Yeni eğitim ve öğretim yılında “seyreltilmiş yüz yüze” süreç pazartesi günü başlıyor. Yüz yüze eğitim öncesi iki haftadır başlayan uzaktan eğitim, dezavantajlı konumda olan öğrencilere ulaşamadı. Polatlı’nın Ördekgölü köyünde mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan 45 çocuk da internet, bilgisayar, tablet, telefon gibi araçlardan yoksun oldukları için dersleri takip edemedi. Tarlada çalışanların çavuş Mesut Kaş, "Sadece küçük çocuklar değil her yaştan çocuk var tarlada. İlkokuldan liseye üniversiteye kadar okuyan öğrenci var ve iki haftadır hiçbir şekilde eğitim alamıyorlar” dedi.
Yaşları 5-17 arasında değişen çocukların çoğu aileleriyle birlikte güneşin altında günde 12 saat soğan topluyor. Çalışacak durumda olmayan çocuklar ise çadırda ev işleriyle uğraşıyor. Bazen tarlada bazen de evde çalışan 4’üncü sınıf öğrencisi 11 yaşındaki N.S., ailesi işten dönene kadar evi süpürme, etrafı toplama, bulaşık yıkama ve akşam yemeği hazırlama gibi işler yapıyor.
"Oynayacak arkadaşlarım işe gidiyor"
Mezopotamya Ajansı'ndan Emrullah Avar'a konuşan N.S, uzaktan eğitime bağlanamadığını belirterek, “Babamın telefonu var ama kimseye vermiyor. Kitap okumayı seviyorum. Ama kitaplarımın hepsi Urfa’da kaldı. Oynayacak arkadaşlarım var ama onlar işe gittiler. İşe gitmediklerinde saklambaç oynuyoruz” diyor. N.S’nin en büyük hayali ise doktor olmak.
"Günlük yevmiye 80 TL"
Ortaokulu bitirdikten sonra okulu bırakmak zorunda kaldığını dile getiren 17 yaşındaki A.T., 7 yıldır tarlada çalışıyor. Sabah saat 05.00’te uyandığını ve günde 12 saat çalıştığını anlatan A.T, “Bazen arabaya binip müzik açıyoruz, öyle vakit geçiyor. Sohbet edip hayallerimizden bahsediyoruz. Spor ile ilgili kendimi geliştirme istiyorum, voleybolcu olmak isterim” diye konuşuyor. Günlük yevmiyesinin 80 TL olduğunu vurgulayan A.T., daha önce İzmir, Muğla, Afyon, Burdur’da çalışmış.
"Güneş kaybolunca biz de kayboluyoruz"
Tarlada çalışan Sadık Çoban ise okula 8’inci sınıftan sonra devam edemeyenlerden. Tarlalarda 5 yıldır çalıştığını söyleyen Çoban, “Ekmek kavgasından kaynaklı okula gidemedim ama okul okumak isterdim. Urfa’da kışları fırında çalışıyorum, yazları da tarlada. Sabah erken saatte işe başlıyoruz, güneş kaybolunca biz de kayboluyoruz. Urfa’da işe girmek için torpil lazım İŞKUR’a başvurduk ama almadılar” diyerek yaşadıklarını anlatıyor.
"İki haftadır hiçbir şekilde eğitim alamıyorlar"
Tarlada çalışanların çavuş Mesut Kaş, “Okullar uzaktan eğitime açıldı ama çocuklarımız erişemiyor. Çocuk sayısı fazla hepsinin dersleri değişik onun için eğitim alamıyorlar. Başka yerde çocuklar uzaktan eğitime bağlanırken buradaki 45 çocuk eğitimden uzak. Sadece küçük çocuklar değil her yaştan çocuk var tarlada. İlkokuldan liseye üniversiteye kadar okuyan öğrenci var ve iki haftadır hiçbir şekilde eğitim alamıyorlar” dedi.
"Salgınla birlikte eşitsizlik arttı"
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci’ye göre mevsimlik tarım işçisi çocuklar pek çok konuda olduğu gibi eğitim konusunda da erişim noktasında eşitsizlik ile karşı karşıya. Salgından önce de okula devam konusunda çocukların sorunlar yaşadığını anımsatan Deveci, salgınla birlikte eşitsizliklerin arttığına dikkati çekti.
Aylarca çadırda yaşayan çocukların beslenme ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Deveci, “Eğitim ne yazık ki gündemlerine dahil olamıyor. Bir tarafta parası olanların özel okullardan uzaktan eğitim hizmetini aldıkları bir tarafta eğitime hiçbir şekilde erişemeyen mevsimlik çocuk işçiler… Bu çok büyük bir eşitsizlik ve haksızlık” diye konuştu.
"Öncelik eğitim değil karınlarını doyurmak"
Tarlada ve çadırda yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılan çocukların sayısında her geçen yıl artış olduğuna değinen Deveci, şunları söyledi: “Bu çocukların uzaktan eğitim için ne bilgisayarları ne de tabletleri var. Zaten bu çocukların ebeveynlerinin önceliği yaşadıkları koşullardan kaynaklı eğitim değil karınlarını doyurabilmek, az da olsa bir gelir elde etmek olduğu için, çocukların eğitimleri en son düşünecekleri sırada yer alıyor maalesef. Çocukların eğitimleri, mevsimlik işçilerin arzusu fakat bulundukları koşullar bu isteklerini gerçekleştirecekleri koşullar olmadığı için eğitim sisteminin dışında kalıyorlar.”
"Eşit kamusal eğitim haktır"
Deveci, sözlerini şöyle tamamladı: “Büyük bir kısmı maalesef okullardan, eğitimden kopmuş durumdalar. MEB’in çok hızlı bir şekilde bu çocuklara hem tablet hem de internet altyapısı sağlaması ve çocukları eğitimin içine dahil etmesi gerekiyor. Her çocuğun nitelikli, bilimsel, eşit kamusal eğitim almak hakkıdır. Bu hakkı onlara teslim etmek Türkiye'yi yönetenlerin sorumluluğudur.