BDP’li Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Altan Tan önceki gün İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile dört saat görüştü. Görüşmelerin son derece olumlu gittiğini, sürecin çok olumlu geçtiğini ifade eden Öcalan, BDP’li vekillere, basına yansıyan “çatışmasızlık” konusunda herhangi bir telkinde bulunmadı. Ancak, ilk adımı PKK’nın atması konusunda görüş bildirdi. Öcalan ayrıca PKK’nın elinde bulundurduğu 16 tutsağın serbest bırakılmasını istedi. Tutsakların serbest bırakılmasından sonra devletten gelecek adımın bekleneceği belirtildi. Öcalan’ın tutsakların serbest bırakılmasına ilişkin mesajının ardından PKK’nın harekete geçtiği, tutsakların serbest bırakılması için hazırlık yapıldığı öğrenildi.
Arzu Yıldız’ın Taraf gazetesindeki haberine göre, Öcalan, 4. Yargı Paketi’ne ilişkin olarak, tutuklu bulunan KCK sanıklarına yönelik devletin atacağı adımın da önemli olduğunun altını çizdi. Barışı görmek istediğini dile getiren Öcalan, Kürt cephesinin, tutuklu KCK sanıklarına yönelik devlet adımından sonra belirleneceğini ifade etti. Tutsaklar konusundaki ilk çağrı ise BDP’li siyasetçiler aracılığıyla Kandil’e iletilecek. Söz konusu çağrı basınla da paylaşılacak. PKK’nın elindeki tutsakların 10 gün içinde ailelerine kavuşması planlanırken, bu süre sonunda İmralı ile görüşmeler aynı heyet ile devam edecek. Üçlü, yeniden İmralı’ya gidecek.
Heyetin görüşmesinde “çatışmasızlık” konusu net bir şekilde dile getirilmedi. Bu konunun süreç içerisinde değerlendirileceği ifade edildi.
MİT yetkilileri Bursa’dan geldi
BDP’li vekillerin Öcalan ile görüşmesine bir MİT temsilcisi de katıldı. MİT’in görevlendirdiği iki kişi adaya BDP’li milletvekilleriyle birlikte gitmedi. İmralı adasına ulaşan BDP’liler, bir süre MİT yetkililerinin adaya ulaşmasını bekledi. Bursa‘dan gelen iki MİT görevlisinin gelmesiyle birlikte Abdullah Öcalan’la görüşme başladı. Yemekli görüşmeye iki MİT görevlisinden yalnızca biri katıldı
Mektup konusunda açıklama yok
Öcalan tarafından heyete üç mektup verileceği iddiaları konusunda ise, BDP’li yetkililer bir açıklama yapmadı. Ancak Öcalan’ın BDP eşbaşkanlarına yönelik mesajlarını adaya giden heyet not aldı. Öcalan, öncelikli olarak bu mesajların eş başkanlara iletilmesini istedi. Mesajların iletilmesinin ardından kamuoyuna açıklanıp açıklanmayacağı hususunu ise BDP eşbaşkanlarına bıraktı. Öcalan görüşmede, BDP’li siyasetçilerin, kanaat önderlerinin ve belediyelerin provokasyonlara dikkat etmesi konusunda uyarılarda bulundu. Duyarlılık çağrısında bulundu.
Hediyeler görevlilere teslim
Pervin Buldan’ın Öcalan’a aldığı tesbih ve kalem ile Sırrı Süreyya Önder tarafından götürülen Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun 1400 sayfalık raporu, İmralı’daki cezaevi yetkililerine teslim edildi. BDP’li vekiller, Öcalan ile daha önce yetkililer tarafından hazırlanan odada biraraya geldiler, Öcalan’ın kaldığı odayı görmediler.
‘Sağlık durumu iyi’
Görüşmelerde sadece siyaset konuşulmadı. Öcalan’a kısa süre önce gelen televizyon ve diğer güncel konular adadaki görüşmelerde dile geldi. Bu konuşmalarda esprilerin yapıldığı, keyifli bir sohbet gerçekleştiği de belirtildi. Görüşmelerle ilgili olarak BDP’li Altan Tan, “Öcalan’ın sağlık durumu gayet iyi. Görüşme kendi adıma da verimli ve olumlu geçti” açıklamasını yaptı. Pervin Buldan ise “Adadaki görüşmeler konusunda dönünce eşbaşkanlarımızı bilgilendirdik. Siyasetin dışındaki sohbetlerden, diğer tüm detaylara kadar onlara aktardık. Bugün eşbaşkanlarımız bir açıklama yapacak” dedi. Öcalan ile görüşen üç BDP’li vekil, adadan döndükten sonra cep telefonlarını kapattılar. Bugün saat 10:00’da yapılacak olan toplantı sonrası BDP eşbaşkanları görüşmeye ilişkin detayları basın mensuplarıyla paylaşacak.
Öcalan ile İmralı’da başlayan çözüm sürecine yönelik hükümet kaynakları ise, İmralı’daki müzakerelerin devam edeceğini, sürecin adım adım işleyeceğini, her adımda BDP heyetinin İmralı’ya gönderileceğini bildirdi.
‘Barışa ve çözüme kilitlenmek lazım’
Abdullah Öcalan’ın BDP’li heyete verdiği “duyarlılık” mesajı konusunda Taraf‘a konuşan AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, şunları söyledi: “Barışın dilini, hukukunu, üslubunu oluşturmak lazım. Siyaseten birbirine laf sokmak, bu süreçten rant hesabı yapmak sürece zarar verir. Barışa ve çözüme kilitlenmek, buna uygun hareket etmek lazım. Bu anlamda Öcalan’ın çağrısı olumlu. Aynı zamanda halkın barışa olan inancını pekiştirir. Muhalefet hâlâ ciddi bir şekilde barışın gerçekleşmemesi için aleyhte bir dil kullanıyor. Bu da halkta kuşku yaratıyor, yaratmaya çalışılıyor. Sürecin seri bir şekilde işlemesi, karşılıklı atılan adımlar kuşkuları ortadan kaldıracaktır. Muhalefetin halk adına siyaset yapması gerekir. Süreç beklenildiği gibi ilerlerse, bu da muhalefetin son çırpınışları olur.”