Prof. Dr. Korkut Boratav, SYRİZA’nın AB ve Yunan sermayesinin baskısına boyun eğmesi durumunda varlık sebebinin ortadan kalkacağını ve PASOK’laşacağını söyledi. Koalisyonun gerçek bir pazarlık için Avro’dan çıkma seçeneğini göstermesi gerektiğini belirten Boratav, ‘domino etkisi’ beklentileri için ise ‘Türkiye için erken’ değerlendirmesi yaptı.
Cumhuriyet'ten Türey Köse'nin haberine göre, Prof. Boratav 4 Ocak 2015 tarihinde BirGün gazetesinde yayımlanan “Bir Yunan trajedisinin son perdesi mi?” başlıklı yazıda Yunanistan seçimleriyle ilgili değerlendirmeler yaparken çok iyimser değildi. Yazının sonunda “Bana öyle geliyor ki, bu Yunan trajedisinin son perdesi, Troyka’nın, yani emperyalizmin lehine sonuçlanacaktır. Bu sonuç iki senaryo için de gerçekleşir: Birincisinde, Avro’dan çıkış şantajı, seçmenlerin kalabalık ‘orta sınıf’ öğelerini ürküttüğü için SYRİZA seçimleri yitirir. İkincisinde ise SYRİZA seçimleri kazanır; ancak sınırlı, sembolik ödünler dışında Troyka politikalarını, borç yükümlülüklerini sürdürmek zorunda kalır. Yunanistan’ın ilerici, devrimci güçleri, bir kez daha temsili demokrasinin sınırlarına toslayacaktır. Belki de SYRİZA’nın seçimleri yitirmesi, bu partinin sosyal demokratlaşmasını önleyebileceği, frenleyebileceği için daha hayırlıdır” diyordu.
Boratav’ın açıklamaları şöyle:
‘Yaşanan Yunan halkının karşı koyuşu’
“SYRİZA’nın zaferini elbette iyi karşılıyorum. Yunan halkının sermaye, AB metropolünün aslında emperyalist ama daha dar anlamda sermaye tahakkümünü temsil eden rejimine bir karşı koyuşudur” derken, şu görüşleri dile getiriyor:
“Mesele şu: Yunan halkının baskıdan kurtulma olasılığının doğması, hatta imkân sınırlarının zorlanması mı daha iyi, yoksa bu rejimin devam etmesi mi? SYRİZA’nın bir sol hareket olarak varlığını sürdürüp sürdürmemesi açısında söylüyorum. SYRİZA eğer Yunan sermayesine ve AB’den gelen o büyük, ağır baskıya teslim olursa sonuçta varlık hikmetini, nedenini kaybetmiş olur. Bu bir kayıptır. Şimdi mesele şu; kader bu mudur, değil midir? Şimdi ne olacak? Büyük bir baskı olacak. Belki kendi ilkelerinden çok çekilmeden, bir iki ufak ödün verecekler. SYRİZA’nın varlık nedeni ve Yunan halkına verdiği örtülü vaadi sürdürmesi için elinde bir pazarlık gücünün olması lazım. Avro’dan çıkmayı seçimlere taşısaydı, bunu kullansaydı seçimleri kazanamazdı. Gerçekte bunu istemesine rağmen
seçim taktiği nedeniyle mi getirmedi, yoksa zaten bu seçeneği hiçbir zaman getirmeyecek miydi? Benim bilmediğim mesele bu. Getirmeyecekse teslim olur, PASOK’un yerine geçer. Bu seçeneği yedeğinde tutuyorsa, ‘Plan B’yi Avro’dan çıkma seçeneğini gündeme getirecek şekilde tutuyorsa iyimser olabiliriz. Bu seçenek, Avrupa baskısına teslim olmamaktır. Drahmi’ye dönerse Yunan toplumu için en hayırlısı olur. Kısa bir şok dönemini atlatmak şartıyla. 4 yıl için iktidara geldiyse bunu atlacak zamanı vardır. Yanına aldığı ortak sağcı, fakat en azından Avro’dan çıkma seçeneğini savunacak bir çizgide olduğu söyleniyor. O seçeneği yedeğinde tutma ihtimali var. Borçların hepsini ödeyeceksin, belki zamana yayarız, diyorlar. Avrupa’nın elinde çeşitli şantajlar var. Gerçek bir pazarlık için Avro’dan çıkma seçeneğini göstermesi lazım.”
Boratav bugünden herhangi bir öngörüde bulunmak istemiyor. “Yakından izlemek, içini bilmek lazım öngörüde bulunmak için” derken, Avro’dan çıkıp Drahmi’ye dönme seçeneğinin ciddi bir hazırlık, kadro gerektirdiğini de vurguluyor. “Hazırlığını yaparsa niyeti belli olur” diyor. Boratav, SYRİZA’nın zaferinin ardından Avrupa’da “domino etkisi” beklentisi ve Türkiye’de heyecanla ilgili sorularımıza da şu yanıtı verdi:
“Bilemem. Başka yerlerde de gelirse iyi olur. Avrupa’nın endişelerini düşünmek durumunda değilim. Yunan halkının endişeleri, sorunları daha önemli. SYRİZA’nın diğer bazı yerlerdeki muhalif akımların, örneğin İtalya’daki Beş Yıldız Hareketi’nin aksine sosyalist bir tabanı, geleneği var.
İspanya’daPodemos’un da sosyalist hareketle bağları var. Orada olabilir. anda öyle bir bağlantı yok. Türkiye için henüz erken. Özellikle Latin Amerika coğrafyasında neoliberal hegemonyaya karşı başarılı başkaldırmalar hayata geçti. Bunlar ne kadar kalacak bilmiyorum. Latin Amerika’da sol, sermaye hegemonyasına karşı çıkma anlamında sağa göre sayısal üstünlük içinde. Umarız ki SYRİZA bu hareketin Avrupa’ya da taşınmasının bir başlangıcı olsun.”