CHP İstanbul Milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu, AKP'nin 23 Haziran seçiminde adayı olan Binali Yıldırım'ın kim olduğuna dair bir yazı kaleme aldı. Kaboğlu, yazısında Yıldırım için "Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde kararnameleri (OHAL KHK) adı altında Başbakan sıfatı ile imzası bulunan kişi, OHAL ortam ve koşullarında Anayasa değişikliğini dayatan kişi" ifadelerini kullandı.
Kaboğlu'nun BirGün'de yayımlanan, "Kurunun yanında yaşı da yakan’ Binali Yıldırım" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
İstanbul 31 Mart 2019 BBB seçimlerini kaybetmesi ardından, seçimlerin iptali YSK üzerinde çapraz baskı harekâtı yürütmüş olan Cumhur ittifakı adayı Binali Yıldırım kimdir?
Bakanlık, başbakanlık ve TBMM başkanlığı görevleri nedeniyle tanınmışlığı öne çıkarılan kişi, aslında OHAL dönemi başbakanı olarak hukuk dışı işlem ve eylemlerin baş sorumlusu.
B. Yıldırım’a ilişkin olumsuzlukları örtmeye çalışan Cumhur ittifakı cenahı, Millet ittifakı adayı E. İmamoğlu’nu lekelemek için her türlü yol ve yöntemi mubah görür.
On yedi yıllık üst düzey görevler yapmış olması ile övülen Yıldırım’ın karanlık dönemi gündeme getirilmiyor. Destekçileri için bu tavır anlaşılır; çünkü, O’nu İBBB koltuğuna oturtmak için hukuk dışı yol ve yöntem ile seçimleri iptal ettirdiler.
Anlaşılır olmayan ise, hukuk mağdurlarının, B. Yıldırım’ın “seri hukuk katliamı” olarak nitelediğim işlem ve eylemler karşısında sessiz kalması.
Binali Yıldırım kimdir?
1- Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde kararnameleri (OHAL KHK) adı altında Başbakan sıfatı ile imzası bulunan kişi: Sayısı 30’u aşkın KHK ek listelerinde adları yazılan yaklaşık 130 bin kamu görevlisi, gece yarılarında “yargısız infaz” edildi. Aynı işlem, 2 bin 761 kurum ve kuruluşa kapatma yoluyla uygulandı.
2-Kurunun yanında yaşı da yakan kişi: “Çok sayıda akademisyenin ihraç edildiği son KHK’de ölçünün kaçırıldığı, çok sayıda akademisyenin mağdur edildiği, FETÖ ve PKK’lı olmayanların atıldığı (Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu gibi), aralarında 28 Şubat’ın antidemokratik uygulamalarına tavır koymuş hocaların da olduğu yolundaki eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?” (sorusuna verdiği yanıt): “Hiçbir devlet kendisine sadakatle bağlı olmayan memurlarla çalışmak zorunda değil. Büyük olayda hatalar oluyor mudur; oluyordur. İntikam değil adalet diye ilk gün söyledik. Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir. Genelge yayınladık, imzasız ihbar mektupları işleme konulmasın diye. Bazı yerlerde bunun dikkate alınmadığını, savcıların imzasız ihbar mektupları dikkate alarak işlem yaptığını duyuyoruz. 19 bin civarında göreve dönüş oldu. 100 bine yakın da ‘Bize haksız işlem yapıldı’ diye müracaat var. Böyle yürümeyeceğini gördük. Yeni bir karar aldık. OHAL Denetleme Kurulu kurduk. Birkaç haftaya uygulamaya konulacak” diyen Yıldırım, KHK ek listelerinde yer alan adları basından öğrendiklerini de beyan etti (22 Şubat 2017).
3-OHAL ortam ve koşullarında Anayasa değişikliğini dayatan kişi: Bahçeli’nin, Erdoğan için, “Anayasa suçu işliyor” şeklindeki beyanı (16.10.16) ardından, -darbe girişimcilerine karşı mücadele yerine- Anayasa değişikliği için kolları sıvayan Başbakan, 10 Aralık günü, Kanun Teklifi’ni TBMM başkanlığına sundu.
4-Parlamenter rejimi lağveden kişi: Başbakanlık dahil, Hükümet’in ve parlamenter rejimin kaldırılması için, anayasal bilgi kirliliği eşliğinde canhıraş çalıştı; halkoylamasında hayır oyu kullanacaklar terörist ilan edildi.
5- Anayasal ve siyasal mirasın kaldırılmasına öncülük eden kişi: Böylece, Tanzimat-Meşrutiyet-Cumhuriyet çizgisinde oluşan siyasal ve anayasal düzenin kaldırılması sonucu toplumun, ulusal mirasa yabancılaşmasına katkıda bulundu.
6-Adil yargılanma hakkını kaldıran kişi: Adlarını KHK ek listelerine koymak suretiyle hayatlarını kararttığı kişilere yargı yolunu kapatmak için 23 Ocak 2017’de kurulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yapılan başvuru sayısı 126.120. Komisyon tarafından verilen karar sayısı 70.406 olup, sadece 5.250 başvuru kabul edildi (3.5.19). Komisyon, AKP’nin “gaz odası”na dönüştü. Oysa hukuk devletinde suçlu bile yakılmaz, adil bir şekilde yargılanır. Kaldı ki, suçluluğu kesinleşinceye kadar herkes suçsuz sayılır.
Yazının tamamı için tıklayın