Mersin'de vahşice öldürülen Özgecan Aslan cinayetini protesto ederken gözaltına alınan dört SDP’li kadın, gözaltına alınırken polisin bir arkadaşlarına, “Umarım Özgecan’ın başına gelenler senin de başına gelmez” dediğini ve küfür ettiğini ifade etti.
SDP'den Özge Bali, 'Tabutumuzu sırtımızda taşıyoruz' diyerek gözaltına alınırken yaşananları şöyle anlattı; "Güvenlik Şube Müdürü Murat Esertürk, bizi tahrik etmeye çalıştı, “Slogan bulamadıysanız pankarta bakın” filan diyerek. Gözaltına alırken dibinde olan arkadaşımıza megafonla, “Ayça yapma, annen, baban izliyordur, üzülmesinler” diyerek direkt hedef gösterdi. Ayça’nın belki anne-babası üzülmez, ama onun bir eşi, kızı, hiç değilse büyüten bir annesi vardır; onlar kadın kıyımına ses çıkaran kadınlara bu davranışını görünce üzülür. Çünkü eminiz ki her kadın, kadın kıyımlarına karşı bir öfke, acı barındırır içinde. Darp ederek araca alırken Ayça’ya “Umarım Özgecan’ın başına gelenler senin de başına gelmez” dedi. Bize küfretti."
Esra Açıkgöz'ün Cumhuriyet'te yayımlanan (20 Şubat 2015) söyleşisi şöyle:
Tabutumuz sırtımızda
Özgecan Aslan cinayeti Türkiye’nin her yerinde protesto edildi. Kadınlar günlerdir sokaklarda. Protestoların baş şehri tabii ki Mersin. İlin her ilçesinde, her ilçesinin hemen her sokağında bir anda toplanmış kadınların sloganlarını duyuyorsunuz. Ancak bu eylemlerden birini yapan dört SDP’li kadın yargılanıyor. İrili ufaklı tüm iktidarın sözüm ona kadın şiddetine karşı olduğu şu günlerde, onların yaka paça gözaltına alınıp mahkemeye çıkarılması aslında toplumsal ikiyüzlülüğün en iyi kanıtıydı. Bu yüzden günlerdir internette, kadınların saçlarından tutulup yerlerde sürüklenen fotoğraflarının üzerine Başbakan’ın “Kadına uzanan elleri kırarız” lafı yazılmış, dolandırılıyor. Biz de o kadınlardan üçüyle, Özge Bali, Sibel Yalçın ve Bejna Güney’le konuştuk.
Artık harekete geçme zamanı
- Günlerdir Türkiye’nin dört bir yanında eylemler oluyor. Özgecan’ın ölümü sizi nasıl etkiledi?
Sibel Yalçın: Türkiye’de her gün çok fazla ölümle karşılaşıyoruz. Özellikle de sadece kadın olduğu için öldürülenlerle. Özgecan’ın ölümü gerçekten çok sarstı, çok etkiledi bizi ama bu erk zihniyetin, dinin her alanda kullanıldığı bir coğrafyada yaşadığımız için çok şaşırtmadı. Daha çok sinirlendirdi. Biz her kadın kıyımının ardından eylemler yaptık, ağladık, bağırdık. Bu kıyımların bitmesini arzuluyoruz çünkü.
Özge Bali: Biz çok sayıda kadının ölümüne şahitlik etmek zorunda kaldık. Çok sayıda kadının tabutunu kaldırdık. Erkek egemen sistem ve uygulayıcıları bizi buna mecbur bıraktı. Tabutumuzu sırtımızda yaşıyoruz. Özgecan bizim bulunduğumuz mahallede yaşayan bir kadın arkadaş. Ben de Tarsusluyum, ben de o TOK’lara binlerce kez bindim. Bu olayın bu kadar burnumuzun dibinde olması çok öfkelendirdi bizi. Artık harekete geçmenin zamanı olduğunu düşündük.
- Böylece kendinizi adliye önünde zincirlediniz ve tutuklandınız…
Ö. Bali: Bu saatten sonra asıl tepki koyulması gereken yerin yargı mekanizması olduğuna dikkat çekmek istedik, çünkü tahrik, iyi hal indirimiyle bir sürü katil beraat etti. Bu olayda da neredeyse katilin akli dengesi yerinde değil diyecekler, esrar kullanıyor, diyorlar. Yargı sürecini yürütenler de erkek olduğundan, istedikleri gibi şekillendirebiliyorlar meseleleri. Buna dikkat çekmek istedik. Kendimizi adliyenin önünde zincirledik. Çünkü Özgecan’ın davası muhtemelen Adana’da ya da burada görülecek. Polis memurları eylemimizi sonlandırmamız gerektiğini söyledi, kabul etmedik.
