Gündem

Ricciardone: Eksen kayması iddialarına katılmıyorum

ABD’nin yeni Türkiye Büyükelçisi Ricciardone Gül’e sunduğu güven mektubunun ardından mesajlarını akıcı bir Türkçe’yle verdi.

29 Ocak 2011 02:00

T24 - ABD’nin yeni Türkiye Büyükelçisi Ricciardone Gül’e sunduğu güven mektubunun ardından mesajlarını akıcı bir Türkçe’yle verdi: “Türkiye hem Batı’nın hem de Doğu’nun bir parçası. Bu da hem Türkiye hem de dostları için büyük bir avantaj”



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e dün güven mektubunu sunan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone ilk resmi mesajlarını akıcı Türkçesi ile verdi. Ricciardone, Türkiye ile ABD arasında terörle mücadelede sürdürülen işbirliğinin son derece yapıcı, olumlu ve artarak devam edeceğini söyledi.

Ricciardone, ABD Büyükelçiliği konutunda NTV’nin sorularını yanıtladı. Ricciardone’ye yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:


Türkiye’ye çok eskiden geldiğinizi biliyoruz. Yıllar sonra Türkiye’yi nasıl buldunuz?

Eski anılarım canlandı. Buraya 34 sene önce turist olarak gelmiştik. Çok güzel hatıralarımız var. Türkiye’ye otobüsle Doğu Beyazıt’dan giriş yapmıştık. Erzurum’da bir mola verdik. Türk halkının misafirperliğini görmüştük. Çok güzel tecrübelerimiz vardı.


Sayın Cumhurbaşkanı’na ilk mesajınız ne oldu?

Sohbetimiz gayet olumlu ve samimi bir şekilde geçti. Başkan Obama’nın saygılarını aktardım. Bütün stratejik konularda sohbet ettik.


Türkiye’ye atanma sürecinizde ABD kongresinde çeşitli tartışmalar oldu. Atanma sürecinde yaşadığınız sıkıntılar Türkiye’de kuracağınız ilişkileri ne yönde etkiler?

Diplomatların hükümetler ve devletler arasında yapıcı yakın ilişkiler kurması lazımdır. Türkiye’de sadece hükümetle değil, aynı zamanda muhalefetle, sivil toplumla, iş adamlarıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Burada büyükelçiliğimizin kapıları herkese açıktır. Aynı zamanda evimizin kapıları herkese açıktır.


Sızan Wikileaks belgeleri nedeniyle Türkiye’deki yetkililerle arasınızda sorun yaşanacağını düşünüyor musunuz?

Hayır düşünmüyorum. Tabii bu olaydan çok üzüldük. Ama ilişkilerimiz o kadar güçlü ve ortak menfaatlerimiz var ki ilişkilerimizi çok parlak gelecek bekliyor.


ABD Dişişleri Bakanı Clinton’ın 7-8 Şubat’ta Türkiye’ye ziyarette bulunacağı belirtiliyor. Bu tarihte bir değişiklik var mı?

Ziyaret, hala aynı tarih olarak gözüküyor. Program konusunda Türk yetkilileri ile beraber çalışıyoruz. Kendisi ile Türkiye’ye gelmeden önce görüşmüştüm. Kendileri bu ziyaret konusunda çok hevesli. Ama özellikle Türk halkı ile ve gençlerle buluşmak için çok hevesli.


Sayın Dışişleri Bakanı’nın muhalefet ile de görüşmesi planlanıyor. Bu görüşmelerden beklenti nedir?

Clinton her kesimle buluşmak istiyor. Yalnız muhalefet ve siyasilerle değil, işadamları ve gençlerle de buluşmak istiyor. Şunu belirtmeliyim ki Türkiye’nin iç politikası konusunda tamamen tarafsızız ve çok saygılıyız.


İlişkilerin geleceğine dair endişeleriniz var mı?

Hayır hiç endişeli değilim. Başkan Clinton da Türkiye’ye bunun için gelecektir. Çok samimi şekilde çok yakından bu konuları görüşeceğiz. Gayet iyimserim.


Türkiye’yi yakından tanıyan bir diplomat olarak Türkiye’nin batıdan, doğuya kaydığı tezinden hareketle “eksen kayması” tartışması yapılıyor. Buna ilişkin değerlendirmeniz nedir?

Hiç katılmıyorum. Türkiye hem batının hem de doğunun bir parçası. Bu da hem Türkiye hem de dostları için büyük bir avantaj.


Türkiye ile ABD ilişkilerinde PKK ile mücadele önemli bir konu. Türkiye ile ABD bu konuda uzunca süredir işbirliği yapıyor ama somut adımlar görünmüyor. Bu konuda işbirliği devam edecek mi?

Tabii. Mutlaka. Bizim terörizme karşı işbirliğimiz son derece yapıcı, olumlu ve artarak devam edecektir.


Türkiye ile İsrail ilişkileri arasındaki kilitlenmenin aşılmasına ilişkin özel bir çabanız olacak mı?

Bizim için Türkiye ve israil ilişkileri son derece önemlidir. Bölgenin barış ve istikrarı ve gelişmesi için vazgeçilmezdir.


Ortadoğu’daki gelişmeler gayet dikkat çeciki. Daha önce Mısır’da da görev yaptınız? Olaylar bölgede zincirleme yönetim değişikliğine yol açar mı?

Yakından takip ediyorum. Bakan Clinton’un da dediği gibi bölgedeki hükümetler bu olayları demokrasilerini geliştirmek için önemli fırsat olarak kullanabilir.