Kimyager ve deniz bilimci Prof. Dr Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak, “Karadeniz’e ikinci bir musluk açtığınızda suyu daha hızlı Marmara Denizi’ne akacak. Bol besinli üst tabaka zaten çan çekişen alt tabakaya baskı yapacak, dolayısıyla oksijen hızla azalacak. Oksijen bitince bir daha geri dönüşü yok, kanalı kapatsanız dahi yok. Oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst edecek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğu hızla artacak. Dolayısıyla İstanbul birkaç 10 yıl sonra lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokacak” dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Gila Benmayor, Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Profesör Cemal Saydam’ın Kanal İstanbul ile ilgili yaptığı değerlendirmeleri bugünkü köşesine taşıdı.
Gila Benmayor’un “Kanal İstanbul İstanbul’un sonu olur” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:
Geçenlerde, “Kanal İstanbul’u rafa kaldırmak değil tümden unutun” diyen Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Profesör Cemal Saydam’ı dinledim.
Kanal İstanbul yapıldığı takdirde Marmara ve Karadeniz’e neler olacağını harita ve grafiklerle görünce dehşete kapıldım.
Prof. Saydam diyor ki:
“Bizi çevreleyen denizler en zıt koşullara sahip. Akdeniz tuzlu, besin maddesi içermiyor, Karadeniz tuzlu değil besin kaynıyor”.
Karadeniz 12 bin yaşında, Marmara ise en fazla 3 bin yaşında.
Sağlıklı Akdeniz ile sağlıksız Karadeniz’in buluşmasından ve 9 bin yıl süren “doğum sancılarından” sonra Prof. Saydam’ın oksijen eksikliği çektiği için “astımlı çocuk” diye tanımladığı Marmara Denizi oluşuyor.
Marmara’nın ilk 25 metresi Karadeniz, altının tamamı tuzlu Akdeniz.
Bu iki farklı akıntı zeytinyağı ile suyun karışmadığı gibi asla birbirine karışmıyor.
Üst tabaka 3 ayda bir, alttaki tabaka ise 7 yılda bir değişiyor.
Müthiş dinamik bir yapı, müthiş bir denge.
Kanal İstanbul devreye girdiği takdirde bu denge bozulacak.
Peki neler olacak?
Profesör Cemal Saydam senaryolarını sıralıyor:
Karadeniz’e ikinci bir musluk açtığınızda suyu daha hızlı Marmara Denizi’ne akacak.
Bol besinli üst tabaka zaten çan çekişen alt tabakaya baskı yapacak, dolayısıyla oksijen hızla azalacak
Oksijen bitince bir daha geri dönüşü yok, kanalı kapatsanız dahi yok.
Oksijensizlik kimyasal dengeleri alt üst edecek, alt tabakadaki hidrojen sülfür yoğunluğu hızla artacak.
Dolayısıyla İstanbul birkaç 10 yıl sonra lodos estiğinde dayanılmaz bir şekilde çürük yumurta kokacak.
Zamanla Karadeniz’in de ekolojik yapısı bozulacak.
Hürriyet’teki yazının tamamını okumak için tıklayın