1995-1998 arasında Hong Kong Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan ve şehir devlet üzerine birçok çalışması olan Prof. Dr. Asuman Suner, Hong Kong'da Covid-19 pandemisi günlerinde protestoların yeniden başlamasına neden olan "Hong Kong Milli Güvenlik Yasası"nı değerlendirdi. Prof. Dr. Sumer, Çin yönetiminin Covid-19 salgını ve ABD'deki ırkçılık karşıtı protestoların olduğu dönemde Hong Kong'daki demokrasi yanlısı protestolara karşı "el yükselttiğini" belirtti.
Yetkin Report'ta "Hong Kong krizinde Çin el yükseltiyor" başlıklı yazı kaleme alan Prof. Dr. Sumer, Çin yönetiminin kabul ettiği milli güvenlik yasa tasarısının Hong Kong'da Çin’in ulusal güvenliğine tehdit oluşturabilecek ayrılıkçılık, bölücülük, kalkışma, terör gibi eylem ve etkinliklerin suç sayılmasını içerdiğini belirtti. Hong Kong'un özerkliğini tehdit ettiği için salgın günlerinde protestoların yeniden başlamasına neden olan yasa tasarısı uluslararası toplumun da tepkisini çekti.
Prof. Dr. Sumer, Çin yönetiminin protestolar ve tepkilere karşı yine de el yükselttiğini şu ifadelerle aktardı:
"Demokrasi hareketi pes etmemiş görünüyor. 25 Mayıs’tan bu yana dünyanın dikkatinin ABD’deki ırkçılık karşıtı eylemlere çevrildiği, Başkan Trump’ın göstericileri terörist olmakla suçlayıp, protestolara müdahale için ağır silahlı güvenlik güçlerini görevlendireceğini ifade ettiği şu günlerde, ABD’nin Çin’e demokrasi dersi vermesinden medet ummak anlamlı gözükmüyor.
Önümüzdeki esas soru, dünyanın farklı yerlerinde eşitlik, özgürlük, demokrasi, emek ve hak mücadelesi veren hareketlerin bundan sonra birbiriyle ne şekilde temas edeceği, nasıl bağlantılar kuracağı ve ne yöne evrileceği. Söz gelimi pek çok Batılı kente yayılmakta olan (ve kökenleri sömürgecilik süreciyle yakından bağlantılı) ırkçılık karşıtı protestolar, Hong Kong demokrasi hareketiyle nasıl bir dirsek teması içinde olacak?"