Polisten ürküten ima
- Polis dövmüşsünüz, nasıl başardınız bunu, bilmiyorum ama...
Ö. Bali: Siz de görüntümüze bakınca fark ediyorsunuzdur, bu zor; kaskları, kıyafetleri, copları… Bizi yaka paça gözaltına aldılar. Güvenlik Şube Müdürü Murat Esertürk, bizi tahrik etmeye çalıştı, “Slogan bulamadıysanız pankarta bakın” filan diyerek. Gözaltına alırken dibinde olan arkadaşımıza megafonla, “Ayça yapma, annen, baban izliyordur, üzülmesinler” diyerek direkt hedef gösterdi. Ayça’nın belki anne-babası üzülmez, ama onun bir eşi, kızı, hiç değilse büyüten bir annesi vardır; onlar kadın kıyımına ses çıkaran kadınlara bu davranışını görünce üzülür. Çünkü eminiz ki her kadın, kadın kıyımlarına karşı bir öfke, acı barındırır içinde. Darp ederek araca alırken Ayça’ya “Umarım Özgecan’ın başına gelenler senin de başına gelmez” dedi. Bize küfretti. Kadın cinayetlerine devletin, iktidarın polisinin, yargısının sebep olduğunu anlatmaya çalıştığımız eylemimizle, söylemimizi ispatlamış olduk aslında. Erkek egemen sistemin küçük bir minyatürünü yaşadık orada. Bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.
Bejna Güney: Gözaltında bize keyfi uygulamalarda bulunuldu. Saatlerce aç bekletildik. Bir kişiyle görüşme hakkımızı kullandırmadılar uzun süre. Ben zincirde değildim, kadınların eylem yaptığını duyunca yanlarına gittim. Ama savcılıkta yönlendirici olarak gözaltına alındığımı öğrendim.
Mahkemeye yoğun avukat desteği geldi. Tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldık.
Erkek sistemin erkek yargısı
- Oysa son günlerde erkin her kanalından yapılan açıklamayla kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz kınanıyor sözüm ona. Size yapılanlar, ne kadar iki yüzlü olduklarının da kanıtı.
Ö. Bali: Özgecan’ın katledilmesiyle birlikte bu kadar büyük kamuoyunun oluşmasındaki temel sebeplerden biri yakılarak öldürülmesi. Erkek sistemin, erkek medyası, yargısı, meseleyi Özgecan’ın tecavüze uğramasından çok yakılmasına odakladı. Bizim tecavüze uğramamız zaten yeterince vahşet içeriyor. Katledilişimize de bir kat daha vahşet yüklenmesine gerek yok. Daha önce şahitlik ettiğimiz kadın cinayetlerinde akrabası, kocası, sevgilisi diye normaldir, denildi. Kadın kendisi arzuluyordur, denildi. Sinem Erköseoğlu 2010’da öldürülmüştü. Birkaç gün önce katilleri Paksoy kardeşler beraat etti, çünkü babasının düğünü yerine nişana gitmiş, alkol almış. İdama gerek yok, halihazırda var olan hukuk sistemi işletilse, haksız tahrik indirimleri yapılmasa zaten önleyici neden olur cezalar. Geçen hafta İstanbul Kadıköy’deki eylemdeydim, bir araç hızla kitlenin içine girmeye çalıştı. Kadınlar arabayı uzaklaştırmaya çalışınca, adam, arabama neden zarar veriyorsunuz, deyip arabadan inme cesaretini gösterdi. Biz bundan sonra geri adım atmayacağız, gördüğümüz yerde tacizcimizi, tecavüz girişiminde bulunanları cezalandıracağız. Özsavunmamızı güçlendirmeye çalışıyoruz.
S. Yalçın: Biliyorsunuz, Reyhaneh Jabbar İran’da tecavüzcüsünü öldürdüğü için idam edildi. Türkiye’de de durum bu olur. Zaten öngördüğümüz ceza sistemi bu değil. Hak edilen ceza verilsin istiyoruz.