PKK’nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK, yaptığı açıklamada Suriye’de Kürtlerin ele geçirdiği şehirlere Türkiye’den herhangi bir müdahalenin olması durumunda “Tüm Kürtlerin, Türkiye’ye karşı harekete geçmesi kaçınılmaz bir görevdir” denildi.
Fırat Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, KCK tarafından yapılan açıklamada, “AKP’nin bu düşmanca zihniyetten hareketle çılgınlık yaparak herhangi bir biçimde buradaki Kürt halkının iradesine müdahale etmesi karşısında tüm Kürtlerin Türk devletine karşı bulunduğu her yerde harekete geçmesi kaçınılmaz bir görev haline gelecektir” denildi.
Yapılan açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:
“İradesi ipotek altına alınan, demokrasi ve özgürlüklerden mahrum bırakılan bölge halklarının gelişen özgürlük mücadelesi bugün önemli bir düzeyi yakalamış bulunmaktadır. Bu temelde kıyasıya sürdürülen mücadelede bölgenin yeniden şekilleneceği açıktır. 89. yılını geride bıraktığımız Lozan Anlaşması’yla düzenlenen bölgedeki mevcut sistemden en çok zarar gören halk Kürdistan halkı olmuştur. Çünkü bölgenin en eski halklarından birisi olmasına rağmen bu anlaşmayla Kürt halkı tümüyle inkâr edilmiş ve Kürdistan dört parçaya bölünerek yok sayılmıştır.”
‘Kürtlerin özgürlüğünü önlemek için İmralı ve Oslo süreci sona erdirildi’
Yapılan açıklamada Kürt halkının Suriye’de yaşananlardan faydalanmaması için 2011’den bu yana Türkiye’nin sindirme politikası uyguladığı belirtilirken, İmralı ve Oslo sürecinin sona erdirildiği iddia edildi. AKP’nin sadece PKK’ya karşı değil, tüm Kürt halkına karşı bir politika izlediği belirtilirken, Suriye politikasıyla da bunun kanıtlandığı iddia edildi. Açıklamada, “Eğer Suriye’de bir özgürlük atmosferi gelişiyorsa elbette ki Kürt halkı da bundan yararlanacaktır. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Elbette ki Baas rejimi altında ağır baskılara maruz kalmış, büyük trajediler yaşamış olan Kürt toplumu burada öz yönetimlerini oluşturarak özgürlüğüne sahip çıkacaktır” denildi.
KCK: Kuzey Suriye’de PKK yok
Kuzey Suriye’de PKK’nın olmadığı iddia edilerek, “Orada Kürt halkı vardır ve Kürt halkının değişik örgütlenmeleri vardır. Bu örgütlenmeler içerisinde büyük kitlesel güce sahip en güçlü yapılanmanın PYD olduğunu da herkes bilmektedir. Halkımız burada tüm siyasi güçlerin bir araya gelmesiyle ulusal-demokratik birliğini kurmuş, ortak yönetimini ilan etmiştir. Halkımızın iradesini bu yapılanma temsil etmektedir. Ancak Erdoğan ve AKP ideolojik yaklaşarak insanların düşüncesine göre tutum belirlemektedir. Gerek Batı Kürdistan’da gerekse de Kürdistan’ın diğer parçalarında Abdullah Öcalan’ın düşünce sistemini benimsemiş, büyük kitlesel kesimler vardır. AKP’nin bütün bu kesimleri PKK’lı olarak gösterip hedeflemesi özünde Kürt halkına düşmanlık politikasının bir sonucudur” denildi.
‘Müdahale olursa Kürtlerin, Türkiye’ye karşı harekete geçmesi kaçınılmaz’
“Tüm parçalardaki Kürt halkı, en küçük parça olan Suriye’deki Batı Kürdistan’ın kendi haklarına kavuşması için arkasında olacaktır” denilen açıklamada, “AKP’nin çılgınlık yaparak herhangi bir biçimde buradaki Kürt halkının iradesine müdahale etmesi karşısında, tüm Kürtlerin Türk devletine karşı bulunduğu her yerde harekete geçmesi kaçınılmaz bir görev haline gelecektir. Başta Kuzey Kürdistan ve Türkiye olmak üzere tüm Kürdistan halkı, nereden gelirse gelsin Suriye’deki Kürt halkına karşı yapılacak saldırı karşısında sessiz kalmayacak, buradaki halkımıza sahip çıkılması için bulunduğu her yerde bütün olanaklarıyla mücadele edecektir” denildi.