Tek başına iktidara gelen Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) Genel Başkanı Yarosvlav Kaçinski, "Polonya'yı yeniden yapılandıracağız" vaadinde bulunmuştu. Hükümetin kamusal alanda iktidarın elini güçlendirmek amacıyla attığı adımlar, yasa tasarıları ve yaptığı atamalar, muhalefetin tepkisini çekiyor.
İktidarın derdi iç politika
Konrad Adenauer Vakfı'nın Varşova temsilcisi Christian Schmitz, Hukuk ve Adalet Partisi yönetiminin Avrupa politikasına ilgi göstermediğine dikkat çekiyor. Yaroslav Kaçinski ve kurmaylarının Brüksel'den akan parasal teşviklerin öneminin farkında olduğunu vurgulayan Schmitz, "İktidar partisi güvenlik politikaları bakımından da ülkeyi izole etmek istemiyor. Onlar için iç politika hedefleri öncelik taşıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. Christian Schmitz, yeni Polonya hükümetinin daha kendine güvenle hareket edeceğini ve çıkarlarını daha güçlü şekilde savunmasını beklediğini söylüyor.
Merkel ile randevu için 'acelesi yok'
Varşova'daki yeni hükümetin dış politikadaki öncelikleri de değişiyor. "Spiegel" dergisi Başbakan Beata Szydlo'nun Alman mevkidaşı Angela Merkel ile görüşmek için herhangi bir girişimde bulunmadığını yazınca, Varşova önümüzdeki sene için randevu talebinde bulunulduğunu bildirdi. Ancak Szydlo'nun bu konuda pek de acelesinin olmadığı dikkat çekiyor. Polonya'da hükümetin kaderine perde arkasında yön veren Kaçinski'nin Doğu ve Orta Avrupa ülkeleriyle daha güçlü ilişkiler geliştirmeyi yeğlediğine dikkat çekiliyor.
Vişegrad mı Weimar üçgeni mi?
Macaristan, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti, "Büyük Polonya"ya uzun süre güvenilmez yoldaş gözüyle baktı. Varşova, kritik anlarda "Vişegrad ülkeleri" yerine "Weimar Üçgeni" olarak anılan Fransa ve Almanya ile birlikte hareket etmeyi tercih etti. Eski Başbakan Ewa Kopacz, eylül ayında sığınmacı kotasına karşı bayrak açan Doğu Avrupalı ülkelere desteğini çekmişti. Başbakan Szydlo'nun şimdi bu karardan geri adım atması bekleniyor.