Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce, İfade ve Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı, yazar, yayıncı Ragıp Zarakolu'nun 28 Ekim 2011 akşam 20 sularında gözaltına alındığı öğrenilmiştir. Avukatı Özcan Kılıç’tan elde edilen bilgiye göre üyemiz Ragıp Zarakolu’nun neyle suçlanarak göz altına alındığı henüz kendilerine bildirilmemiştir.
Ragıp Zarakolu, yayımlama özgürlüğü için çalışan, düşüncelerin serbestçe ifade edilmesini savunan bir yazar ve yayıncıdır. Bu tavrı nedeniyle onlarca kez yargılanmıştır ve halen süren davaları vardır. Gazeteci, köşe yazarı, yayıncı ve yazarların haklarında geçerli bir suçlama varsa savcılıklara davetle ifadelerinin alınması yerine topluca gözaltına alınmalarını düşünce ve ifade özgürlüğü ve demokrasimiz açısından çok sakıncalı ve vahim uygulamalar olarak değerlendiriyoruz.
Avrupa Komisyonu'nun "2011 Türkiye İlerleme Raporu"nda belirtildiği gibi “Denetimli serbestlik yerine tutuklamaya sıkça başvurulması, uzun tutukluluk süreleri ve bu tutuklama gerekçelerinin detaylı şekilde açıklanmaması gibi sebepler, Türkiye'deki yargı sisteminin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi ve Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) değiştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Özellikle TMK kapsamındaki yargılamalarda, hakkındaki iddiaları öğrenene dek sanıkların çok uzun süreler boyunca tutuklu kalması ve avukatlarının delillere ve dosyaya ulaşamaması önemli bir sorundur."
'Zarakolu serbest bırakılmalı'
Zarakolu'nun gözaltına alınmasının ardından Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay şu açıklamayı yaptı:
Evrensel gazetesi yazarı, insan hakları savunucusu, Edebiyatçı Ragıp Zarakolu’nun gözaltına alınması, basın, düşünce ve ifade özgürlüğünü zedeleyen bir iklime yol açan yeni bir örnektir.
Bizler, cezaevlerindeki gazetecilerin, yazarların serbest bırakılmasını, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların ortadan kalkmasını beklerken,tersine bu alanda yeni gözaltılar, tutuklamalar kabul edilemez.Ragıp Zarakolu ‘nun en kısa sürede serbest bırakılmasını bekliyor ve talep ediyoruz.
Gazetecilerin, aydınların , yazarların cezevlerine doldurulması,hem dışarıda kalan yazarlar, aydınlar için bir tehdit hem de ciddi bir otosansür nedenidir.Bu durum ise demokrasilerde yeri olmayan bir olgudur.