T24 - ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, ABD'nin, terör örgütüyle mücadelesinde Türkiye'ye yeterince yardım etmediği şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Elbette bir maddi değeri de var, bedeli günde bir milyon doların üzerindedir, yıllık maliyeti 400 milyon dolara yakındır ve bu uygulama birkaç yıldır sürüyor, buna 'hiç bir şey' denemez. Bunu yapıyoruz, çünkü biz terörizmle mücadelede müttefikiz" dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Büyükelçi Ricciardone, Türkiye'nin terör örgütüyle mücadelesinde ABD'nin zaman zaman ''elinden geleni yapmadığı'' gerekçesiyle eleştirilmesini ''anlamsız'' bulduğunu, bu tarz yaklaşımların ardındaki düşünceyi anlamakta zorlandığını söyledi.
Terörizmle mücadelede Türkiye ile diplomatik alanda işbirliği yaptıklarını, diğer ülkelere PKK'ya baskı uygulama çağrısında bulunduklarını ifade eden Ricciardone, buna ek olarak iki ülke arasında hukuki yaptırımlar alanında da işbirliği olduğunu belirtti.
Ricciardone, geçen haftalarda 5 PKK'lının uyuşturucu taciri olarak tanımlandığını, mal varlıklarının dondurulduğunu ve seyahat özgürlüklerinin ellerinden alındığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Terörle mücadelede Türkiye'ye ABD'den daha fazla destek veren başka bir ülke varsa, bu ülkeyi bilmek isterim. Diplomatik işbirliği yapıyoruz, hukuki yaptırımlarda işbirliğimiz var. Detaylarını burada vermem söz konusu olamaz, ama en önemli işbirliği alanımız ise istihbarattır. ABD aşırı derecede değerli ve açık söylemek gerekirse bir o kadar da pahalı özel yeteneklere sahiptir. Bu teknik yeteneklerin kullanımı sınırlıdır, bunları örneğin Afganistan'daki kendi güçlerimizin yararına kullanmak yerine, Türk kuvvetlerinin hizmetine sunduk. Sunduğumuz bu yetenekler sadece dolarla ölçülemez, değeri kaç Türk insanının hayatının kurtarıldığıyla ölçülebilir. Elbette bir maddi değeri de var, bedeli günde bir milyon doların üzerindedir, yıllık maliyeti 400 milyon dolara yakındır ve bu uygulama birkaç yıldır sürüyor, buna 'hiç bir şey' denemez. Bunu yapıyoruz, çünkü biz terörizmle mücadelede müttefikiz. Bunu yapıyoruz, çünkü ABD PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu ilan etmiştir. Onların terörist olduğunu açıkça ilan ettik, hukuki yaptırımları destekliyoruz, askeri güçlerinizi destekliyoruz, diplomatlarınızla birlikte çalışıyoruz, bir şey yapmadığımız nasıl düşünülebilir, bilemiyorum.''
Ricciardone, terör saldırılarından masum insanların hayatını kaybetmelerinin ardından insanların öfkeli, kırgın ya da kızgın olmalarının anlaşılabilir olduğunu, ABD halkının da 11 Eylül'ün ardından benzer duygular yaşadığını belirtti.
Bin Ladin sonrası
Büyükelçi Ricciardone, ''uygarlığın kural tanımayanlarla ve suçlularla mücadelesinin'' Usame Bin Ladin sonrasında da süreceğini, ancak Bin Ladin'in ölümünün ardından, takipçilerinin önemli bir dayanaktan yoksun bırakıldığını söyledi.
Bin Ladin'in ideolojisinin nefret, ayrımcılık ve zalimlikle dolu olduğunu ifade eden Ricciardone, bu ideolojinin iflas ettiğini, artık daha az insanın Bin Ladin'in adımlarını takip edeceğini umduğunu kaydetti.
Büyükelçi Ricciardone, Bin Ladin'in ölümünün dünyanın birçok şehrindeki terör kurbanlarını geri getirmeyeceğine, kurbanların yakınlarının acılarının sona ermeyeceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bin Ladin'in yaptığı en kötü zalimlik, aşırılık, nefret ve şiddetin İslam ile ilgisi olduğuna dair insanların akıllarının karışmasına neden olmasıydı. İran'da, Türkiye'de, Güneydoğu Asya'da yaşadım, çok insan tanıdım. Kendilerine Müslüman diyen bu insanların hiçbiri şiddet yanlısı ya da zalim insanlar değildi. Bin Ladin, bir figür olarak kendini İslam'ın temsilcisi olarak gösterdi. Bence bu, Bin Ladin'in işlediği en büyük suçtur. Şimdi ortadan kalktığına göre, artık bunu yapamaz, umarım varken açtığı yaralar, yokluğunda iyileşir.''
Ekonomik ilişkiler
İki ülke arasındaki ticaretin artmasının birincil öncelikli mesele olarak ele alındığını, bu konuya ağırlık verilmesinin en üst düzey görüşmelerde teyit edildiğini belirten Ricciardone, Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır strateji, siyaset, savunma ve güvenlik alanlarında ''mükemmel'' seyreden ilişkilerin değişen ve yeni tehditler içeren dünyada devam edeceğini, ekonomik ilişkiler anlamında da fırsatlarla dolu bir ortam bulunduğunu kaydetti.
Ricciardone, petrol ve gaz sektöründe hizmet veren 10-15 ABD şirketinin üst düzey yetkililerinin iki grup halinde Türkiye'ye gelerek muhataplarıyla işbirliği olanaklarını görüşeceklerini, aynı şekilde Türkiye'den de ABD'ye 7 grup halinde iş adamlarının ziyaret gerçekleştireceğini belirtti.
ABD Büyükelçisi, iki ülke arasındaki ticaretin zaman zaman bir ülkenin lehine değişebileceğini, önceliklerinin genel olarak ticareti artırmak olduğunu söyledi. ABD'nin, Türkiye'nin kendi savunma sanayisini geliştirmesine yardım ettiğini ifade eden Ricciardone, ''Cumhurbaşkanı Özal (8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal), Türkiye'nin kendi savunma sanayisi geliştirmesi gerektiğini anlamıştı. Bizim savunma sanayi üreticilerimiz de Türkiye'nin kendi üretim yeteneğini geliştirmeden, Türkiye'ye sürekli ihracat yapmayı sürdüremeyeceklerini anlamışlardı'' dedi.
Genel Maksat Helikopter Projesi ihalesini ABD'deki havacılık ve savunma sanayi şirketi Skorsky'nin aldığını, helikopterlerin Türkiye'de üretileceğini hatırlatan Ricciardone, 3,5 milyar dolarlık bu ihalenin yüzde 70-80'lik bölümünün Türkiye'nin ekonomik faaliyeti olacağını belirterek, ihalenin sadece Türkiye'nin askeri yeteneklerini artırmayacağını, aynı zamanda ihracat kapasitesini de güçlendireceğini söyledi.
Büyükelçi Ricciardone, İzmir ziyaretinin ana nedeninin de yüksek teknoloji alanında hizmet veren iki ABD firmasının İzmir'e gelmesi olduğunu, bu firmaların sadece Türk pazarı için üretim yapmayacaklarını, Türkiye'den dünyaya ihracat yapmak için geldiklerini belirtti.