Gündem

Rheinpfalz: Avrupa'da gösteriler olabilir

Kuzey Irak'ta düzenlenen bağımsızlık referandumunun sonuçları, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa konulu konuşması ve AfD’nin lideri Petry’nin istifa edeceğini açıklaması Alman basınında öne çıkan konular.

27 Eylül 2017 02:23

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül Pazartesi günü Kuzey Irak'ta düzenlediği bağımsızlık referandumu nedeniyle bölge ülkeleri endişeli. Referanduma tepki gösteren Almanya'nın nedenleri ise daha farklı. Rheinpfalz gazetesinin yorumu:

"Sadece Irak ve Türkiye değil, İran ve Suriye de kendi Kürt bölgelerini göz önünde bulundurarak Kuzey Irak'taki referanduma tepki göstermeyi zorunluluk olarak görüyor. Bu ülkelerin silaha başvurmaları da olasılık dışı değil. Almanya ve diğer AB ülkelerinde yüz binlerce Kürt kökenlinin yaşadığı göz önünde tutulursa, Köln ve Brüksel'in önümüzdeki günlerde gösterilere sahne olacağından yola çıkabiliriz. Bu da yine diplomatik sorunları beraberinde getirebilir. Kürdistan bize hem çok uzak hem de çok yakın.”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa'nın geleceğine ilişkin yaptığı konuşmada AB'nin zayıf, yavaş ve verimsiz olmasından şikayet etti. Volksstimme gazetesinin konuya ilişkin yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"Emmanuel Macron'un konuşmasında, daha önce AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıklamasında eksik kalan herşey vardı. Fransa Cumhurbaşkanı haklı olarak verimli olmayan bir AB'den şikayetçi oldu. Juncker açısından AB parlak bir durum arz ediyor. Macron insanların korkularına değiniyor ve egemenliğin en önemli unsurunun güvenlik ve göçün kontrolü olduğunu vurguluyor. Juncker, serbest dolaşım bölgesi Schengen'in daha da büyütülmesi gerektiğini söyleyerek Avrupa halklarını daha da korkutuyor. Macron ise ortak bir Avrupa ordusu projesi ile nasıl ileri doğru adım atılabileceğini gösteriyor. Macron, Avrupa'da üzerinde uzun süre tartışılan borsa işlemlerinden alınacak işlem vergisi önerisinin de çoğunluk tarafından benimseneceği kanaatinde. Euro Bölgesi ülkelerinin ekonomik yapılanmaları henüz büyük ortak bir bütçe oluşturmak için birbiriyle uyumlu konumda değil. Ama Macron'un Euro Bölgesi önerisi, Juncker'in Birliği genişletme planlarından daha iyi bir biçimde halka izah edilebilir.”

Landeszeitung adlı gazetenin yorumunda ise Macron‘un konuşması çerçevesinde Avrupa'nın kaderini belirleyecek olası gelişmeler irdeleniyor:

"Almanya'daki seçim sarsıntısı Emmanuel Macron'un reform planlarını da etkiledi. Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya'daki genel seçimden iki gün sonra yaptığı konuşma ile Hristiyan Birlik partileri ve Sosyal Demokrat Parti arasında olacağı düşünülen koalisyon pokeri öncesinde AB'nin yenilenme sürecine damgasını basmak istiyordu. Ama bunda başarılı olamadı. Ancak Macron'ın atağı, Almanya'daki olası üçlü koalisyon ortaklarına Avrupa'nın geleceğinin, iç politikadan daha büyük önem arz ettiği mesajını vermesi açısından yine de zamanında geldi. Eğer Berlin gelecekte Macron'un yeni yapılanma planlarına parasal destek vermeyi reddedecek olursa, o zaman akılcı uyum adımlarını da frenlemiş olacak. Paris de eğer bir Akdeniz ittifakına doğru yol alacak olursa, o takdirde de Avrupa projesi prensipte son bulmuş olacak. Zaman daralıyor. Almanya-Fransa motoru bu yılın sonuna kadar işlemeyecek olursa, gelecek mayıs ayında İtalya'da yapılacak genel seçim nedeniyle moturun boğulması da olası."

Almanya’daki genel seçiminden üçüncü güçlü parti olarak çıkan sağ popülist AfD istifa haberleri ile sarsılıyor. Partinin genel başkanı Frauke Petry görevini bırakacağını açıkladı. Frankfurter Rundschau konuyu yorum sütununa taşımış:

"Nihayet bu iş de bitti. Frauke Petry AfD'yi terk ediyor. Ona acımak gerekmiyor, çünkü Petry de partinin eski genel başkanı Bernd Lucke'yi bertaraf ederken ona acımamıştı. Şimdi ise tarih tekrar ediyor. Giderken Lucke'nin yaptığı gibi birkaç ismi de beraberinde götürüp götürmeyeceği, yeni bir parti kurup kurmayacağı bir yana, Petry de tıpkı Lucke gibi önemsizliğe mahkum olacak. Elbette 42 yaşındaki Petry kimi zaman kendinden bahsettirecektir. Petry partisi ile birlikte kışkırtıcılığı siyasi bir silah gibi kullanarak manşetlere geçiyordu. Bu nedenle seçimin hemen ertesi günü AfD'nin Federal Meclis Grubu'na dahil olmak istemediğini açıklaması, bir gün sonra da partiden istifa edeceğini açıklaması ama istifası için belirli bir tarih vermemesi boşuna değildi. Böylece hakkında çıkacak yeni haberi şimdiden garantilemiş oldu."

dpa/ÇA/HS

© Deutsche Welle Türkçe