AKP'den aday adayı olan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi, yorumcu-köşe yazarı Hüseyin Yayman, çözüm sürecinin akıbetine ilişkin olarak, "PKK, yakın bir dönemde kongresini toplayacak ve Türkiye'deki silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan edecek. Bununla ilgili olarak hükümet kanadı ile HDP ortak açıklama yapacak" dedi.
Süreci yakından izleyen isimler arasında da bulunan Yayman, silah bırakmanın sadece Türkiye sınırları içerisinde geçerli olacağını belirterek, "Hükümet bir adım atacak, Kürt siyasi hareketi bir adım atacak. Bunun içinde bölgede kamu düzeninin sağlanması var. Bunun içinde hasta mahkûmlarla ilgili düzenlemeler var" diye konuştu.
Hürriyet'ten Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtlayan (25 Şubat 2015) Hüseyin Yayman'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Çözüm sürecinde bir sorun mu var?
HÜSEYİN YAYMAN: Çözüm sürecinde bir sorun yok. Artık finale gelindi. Çok güzel işlerin olacağını, yakında Türkiye'de iki baharın birlikte yaşanabileceğini düşünüyorum.
*
Ne kadar yakın zamanda?
HÜSEYİN YAYMAN: Aslında 15 Şubat'ta, yani Öcalan'ın Türkiye'ye gelmesinin yıldönümünde olacaktı. Fakat olmadı. Martın başında ya da son tarih olarak 21 Mart Nevroz'unda olacak.
*
Ne olacak?
HÜSEYİN YAYMAN: Bu süreci takip eden bir bilimadamı olarak benim gördüğüm şu: 4 Şubat görüşmesinde İmralı, HDP heyetine bir mektup veriyor. Mektupta Türkiye'deki çatışma sürecinin bitirileceği söyleniyor. PKK, yakın bir dönemde kongresini toplayacak ve Türkiye'deki silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan edecek. Bununla ilgili olarak hükümet kanadı ile HDP ortak açıklama yapacak. Özetle PKK, Türkiye'deki silahlı mücadeleyi bırakmış olacak. Bu muazzam bir şey...
*
"Aslında 15 Şubat'ta olacaktı ama olmadı" dediniz. Neden olmadı 15 Şubat'ta?
HÜSEYİN YAYMAN: Kandil'in taktiksel yaklaşımı var. Direnerek masaya oturmak istiyorlar. Ben olaya basit bakıyorum. Öcalan kararını verdikten sonra bu pürüzler halledilir.
*
Öcalan'ın mektubundan söz ettiniz. Ne var o mektupta?
HÜSEYİN YAYMAN: Öcalan'ın PKK Merkez Komitesi'ne yönelik mektubunda Türkiye'deki silahlı mücadelenin sonlandırılması ve çözüm sürecinin baştaki mutabakatlara bağlı olarak yürütülmesi konusunda çağrısı var. Öcalan'ın bu çağrısı sürpriz değil. Benzer bir çağrıyı 21 Mart 2013'te de yapmıştı. "Silahlar sussun, siyaset konuşsun" demişti. 2013 paradigmasına dönülecek. Bu konuda atılacak adımlar var ve bu adımlar konusunda İmralı ile devlet arasında, devlet ile HDP Heyeti arasında mutabakatlar var.
*
Kandil'in olumsuz yaklaşımları var. