Dağıstan Emniyet yetkilileri, Çeçenistan sınırındaki Kızılyar kasabasında meydana gelen ilk saldırıda trafik polislerinin yanına otomobiliyle yaklaşan intihar eylemcisinin araba içindeyken üzerindeki bombaları patlattığını, ardından polis kıyafeti giyen ikinci intihar eylemcisinin olay yerinde toplananların yanında üstündeki bombaları infilak ettirdiğini belirterek, hayatını kaybedenlerin sayısının 11'e yükseldiğini kaydetti.
Saldırılarla ilgili soruşturma devam ederken, bölgedeki güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı.
Saldırılar FSB binası yakınında gerçekleşti
Ölenler arasında bir polis müdürü ve memurlarının da olduğu belirtilirken ilk patlama İçişleri Bakanlığı ve Rus iç istihbarat servisi FSB'ye ait binaların yakınında meydana geldi.
Bu ilk saldırının bomba yüklü bir araçla düzenlendiği, saldırganın trafik polisi tarafından durdurulduğunda patlayıcıları atışlediği bildirildi.
İkinci patlama ise 20 dakika sonra aynı caddede meydana geldi.
Olay yerine yaklaşan polis üniforması giymiş bir intihar eylemcisinin kendini havaya uçurduğu aktarıldı.
Kuzey Kafkasya'daki cumhuriyetlerden Çeçenistan, Dağıstan ve İnguşetya'da son iki yılda Rusya'nın atadığı yerel yöneticiler ve güvenlik güçlerine saldırılarda artış görünüyor.
Haziran 2009'da bölgenin içişleri bakanı öldürülmüştü.
İki gün önce de Moskova metrosunda 2 istasyona yönelik gerçekleştirilen bombalı intihar saldırılarda 39 kişi hayatını kaybetmiş, saldırılar FSB binasının yakınındaki istasyonlarda gerçekleştirilmişti.
Bu saldırılarda yaralıdan yaralanan 71 kişiden 5'inin durumunun ağır olduğu belirtilirken, hayatını kaybedenlerin sadece 8'inin kimliği tespit edilebildi.
İki kadın intihar eylemcisi tarafından gerçekleştirilen eş güdümlü saldırılar, Şubat 2004'ten bu yana Moskova'da yaşanan en kanlı saldırılardı.
Şubat 2004'te Paveletskaya istasyonunda bir bombanın patlaması sonucunda 40 kişi ölmüştü.
Bundan altı ay sonra bir diğer metro istasyonunda düzenlenen intihar eyleminde de 10 kişi hayatını kaybetmiş, her iki saldırıdan da Çeçenistan'daki isyancılar sorumlu tutulmuştu.
Çeçen isyancıların lideri Doku Umarov bu saldırının sorumluluğunu üstlenmiş ve geçtiğimiz ay "Savaşı Rus kentlerine taşıyacağını" söylemişti.
Hafta başındaki saldırının sorumluluğunu üstlenen olmadı. Ancak Rus yetkililer Kuzey Kafkasya merkezli radikal İslamcıları sorumlu tutuyor.
Putin: Saldırganları bulmak onur meselesi
Vatandaşlarına seslenen Putin saldırının ele başlarının bulunacağını açıklarken, "Saldırıyı gerçekleştirenleri bulmak onur meselesi" ifadelerini kullandı.
Diğer yandan ülkede ulusal yas günü için bayraklar yarıya indirildi. Metro istasyonlarına, saldırılarda hayatını kaybedenler anısına çiçekler bırakılmaya devam ediliyor.
Rusya'da eğlence amaçlı televizyon programları iptal edildi, kiliselerde ayinler düzenlendi.
Moskova'da yasla beraber panik havası da hakim. Özellikle ulaşım araçlarında güvenlik önlemleri artırıldı. Metrolarda köpekli polisler görevlendirildi.
Putin'in istikrar efsanesini yıkacak gerçek
Moskovalıları altı yıl sonra can evinden vuran bombalı saldırılarla Radikal gazetesinden Fehim Taştekin'in analizinde dört senaryo öne çıkıyor:
Ekonomik krizle tetiklenen vatandaş gösterileriyle fiyakası çizilen eski KGB casusu Başbakan Vladimir Putin’in elini güçlendirecek bir şiddet dalgasına ihtiyaç duyuldu. Malum 1999’da Çeçenya’yı işgal için apartmanları bombalayan FSB’ydi. İkincisi Kremlin’in Kuzey Kafkasya’yı askeri değil sivil bir projeyle fethetmek için Kuzey Kafkasya Federal Bölge ilan edip başına Aleksander Hloponin’i geçirmesine direnişçilerin sert yanıtı. Üçüncüsü Kremlin’in yolsuzluk ve rüşvetle mücadele edip ekonomik sorunları çözme önceliğinden ötürü rant kaygısına düşmüş siloviklerin karşı hamlesi. Dördüncüsü ise sonradan Müslüman olmuş Sibiryalı Rus Said Buryatiski’nin İnguşetya’da öldürülmesine misilleme.
Senaryo ne olursa olsun değişmeyen gerçek şu: 42 bini çocuk 250 bin sivilin katledildiği Çeçenya’daki savaşın artçı etkileri sürüyor. Hatta direniş, şekil değiştirip tüm Kuzey Kafkasya’yı esnek bir cepheye çevirdi. 1999’daki ikinci Çeçenya işgali sayesinde iktidarı ele geçirmiş Putin, Kafkasya’da istikrarı sağlamış adam olarak zihinlere kazınmak istedi. Önce Çeçenya’da Ramzan Kadirov’un ellerine demir eldivenler geçirip savaşı ‘Çeçenleştirdi’. Ardından 16 Nisan 2009’da 10 yıllık savaşı tek taraflı ‘bitirdi’. Gerçekte olan şuydu; Çeçenya’da Kadirov direnişi şiddetle bastırırken, düşük yoğunluklu savaş Dağıstan, İnguşetya gibi bölgelere ihraç edildi. Direniş kontrol edilemez bir forma büründü: Bağımsızlık yanlısı Doku Umarov, ‘Çeçen-İçkerya devlet başkanlığı’ sıfatını bırakıp 2007’de Kafkasya Emirliği hareketini kurdu. Hedefi ‘bağımsız Çeçenya’ değil ‘Tüm Kafkasya’da bağımsız İslami devlet’ koydu. Kafkasya haritasını ‘Dağıstan’, ‘Nokhçiço’ (Çeçenya), Galgayço (İnguşetya), İriston (Osetya), Çeçenya, Dağıstan ve Stavropol’dan parçalar içeren ‘Nogay Bozkırı’ ve ‘Birleşik Kabardey, Balkar ve Karaçay’ diye vilayetlere ayırdı.
Şimdi Kuzey Kafkasya’nın her köşesinde direniş hücreleri var. Rus makamları sayılarını en fazla 200 koyadursun Umarov, Rus güçlerin sınır tanımazlıkları ve yıllardır süren devlet terörü sayesinde adam devşirmekte zorlanmıyor. Kaide’den ödünç söylemler benimsese de ‘yerli’ karakterini koruyor. Kaynaklarının hariçten İslamcı örgütler olduğu propagandasına rağmen ayakta kalmasını yerel yapılara borçlu. Seleflerinin aksine savaşı Rus kentlerine taşıma konusunda da cüretkar. Ama bunu yapmak istediğinde Kaide’ye ihtiyaç duyacağı şüpheli.