Gündem

PKK'nın elindeki 12 asker ve polisin aileleri: Çocuklarımız derhal bırakılsın

Örgütün 2015 yılından bu yana alıkoyduğu askerler ve polislerin aileleri, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte bir basın açıklaması yaptı. Aileler, çocuklarının derhal serbest bırakılmalarını istedi. Diyarbakır'dan Hatice Kame

14 Haziran 2018 16:12

PKK'nın 2015 yılından bu yana alıkoyduğu 12 asker ve polisin aileleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte derneğin Diyarbakır şubesinde bir basın açıklaması yaptı. Aileler, çocuklarının derhal serbest bırakılmalarını istedi.

Aileler, PKK'ya yakın Fırat Haber Ajansı'ndaki 7 Haziran tarihli bir haberde kaçırılanlardan Astsubay Semih Özbey ve Polis Sedat Yabalak ile Er Sedat Yorgun, Müslüm Altuntaş, Adil Kavaklı, Süleyman Sungur ve Uzman Çavuşlar Hüseyin Sarı, Ümit Gıcır ve Mevlüt Kahveci'nin sesli ve görüntülü mesajlarının yayımlandığını söylediler.

2 Ekim 2015 tarihinde Er Adil Kavaklı ile Tunceli-Pülümür karayolunda alıkonulan Er Müslüm Altuntaş'ın annesi Songül Altuntaş, devlet yetkililerinin çocukları yokmuş gibi davrandığı görüşünde.

"Bizi de duysunlar, çocuklarımızı bıraksınlar. Bu çocuklar kaç yıldır PKK'nın elinde? Sanki bizim devlete hiç faydamız yok" diyen Altuntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet niye bir adım atmıyor? Savaş bitsin. Çocuklarımız kurtarılmaya değmez mi? Başbakan, Cumhurbaşkanı herkese sesleniyorum, yarın bayram ama bu ailelerin yüzünde bir bayram eseri var mı?"

İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, alıkonulan asker ve polislerle ilgili ailelerle birlikte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve içişleri bakanından randevu istediklerini ama olumlu yanıt almadıklarını söyledi.

Aileler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu'ndan da çocuklarının serbest bırakılması için yardımcı olmalarını istediler.

Songül Altuntaş, PKK'ya da şu sözlerle seslendi:

"Bizim çocuklar mecburi askerlik yapıyor. Gitmek zorunda. Ben de Kürdüm, Kürt halkını savunduğunuzu söylüyorsanız ama ciğerimi yakıyorsunuz. Eğer ciğerimi yakarak savunacaksanız, savunmayın."

Songül Altuntaş açıklamasında ayrıca çocuğunun serbest bırakılması için, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve tüm partilerden bazı milletvekilleri ile görüştüklerini söyledi.

18 Eylül 2015'de Tunceli-Erzincan yolunda alıkonulan Astsubay Semih Özbey'in babası Yüksel Özbey de devletin vatandaşlarının can ve mal güvenliğini koruma zorunluluğu olduğunu hatırlattı.

Yüksel Özbey, "3 yıldır evimizde ne gülmek ne sevinmek var. Hayalet gibiyiz" dedi ve ekledi:

"Yayınlanan videoda çocuklar Türkiye vatandaşı olduklarını, zorla götürüldüklerini söylediler. Anayasa diyor ki, insanların mal ve can güvenliğini korumak devletin görevi. Çocukların sağ salim teslim edilmesini örgütten istiyoruz.

"Yarın herkes bayram yapacak. 6 bayramdır onlar yok. Biz onların kokusunu duymamamanın acısıyla kavruluyoruz.

"Cumhurbaşkanı 'Dayanın' demeyi bıraksın. Ben çocuklarımı istiyorum. CHP Başkanı adalet için yürüyor. Bizim için de yürüyün. Diğer tüm partiler de sesimizi duysun."

Eylül 2016'da kaçırılan Uzman Çavuş Musa Güzel'in babası, PKK'ya, "Kaçırdınız, amacınıza ulaştınız ama yalvarırım çektiğimiz acıları görün, çocuklarımızı sağ salim bırakın" diyerek seslendi.

12 Aralık 2015'de Şırnak merkezde kaçırılan Uzman Çavuş Sedat Vardar'ın abisi Suat Vardar da kardeşiyle ilgili herhangi bir bilgi alamadıklarını söyleyerek örgüte şu sözlerle seslendi:

"26 aydan beri elinizde. Görüntüsünü yayınlamadınız. İnfaz mı ettiniz? Eğer öyleyse cenazemizi verin.

"Bizim bayramımız onların gelmesiyle gelmesiyle olacak. Eğer kardeşim infaz edildiyse onun cenazesine kavuştuğumuz gün bizim için bayram olacak."

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise PKK'nın alıkoyduğu 12 kişiden ikisinin akıbetinin bilinmediğini söyledi.

Öztürk Türkdoğan, yapılan sınır ötesi askeri operasyonun hem sivilleri hem de PKK'nın elindeki askerlerin ve polislerin hayatını da tehlikeye attığını, bu yüzden operasyonların durdurulması gerektiğini söyledi.

Türkdoğan; İçişleri Bakanından 2, Başbakandan 3, Cumhurbaşkanından 1 kez İHD Genel Merkezi olarak randevu talep ettiklerini açıklayan Türkdoğan, "Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer bakanlar ailelerden kişilerle görüşmekte fakat basın önünde görüşmekten kaçınmakta" dedi.