Milliyet gazetesi yazarı Prof. Güngör Uras, şartların faiz indirimine müsait olduğunu belirterek, "Merkez Bankası (TCMB) bu defa faizi indirecek gibi... 'Az da olsa indirecek' beklentisi yaygınlaştı" dedi. "İndirilmesi beklenen faiz oranı TCMB’nin bankalara para aktarırken uyguladığı faiz oranı. TCMB, bankalara (normal olarak) haftalık repo faizi olan yüzde 7.50 faiz ile para vermesi beklenir. Buna 'Politika Faiz' deniliyor" ifadelerini kullanan Uras, "Piyasacıların önemli iş alanı devletin bonoları ve tahvilleri. Yurt dışından döviz getiriyorlar, bozdurarak tahvile, bonoya yatırıyorlar. Faiz yüksek ise tahvil ve bono faizi de yüksek oluyor. Gelirleri artıyor. İşte onun içindir ki 'piyasacılar' bugüne kadar, 'TCMB faizi indirmesin. Bindirsin. Faize bindirirse, Türkiye’ye daha çok döviz girer. Döviz fiyatları ucuzlar' diyorlardı. Piyasacılara işte bu nedenle 'Faiz Lobisi' adı verilmişti" diye yazdı.
Güngör Uras'ın, "Merkez bu kez faizi indirecek gibi" başlığıyla yayımlanan (23 Mart 2016) yazısı şöyle:
"Merkez Bankası (TCMB) bu defa faizi indirecek gibi... “Az da olsa indirecek” beklentisi yaygınlaştı
- Politikacılar faizin indirilmesini istiyor.
- Şimdiye kadar faiz artırımı bekleyen piyasacılar şimdi faiz indiriminden söz etmeye -başladı.
- Şartlar faiz indirimine müsait görünüyor.
İndirilmesi beklenen faiz oranı TCMB’nin bankalara para aktarırken uyguladığı faiz oranı.
- TCMB, bankalara (normal olarak) haftalık repo faizi olan yüzde 7.50 faiz ile para vermesi beklenir. Buna “Politika Faizi” deniliyor.
- TCMB bankaların tüm ihtiyacını Politika Faizi yüzde7.5 ile karşılamıyor. Bankalara verdiği borcun bir kısmını bu faiz ile, kalanını da yüzde 10.75 olan Gecelik Borçlanma Faizi ile veriyor.
- Bu şekilde paçal bir faiz oranı oluşuyor. Buna “Ortalama Fonlama Faizi” deniliyor ki, bu faiz oranı son bir ayda yüzde 9.15’ten yüzde 8.90’a geriledi.
- Açık anlatımla TCMB’nin illa da politika faizini ve gecelik borçlanma faizini değiştirmesine ihtiyaç yok. TCMB, “biraz ondan, biraz bundan” yaparak fonlama faizini istediği gibi ayarlıyor.
- TCMB’ye yüzde 7.50 ile yüzde 10.75 arasında oynama imkânı tanıyan uygulamaya “Faiz Koridoru” deniliyor. Piyasa oyuncuları, TCMB’ye faizi istediği gibi ayarlama imkânı tanıyan bu uygulamanın “basitleştirilmesini” istiyorlar. İstenen, koridorun küçültülerek, sonunda tek bir politika faizi uygulamasına geçilmesi.
- Bu tabloda beklenen, TCMB’nin yüzde 10.75 olan gecelik borçlanma faizinde en az 0.25 puan kısıntı yaparak faizi yüzde 10.50’ye indirmesi.
- Bu kadar indirim dişe dokunur mu? Dokunur: (1) Önce faiz sisteminin bütünü ile yeniden yapılandırılacağı bekleyişine yol açar. (2) Sonra piyasacılarda ve de içeride faizlerin gerilemeye başlayacağı havasının oluşmasını sağlar.
Yüksek faiz...
Ucuz faiz ne yapar? Yüksek faiz ne yapar?
- TCMB’nin faiz indirme konusunda direnmesinin nedenleri var: (1) Faiz inerse, normal olarak döviz fiyatı yukarı çıkar. (2) Faiz inerse harcamalar artacağından, enflasyon harekete geçer. Cari açık büyür. (3) Faiz inerse, genelde tasarruflar finansal kesimden gayrimenkule kayar. Mevduat artışı durur.
- Politikacılar ise faizin yatırımları, üretimi engellediğine, maliyetleri yükselterek enflasyonu azdırdığına inanıyor.
- İş çevreleri, girişimciler, kredi yükü taşıyanlar (gayrimenkul kredileri, ihtiyaç kredileri, kredi kartı borçluları) çok doğal olarak faizin ucuzlamasını bekliyorlar.
