü Robert Bowman önce onun eski Phelps olabileceğinden kuşku duyduğunu gizlemiyor. Zamanla değiştiğini ve sadece iyi bir yüzücü olmadığını hissetmeye başladığını fark ediyor. Daha çocukken Phelps'in ne kadar yetenekli olduğunu keşfeden Bowman büyük yüzücünün o yıllarda dikkat dağılması yüzünden Ritalin aldığını anlatıyor. Bir gün kız kardeşleri Hillary ve Whitney Michael'i Baltimor Yüzmü Kulübüne götürüyorlar. Phelps yüzdüğü zaman ilaca ihtiyaç duymadığını ve bütün enerjisini havuzun sularında bırakarak deşarj olabildiğini keşfediyor. Onun yüzüş stilini dikkatle izleyen Robert Bowman büyük bir yetenekle karşılaştığını anladıktan sonra Phelps'in annesi Debbie'ye “Sizi temin ederim, onu kimse ve hiçbir şey tutamayacak”, dediğini aktarıyor.
Michael Phelps yüzme sporu için biçilmiş kaftandı. Fiziki yapısı, yetenekleri, azmi ve onun ‘canını çıkaran' bir antrenörü vardı. Bowman onu çocuk yaşta haftada 70 kilometre yüzmeye zorladı. Ama ağır çalışmanın semeresini çabuk aldı. 2000 Sydney Olimpiyat seçmelerini kazandığında henüz 14 yaşındaydı. 200 metre kelebek stilde ancak 5'inci olabildi. Kelebek onun en sevdiği stildi.
‘Bu kadar madalya, tam bir çılgınlık'
Michael Phelps Rio'daki son yarışının ardından düzenlediği basın toplantısında, “Bu yarışı mutlakla kazanmak istiyordum. Zaman değil, zafer önemliydi. Son on metre çok zor geldi. Sanki yerimde sayıyordum”, dedi. Oysa rakiplerini açık farkla geride bırakmıştı. Madalya töreni sırasında milli marş çalınırken, takım arkadaşlarının bakışlarına dayanamayıp, gülmeye başladı. Havuzlara dönüşünden sonra rahat, kaygısız ve büyük bir manevi baskıdan kendini kurtarmayı başarmış bir Michael Phelps gördük.
Rakipsiz kulaç son altını aldıktan sonra aklına sanki yeni gelmiş gibi, “O kadar çok madalya kazanmışım ki, delirmemek işten değil, son derece müteşekkirim”, dedikten sonra terliklerini yere sürerek basın toplantısından ayrıldı.