Gündem

Polislerle BDP’li vekil arasında yumruk tartışması

BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın da aralarında bulunduğu grup açlık grevlerine destek vermek için eylem yaptı

11 Kasım 2012 20:42

Diyarbakır'da BDP'lilerin cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek vermek için yapmak istediği yüşüyüşe izin verilmemesi gerginlik yarattı. Polisin bir kişiyi gözaltına almak istemesi üzerine BDP'li milletvekilleri ve çevik kuvvet arasında arbede çıktı. Arbedenin ardından sivil bir polis memurunun BDP Milletvekili Özdal Uçer'e yönelik, "Memura yumruk atan milletvekili, milletvekilinin buna hakkı yok. Hangi milletin vekilisiniz siz" diyerek tepki gösterdi. BDP Milletvekili Özdal Üçer, "O polis bana yumruk attı. Kendimi savunmak zorunda kaldım" dedi.

 

 

DHA’da yer alan habere göre; Diyarbakır'da BDP'nin cezaevlerindeki açlık grevlerine destek vermek amacıyla düzenlemeyi planladığı yürüyüşe izin verilmedi. Yürüyüşün başlama noktası olan BDP İl Başkanlığı önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Yürüyüşe izin verilmemesi üzerine BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın da aralarında bulunduğu grup parti önünde oturma eylemi yaptı. Yapılan görüşmelerden sonra kalabalığan küçük gruplar halinde Diyarbakır E Tipi Cezaevi yakınında bulunan Dicleliler Yasevine giderek açıklama yapmasına izin verildi.

 

Aydoğan: Kürtlerin karşılaştığı en büyük ve çetin sınav

 

Bunun üzerine aralarında Millletvekilleri Altan Tan ve Nursel Aydoğan'ın da bulunduğu grup yürüyerek Cezaevi yakınına gitmek istedi. Grubun yolu trafiğe kapatarak yürümesi üzerine polis yolu kapatarak grubu kaldırıma aldı. Dicleliler Ya evine gelen milletvekilleri burada gruba hitaben bir konuşma yaptı. İlk konuşmayı yapan Nursel Aydoğan, "Kürt halkının karşılaştığı en büyük ve çetin sınav bu sınavdır. Hiç kimse onlardan ödün istemiyor. Bir halak var ve o halkın adı Kürt halkıdır. Kürt halkının da hakları var. Cezaevindeki tutsaklar Kürt halkının halk olmaktan kaynaklanan haklarını istiyorlar. Sizden ödün istemiyorlar"dedi.

 

Altan Tan: Başbakan aklını başına al

 

Milletvekili Altan Tan, Kürtçe başladığı konuşmasına Türkçe devam etti. Tan, "Alahım sen bu Başbakan'a akıl fikir ver. bugün Diyarbakır'daydı. Keşke gelip bu sokakları görseydi. Bir şekilde 10 bin polis ve Toma ile idare kuruyorsa bu iş artık bitmiştir. Başbakan aklını başına al. Allah sana akıl fikir versin. Bu cezaevlerinden cenaze çıkarsa halk bunu kabul etmeyecektir" dedi.

Tan'ın konuşması sırasında kalabalık grup Başbakan Erdoğan aleyhine sloganlar attı. Bunun üzerine polis aracından yasadışı sloganların kesilmesi aksi taktirde müdahale edileceği anonsu yapıldı. Yapılan anonsa tepki gösteren Altan Tan, "Ne diyorsun ne diyorsun? Zoruna gitmiş. Böyle nasırları bastığın zaman feryat ediyorlar" dedi.

 

Yumruk yediğini söyleyen polisten tepki

 

Basın açıklamasının ardından dağılan bir grup Bağlar İlçesi'nde çöp konteynerlarıyla yolu trafiğe kapatarak bir marketin şubesini taşladı. Olay yerine gelen TOMA aracının tazyikli suyla müdahale ettiği grup kısa sürede dağılırken, 2 kişi gözaltına alındı. Olay çıkaran gruptan bir kişinin milletvekillerinin açlık grevi yaptığı DTK binasına kaçtığını söyleyen polis buraya yönlendi. Bir kişiyi gözaltına almak isteyen polisle buradaki milletvekilleri arasında arbede yaşandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in bu sırada polislerin önüne geçerek sakinleştirmeye çalıştığı görüldü. Bu sırada sivil bir polis memurunun BDP Milletvekili Özdal Uçer'e yönelik, "Memura yumruk atan milletvekili, milletvekilinin buna hakkı yok. Hangi milletin vekilisiniz siz" diyerek tepki gösterdi.