- Piyasacılar bugüne kadar faizin yüksek değil, düşük olduğunu söylediler. Piyasacılar “paradan para kazanmayı meslek edinenler”. Piyasacıların önemli iş alanı devletin bonoları ve tahvilleri. Yurt dışından döviz getiriyorlar, bozdurarak tahvile, bonoya yatırıyorlar. Faiz yüksek ise tahvil ve bono faizi de yüksek oluyor. Gelirleri artıyor.
İşte onun içindir ki “piyasacılar” bugüne kadar, TCMB faizi indirmesin. Bindirsin. Faize bindirirse, Türkiye’ye daha çok döviz girer. Döviz fiyatları ucuzlar” diyorlardı.
Piyasacılara işte bu nedenle “Faiz Lobisi” adı verilmişti.
Bahar havası esiyor
Bahar havası bekleyişleri değiştirdi. Türk ekonomisinde olan biten farklı çevrelerde farklı değerlendiriliyor. Parmağı taşın altında olanlar, kredi kullananlar, faiz ödeyenler... (Devlet ve özel kesim). Fakat oyunun sonunda bütün riski taşıyan bankalar. Bankaların raporları bu nedenle çok önemli. Son aylarda özellikle Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası ekonomi birimlerinin değerlemelerinde iyimserlik öne çıktı.
Piyasada daha da ileri bir iyimserlik var. Piyasanın içinde olan Piyasa Uzmanı dostum Eral Karayazıcı’dan piyasanın bekleyişlerini öğrenmek istedim. İşte öğrendiklerim:
- Dünyada 2016’nın ilk çeyreğinde faizlerde gerileme yaşanıyor. Bu rüzgâr Türkiye’de de faizin gerilemesinde etkili.
- Dünyada faizler neden geriliyor? Ekonomiye destek için merkez bankaları faizleri düşürmeye devam ediyor. Japonya politika faizini - yüzde 0.1’e, Avrupa yüzde 0’a indirdi. ABD yüzde 0.5’lik faizi artırmada acele etmeyeceğini ve dünya ekonomisinin toparlanmasını bekleyeceğini açıkladı.
- 2013 - 2015 döneminde Fed, petrol fiyatları, Çin ekonomisinde yavaşlama ve lokal siyasi çalkantılar ile baskı altında kalan gelişen ülkelere bu yıl güçlü yabancı sermaye girişi var.
- Türkiye de bu rüzgârdan yararlanıyor. Yabancılar Türk tahvili satın aldıkça ikincil piyasada faizler düşüyor. Gerek gecelik faiz oranları, gerekse tahvil faizlerinde yılbaşına göre yüzde 0.6 kadar gerileme var.
- Piyasa aktörleri enflasyonun da hız kesmesine yardımcı olan bu gelişmelerin TCMB’nin faizde ölçülü indirime başlamasına olanak sağlayabileceğini düşünüyor.
- TCMB Başkanı Erdem Başçı ağustos ayında dünyada kalıcı pozitif bir iklimin başlaması durumunda para politikasını sadeleştirebileceklerini açıklamıştı.
- Gecelik borç verme faizinin kademeli indirilmesi ve haftalık faize yaklaştırılması biçiminde uygulanması beklenen sadeleştirme 24 Mart’ta fiilen başlatılabilir.
- Para politikasındaki bu değişim, gerek gecelik faizlerin gerekse kredi faizlerinin gerilemesine neden olabilir.
Faiz inince döviz yükselmemeli
Ülkeye yabancı kaynak girişinin devam etmesine önem vermek zorundayız.
- Faiz indiriminin ekonomiye yarar getirebilmesi için yabancı sermaye girişinin devam etmesi gerekiyor.
- Yabancı, kur artışına neden olmayacak bir politika ve uygulama ile faizlerin düşürülebileceğine ikna edilebilirse özellikle 10 yıl vadeli Türk tahviline ilgi artabilir.
- Tahvillerde (senelik bileşik) faiz oranı yüzde 10 dolayında 10 yıllık Türkiye tahvilinin yaklaşık yüzde 21’i yabancıların portföyünde.
- Tahvil faizinde her 1 puanlık faiz düşüşle yabancılar ana para üzerinden yaklaşık yüzde 6 kazanç sağlıyor.
- Türkiye’de faiz diğer ülkelere kıyasla hayli yüksek. Yabancı yatırımcılar bir ülke -tahvilini alırken önce o ülkedeki enflasyona bakıyor. Faiz politikası döviz kurlarında artışa neden olmadan uygulanabilirse, enflasyon düşürülebilir ve bu beklenti ile yabancılar tahvil alımını daha çok artırabilir.
- Burada çok önemli bir uyarıya gerek var. Türk ekonomisinin dış rüzgârdan yararlanabilmesi TCMB’nin faizi indirdiği gibi, gerektiğinde artırabileğine piyasaların ikna olmasına bağlı. Bu, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının önemini ortaya koyuyor"