Gündem

RGA: Türkiye belgesi niye sızdırıldı?

Alman İçişleri Bakanlığı'nın basına sızan Türkiye ile ilgili 'gizli' değerlendirme belgesi, Alman basınında geniş yankı yarattı.

17 Ağustos 2016 01:31


Alman İçişleri Bakanlığı'nın Sol Parti'nin bir soru önergesine verdiği yanıtın 'gizli' ibareli bölümünde Türkiye ile ilgili yaptığı değerlendirmeler, Alman basınının öne çıkan yorum konusu. İçişleri Bakanlığı'nın belgesinde, 'Ankara'nın 2011 yılından beri adım adım İslamileşen iç ve dış politikaları sonucu Türkiye'nin, Orta ve Yakındoğu bölgesindeki İslamcı örgütlerin merkezi eylem platformu haline geldiği' ifadesi yer alıyor.

Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

"Alman dış istihbarat servisi BND'nin kamuoyuna sızdırılan dosyası diplomatik diyaloga yardımcı olmayacak, tam tersine Türkiye'den sert tepki alacak. Alman hükümeti sığınmacı politikasında elde ettiği tavizleri kurtarabilmek için ortalığı yumuşatmaya çalışacaktır. Washington'dan Berlin'e, Türkiye karşısında durumu idare etme konusunda Batı oldukça antrenmanlı. Ancak BND'nin Ortadoğu'da işlevsel yeteneği ve tarih birikimi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye Cumhurbaşkanının uluslararası alanda terör örgütü olarak sınıflandırılan Hamas ile doğrudan bağlantısının şimdi resmi olarak dillendirilmesi ciddi bir durum. Türkiye'nin kimin tarafında olduğu sorusu ortaya çıkıyor."

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

"Türkiye ile ilişkiler karmaşık durumda. Berlin'in, Türk hükümetinin IŞİD dâhil Suriye'deki İslamcı örgütlere destek verdiği yönündeki şüphesi kimseyi şaşırtamaz. Türkiye'de bunu sağır sultan bile biliyor, gazeteciler bu yöndeki haberler nedeniyle hapse giriyor. Alman dış istihbaratının bundan haberi niye olmasın ki? Ancak bu tür bir değerlendirmenin, Sol Parti'nin sonu önergesi üzerinden kamuoyuna yansıması pek çok soru işareti doğuruyor. Çünkü çok nahoş bir şekilde ortaya çıktı ki, politikalarıyla Suriyelilerin kaçmasına katkıda bulunan bir ülkeye, sığınmacıları barındırması için milyarlar ödeyecek kadar çaresiz duruma düşmüşüz."

Essen kentinde yayınlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung ise şu yoruma yer veriyor:

"İçişleri Bakanlığı'nın değerlendirmesinin kamuoyuna yansıması Türkiye ile zaten gergin olan ilişkileri daha da zorlaştıracak, ama olumsuz sonuçlara yol açmayacaktır. Avrupa sığınmacı krizindeki dayanışmasızlığını devam ettirdiği sürece Almanya Türkiye'ye muhtaçtır. Bu arada tüm dünyaya İslami köktenciliği ihraç eden Suudi Arabistan gibi gerici bir ülkeyle kârlı iş ilişkileri yürütenlerin, Türkiye'nin İslamcılarla ilişkileri konusunda zaten pek argümanı olmasa gerek."

Reutlinger General-Anzeiger gazetesi ise belgenin kamuoyuna nasıl ve niçin sızdırıldığı konusuna odaklanıyor:

"Yanıtın büyük bölümünün İçişleri Bakanlığı'ndan gelmesi ve asıl yetkili olan Dışişleri'ne danışılmamış olması, mayhoş bir tat bırakıyor. Dışişleri Bakanı Steinmeier'in arkasından iş mi çevriliyor? Yoksa Başbakan'a ve Türkiye ile mülteciler konusunda vardığı mutabakata karşı bir saldırı mı söz konusu? Açık olan birşey var: O da Başbakan Angela Merkel'in şimdi tavrını ortaya koyması gerektiği. Hem Recep Tayyip Erdoğan'ın rolü, hem de bu belgenin sızdırılması olayının perde arkası konusunda.

Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung da benzer şüpheler dile getiriyor:

"Nahoş bir diplomatik arıza mı, yoksa hedefli bir sızdırma olayı mı? Alman hükümetinin Türkiye'yi İslamcılara destek veren ülke olarak sert bir şekilde yargılaması şaşırtıcı. İçerik açısından değil, zamanlama açısından. Erdoğan şimdi anlaşılmayan ve ihanete uğrayan kişi rolüne daha fazla sarılacak. Sahadaki gerçekler, Alman istihbaratının analizini destekliyor. Türkiye çok uzun bir süre isteyerek cihatçılar için geri çekilme ve saldırıya geçme alanı işlevi gördü. IŞİD mevkilerine topçu atışları, Amerikan uçakları için İncirlik'e yeşil ışık yakması, Rusya ile IŞİD karşıtı koalisyona girişmesi gibi rota değişiklikleri çok geç geldi. Ama sonuçta oldu. Bu nedenle sığınmacı krizinde AB'nin kapı bekçiliğini yapan Türkiye'nin suçlu olarak teşhir edilmesi, yanlış zamanlama."