 

Polis müdürü: Artık esnaf kan ağlıyor

 

DTK binası önünde yaşanan gerginliğin ardından BDP'liler polis müdürüyle görüştü. Görüşme sırasında polis müdürü, "Şu karşıdaki esnaf kan ağlıyor artık. Yeter artık diyor. BİM'in orada yağmaladılar. Burada ne zaman bir olay olsa sizin koruduğunuz eşkiyalar, anasının babasının sahip çıkmadığı çocuklar maalesef bir ekip heralde bu yolları kapatıyor. Burada esnaf yeter artık diyor. Ben bıktım bu çocuklardan diyor. Bu çocukları kim himaye ediyorsa rica edriyorum bu çocukları gönderin. Burada 3 -5 tane çapulcu yolu kapatıyor, yağmalıyor. Ben artık bunu istemiyorum" diye tepki gösterdi.

Olaylardan sonra DTK önünde basın açıklaması yapan BDP Genel Başkanı Yardımcısı Gültan Kışanak ise açlık grevlerinin 61"nci gününe girdiğini ifade ederek, "Buna destek vermeye gelen kadınları çocukları linç ettiler. Bunun adı vahşettir. Polisler her gün sokaklarda halka saldırıyorlar. Bunları vicdanına sesleniyoruz. Bu konuda ortaya çıkabilecek bütün olumsuzlukların sorumlusu hükümettir. Başbakanın bizzat kendisidir"dedi.

 

Üçer: Kendimi savunmak zorunda kaldım

 

Gazetecilerin olayla ilgili sorularını yanıtlayan Özdal Üçer, açlık grevinde oldukları binanın camlarının kırılıp içeriye gaz bombası atıldığını ileri sürerek şunları söyledi:

"Biz açlık grevinde oturduğumuz yerde beklerken o esnada bizim olduğumuz binanın kapıları kırılıp içeri gaz bombası atıldı. Ne olduğunu anlamak üzere aşağıya indiğimizde, dışarıda polislerin arbedesinden kaçan insanların da buraya geldiğini gördük. Onlar içeri zorla girmeye çalıştılar. Ben de kapıdaydım. Kapıyı üzerimize ittiler, bizi tartakladılar. Ben milletvekili olduğumu hatırlattığım halde hakaretlerle, küfürlerle saldırıp üzerime doğru geldiler. Hakaret ederek, cam, kapı, pencere kırarak, küfür ederek, bizi tartaklayarak buraya girmek kimsenin hakkı değildir. İçeri zorla girmeye çalışan polisler beni de tartakladılar. O esnada bir hengame oldu. Saldıran ve hakaret eden onlardı. Medyanın çarpıtan haberleri bizim için bir anlam ifade etmiyor. Hakarete, saldırıya, haksızlığa uğrayan biziz."

Kendi iradeleriyle açlık grevi yapan arkadaşlarını sahiplenmek adına açlık grevine başladıklarını belirten Özdal Üçer, "Biz bu eylemi yapıyoruz diye hiç bir faşistin bize saldırma hakkı yoktur" dedi. Kendilerine hakaret etmeye, saldırıp kapılarını pencerelerini kırmaya kimsenin hakkı olmadığını kaydeden Üçer, "O polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. O polislerin buranın kapısını kırarak, milletvekillerine, insanlara, kadınlara, çocuklara hakaret ederek, silahlarla, gaz bombalarıyla buraya girme hakkı yoktur. Hükümet gereken sorumluluğu yerine getirsin. Bizim sabrımız zaten taşmış taşacağı kadar" diye konuştu.

Gazetecilerin, polise yumruk atıp atmadığı sorusuna da Özdal Üçer, "Yalan söylüyor, o bana yumuk attı. O beni vurmaya kalktı. Onlar beni darbelediler. O arada ben de kendimi savunmak zorunda kaldım" dedi. Üçer gazetecilerin "Yani vurmadınız mı?" demesi üzerine de Üçer, "Kendimi savunmak zorunda kaldım" karşılığını verdi.

Bu arada arbede sırasında polislerin milletvekillerine tekme attığı, tekmelerden birinin Aysel Tuğluk’a isabet ettiği ileri sürüldü.