Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, reel sektörün nakit ihtiyacının had safhada bulunduğu bir dönemde, bankaların kâr patlaması yaşadığını belirterek, "Bankada mevduata yüzde 12-12.5 faiz veriliyor, kredi almaya gittiğimde ise faiz yüzde 20-25. Yüzde 100 fark var. Böyle bir şey olmaz; bu, insafsızlık. Reel sektör ağlarken bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil" dedi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) Kartepe Ekonomi Zirvesi'ne katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisi üzerine bir sunum yaptı. İmalat sanayiinde Ocak 2009 itibariyle yüzde 25'lere varan düşüşlerin meydana geldiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, yani çalışan her 4 makineden 1'inin artık durduğunu söyledi. 2002'den itibaren hızlı bir büyüme trendine giren Türkiye'nin 2005'ten sonra büyük bir rehavete kapıldığını, bunda sorumlunun sadece yöneticiler değil, kendisi dahil toplumun tamamı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şu anda en önemli konunun krizi çözmekten ziyade krizi yönetmek olduğunu belirtti.
"Ekonomideki daralmayı sindirmemiz mümkün değil. Bu böyle giderse daha vahim sonuçlar ortaya çıkabilir. 2008 sonu itibariyle toplam işsiz sayısı 6 milyon kişiye ulaştı. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 17.3 iken, tarım dışı genç işsizlerin oranı ise yüzde 30.3 çıktı. Bu her 3 gençten 1'inin işsiz olduğu anlamına geliyor" diyen Hisarcıklıoğlu, her yıl 750 bin gencin istihdam gücüne katıldığını vurgulayarak büyüyen işsizliğin çok büyük bir tehlike olduğuna işaret etti.
Bizden kesip devlete veriyorlar
Hisarcıklıkoğlu, böyle bir süreçte bankaların ise devlete borç vermek için kredileri kıstığını vurgulayarak bankaların reel sektöre kredi vermek yerine daha güvenilir buldukları devlet iç borçlanma senetlerine yatırım yaptıklarını belirtti.
Hisarcıklıoğlu, "Çünkü paraya ihtiyacı olan daha güvenilir bir yer var. Bankacılar da bizden kesip, oraya vermeye başladı. Son 6 ayda yurtiçi TL kredi hacmi 14 milyar TL daralırken bankaların menkul değerler portföyünde ise 31 milyar TL'lik artış oldu" dedi.
Kriz sürecinde hemen her sektörün küçülmesine rağmen, bankacılıkta kâr patlaması yaşandığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Bankada mevduata yüzde 12-12,5 faiz veriliyor, kredi almaya gittiğimde ise faiz yüzde 20-25. Yüzde 100 fark var. Böyle bir şey olmaz; bu, insafsızlık. Yüzde 12,5 ile mevduat toplayacaksın, yüzde 25 ile kredi vereceksin. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğer buradan hep beraber çıkacaksak, hep beraber sorumluluğumuzu da bilmemiz lazım. Reel sektör ağlarken bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde bankalar çok mutlu ve büyük bir kâr patlaması yaşıyor. Şimdi de bize insafsızca yükleniyorlar. Devletin iç borçlanma ihtiyacının bu nedenle azaltılması lazım" diye konuştu.
İç tüketim canlandırılmalı
Yaşanan krizin etkisini azaltmak için iç tüketimin canlandırılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu dönemde krizi çözmek mi, yönetmek mi gerekiyor buna karar vermeliyiz. Kriz çözülür çünkü hiçbir kriz tümsekte kalmamıştır. Ancak bu devrede esas olan krizi yönetiyor olmamızdır. Krizi yönetmek için küçük adımlarla kısa vadeli odaklanmalara ihtiyaç var. Kısa sürede zararı en aza indirecek tedbirlerden biri de iç piyasayı canlandırmaktan geçiyor. 700 milyar dolarlık milli gelirin yaklaşık 500 milyar doları iç piyasadan elde ediliyor. Eğer krizin etkisini az hissetmek istiyorsak buraya yüklenmek ve 72 milyonu tüketmeye yöneltmek lazım. Tüketim olmayınca herkes kaybediyor. Hanehalkı tüketimi milli gelire ortak hareket ediyor ve bu gösterge iç tüketimin krizin etkisini azaltacağına işaret ediyor."
Bütçe açığı şubatta yüzde 2187 arttı
2009 bütçesinde öngörülen 10 milyar dolarlık bütçe açığının ilk 2 ayda bu rakamı bulduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu, sadece şubattaki bütçe açığının yüzde 2187 oranında artarak 7 milyar dolar olduğunu belirtti. Vergi cephesinde de gelişmelerin olumlu olmadığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, faiz hariç giderlerin yüzde 30 arttığına, ancak ekonominin daralması nedeniyle vergi gelirlerinin ise yüzde 6 azaldığına dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, cari harcamalarda da yüzde 48'lik artış olduğunu kaydetti.
IMF ile anlaşma sağlanmalı
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisinin geleceğinde düzenleme ve denetlemenin yanı sıra dizginleme fonksiyonlarının da öne çıkacağını ve bu çerçevede IMF'nin rolünün artacağını vurgulayarak IMF ile anlaşmanın yapılmasından yana olduğunu belirtti. IMF'nin de mevcut anlayışını değiştirmesi ve yeni yaklaşımlar geliştirmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, "IMF şimdiye kadar bize tarımdan ve tekstilden çıkın diye bastırıyordu. Şimdi ise tam tersine 'İstihdam yaratan sektörler bunlar ve krizden çıkış da buradan geçiyor' diyorlar. Dünyada yeni bir düzen kurgulanıyor. Bu dönemde gücümüzü kaybetmeyelim. Anlıksa anlık, günlükse günlük tedbirleri alarak bu dönemden güçlü bir şekilde çıkalım" dedi. Mali ve ekonomik sistemin tekrar sorgulanmaya başladığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Eskiden düzenleme ve denetleme vardı ama dizginleme yoktu. IMF, Dünya Bankası gibi küresel ölçekte hareket eden kurumları düzenlemenin yanında bir dizginleme de gerektiği görülüyor" şeklinde konuştu.
Yeni açılan işyeri sayısı (2007'nin aynı dönemine göre)
Dönem |
Fark (%) |
Kasım 2008 |
-32 |
Aralık 2008 |
-23 |
Ocak 2009 |
-23 |
Şubat 2009 |
-22 |
Mart 2009 |
-20 |
İstihdamın en fazla azaldığı ilk 5 il (Ekim 2008-Ocak 2009)
Kent |
İstihdam (bin) |
İstanbul |
-90 |
Antalya |
-79 |
Muğla |
-38 |
İzmir |
-33 |
Bursa |
-30 |
İstihdamın en fazla arttığı ilk 3 il
Kent |
İstihdam (bin) |
Trabzon |
3 |
Zonguldak |
2 |
Osmaniye |
1 |
Bileşenlerin milli gelir içindeki payı (%) Özel tüketim 68 Kamu tüketimi 10 Özel yatırım 21 Kamu yatırımı 4 Dış ticaret -3