Dünya

Rakka tahliyesinin nedenleri ve sonuçları

YPG'nin Rakka'daki birçok IŞİD mensubu teröristin aileleriyle tahliye edilmesine izin verdiği görüntüler yeni bir tartışma başlattı. Buradan çıkan kişilere ne olacak?

16 Kasım 2017 17:05

Bu ilk değil

Rakka'daki olay gün yüzüne çıktığında akla gelen ilk soru, bunun ilk olup olmadığıydı. Bu olay, IŞİD üyelerinin ABD, YPG, Rusya ya da diğerlerinin gözetiminde bir yerden tahliyesinin ne ilk ne de son örneği. Hatırlanacak olursa, Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonları başladığında ABD Rusya'yı IŞİD'i vurmamakla suçluyordu. Bir süre sonra Rusya da ABD'yi IŞİD militanlarına koridor açıp, rejimin bulunduğu yerlere kanalize etmekle itham etti. Benzer suçlamalar karşılıklı olarak defalarca gerçekleşti. Üstelik bu olaylar sadece Suriye'de yaşanmadı. Birçok kez Iraklı yetkililer ABD'nin IŞİD'e silah verdiğini, havadan yardım yaptığını, hatta helikopterle bazı liderlerini sahadan başka yere taşıdığını iddia etmişlerdi. Şu ana kadar bu örnekler unutturulmaya çalışıldı. Açık kamera kayıtları olmasına rağmen muhtemelen bu da unutturulmaya çalışılacak; fakat bu unutturma çabası bir gerçeği değiştirmiyor: IŞİD hem herkesin kurtulmak istediği hem de birbirine karşı kullanmak istediği bir silah.

Neden şimdi?

Olayın neden şimdi açığa çıktığı ise ayrı bir soru. Rakka'da 3 buçuk ay boyunca ağır kayıplar vererek ilerleyen YPG'nin bir anda şehri ele geçirmesi, bölgeyi izleyen herkesin kafasında bir anlaşma olduğuna dair şüphe uyandırmışı. Kısa süre sonra da aşiretlerin araya girmesiyle bazı kişilerin teslim olduğu açıklanmış, ancak detay verilmemişti. Ancak şu soru aklımızı kurcalamıyor değil? 40 gün önce gerçekleşmiş ve o zamandan beri tutulan kayıtlar neden şimdi sergileniyor? Bunun muhtemel yanıtı sahada, ABD ve Rusya arasındaki rekabette saklı.

PYD'nin gelecek hesapları

YPG'ye uluslararası desteğin nedeni ABD'nin güdümünde IŞİD'e karşı bir askeri araç olarak kullanılmasıydı. Artık, IŞİD'in Suriye'de kontrol ettiği alan son derece sınırlı, üstelik YPG'nin gitmek istemeyeceği kadar da uzak bir yerde. Yani, YPG'nin oynayabileceği askeri rol en azından şimdilik sınırlı. Diğer yandan YPG geçtiğimiz iki yıl içinde pekçok düşman kazandığının farkında ve bu nedenle ABD'nin korumasının devamını istiyor. ABD bu korumayı sağlayacağını taahhüt etse de Kuzey Irak'ta olanlar YPG'yi ürküttü. YPG, Suriye'de bundan sonraki sürecin askeri değil siyasi gelişmelere bağlı olduğunun farkında ve bu nedenle Rusya ile hiç kesmediği ilişkisini bir adım öteye taşımaya hazırlanıyor. Rusya da Şam'ı uzun sürede ayakta tutabilmek için Sünni Araplara karşı Kürtleri rejime eklemleme yolunu tercih edebilir.

Görüldüğü gibi siyasi dengeler değişiyor. İşte bu kayıtların ortaya çıkarılması muhtemelen ABD'den PYD'ye yöneltilen dolaylı bir "uzaklaşırsan bedelini ödersin" uyarısı. PYD'nin Rakka'da yakaladığı 42 Rusya Vatandaşı'nı teslim etmesinden çok kısa bir süre sonra bu haberin yayınlanması tesadüf olabilir mi? Belki de olabilir. Fakat, son yıllarda Irak ve Suriye'de o kadar çok benzer olay yaşandı ki; sanki bu olanlar ABD'den YPG/PYD'ye bir uyarı niteliğinde.

Rakka'dan Çıkanlar Nereye Gidecek?

Görüntüleri izleyen pekçok kişinin ilk tepkisi muhtemelen, "bunlar nereye gidiyorlar" diye sormak oldu. Görüntüler geçen haftalarda IŞİD'den geriye dönenlerle ilgili yayınlarla birleştirilince Rakka'dan çıkanlar soluğu başka ülkelerde alacak gibi bir hava doğdu. Oysa süreç tamamen böyle işlemiyor.

Gerek Rakka'dan gerekse başka yerlerden kaçan IŞİD’lilerin tehdit yaratabileceği ilk ülke Türkiye. Peki, bu kadar insan, birbirine rakip gruplar arasından geçerek nasıl Türkiye sınırına ulaşıyor? Sınır geçişleri sırasında Türk güvenlik güçleri tarafında yakalanan kişiler ya Hatay'dan ya da Kilis ve Antep'ten girerken yakalanıyorlar. Yani, 1-2 ay öncesinde Rakka'dan şimdi ise Deir Ez Zor'dan çıkan bir IŞİD militanı ya da ailesinin Türkiye sınırına gelmesi için ya PYD'nin ya da Suriye rejiminin kontrol ettiği alandan geçmesi şart. Hatta en güvenli yol, IŞİD bölgesinden çıkıp PYD bölgesine, oradan ÖSO kontrolüne buradan Suriye hükümetinin kontrolüne geçtikten sonra nihayetinde bir ÖSO bölgesinden Türkiye sınırına ulaşıyor. Anlaşılan, kaçırılan kişi her kim olursa olsun, bölgede insan kaçakçılığı yapmak sadece daha pahalandı; kesinlikle imkansız değil.

Türkiye'nin endişesi bu kişilerin Türkiye'de yeni terör eylemleri yapması ya da IŞİD'in örgütlenmesini güçlendirmesi. Diğer devletlerin endişesi ise bunların kendi ülkelerine ulaşması. İşte sorun da burada başlıyor. Eğer IŞİD'e katılanların geri dönmesi ortak bir endişeyse uluslararası işbirliği olmadan bu sorun engellenemez. Ancak herkes kendisini koruyup, diğeri kendi başının çaresine baksın derse günün birinde "Rakka'daki Tahliye" hikayesinin ögelerinden birisini gazetelerde boy boy fotoğraflarıyla bir terör eylemcisi olarak görebiliriz.

© Deutsche Welle Türkçe

Serhat Erkmen

Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı olarak görev yapmakta.