İngiltere Eylül ayında Kraliçe 2. Elizabeth’in ‘tahtta en uzun süre kalan hükümdar’ unvanını kazanmasını kutlamaya hazırlanırken Kraliçe’nin vârisi Prens Charles da tartışılıyor. Küresel ısınma, ekoloji ve mimarlık alanındaki tutkularıyla bilinen Prens Charles’ın tahta geçmesi durumunda ‘politikaya müdahaleci’ davranacağı endişe yaratıyor. The Spectator dergisinden Nick Cohen, “Monarşiyi savunanlar tahta aday olunamamasını, devlet başkanlığının ‘bir delinin’ ele geçmemesinin garantisi olarak savunur. 3. Charles, o deli olabilir" diyor.
Köklü gelenek gereği İngiltere’de devlet başkanlığını monarşi tamamen sembolik görevler çerçevesinde üstleniyor; siyasi görüşlerini dahi açıklamıyor. Milliyet'in Time dergisinden aktardığı habere göre, Prens Charles'ın devlet başkanı olması halinde 'farklı bir krallık modeli' getirebilir.
Catherine Mayer'in yazdığı, “Charles: Bir Kralın Kalbi” başlıklı biyografide Mayer, Kraliçe’nin de oğlunun müdahaleci olmasından endişe ettiğini öne sürüyor.
‘Meclis engellesin’
Bakanlara iklim değişikliği gibi konularda yazdığı mektuplarla baskı uyguladığı öne sürülen Charles’ın kısıtlı temsiliyetin dışına çıkacağı kaygısını muhafazakar The Spectator dergisinde gazeteci Nick Cohen de seslendirdi.
Cohen, “Monarşiyi savunanlar tahta aday olunamamasını, devlet başkanlığının ‘bir delinin’ ele geçmemesinin garantisi olarak savunur. 3. Charles, o deli olabilir. Meclis, kraliyetin siyasete ve kamu hayatına ne kadar karışabileceğinin kurallarını belirlemeli” dedi. Geçtiğimiz aylarda “Kral 3. Charles” oyununun afişinin Charles’ı ağzını kapatan bir bantla göstermesi nedeniyle metro istasyonlarından kaldırılması talep edilmişti.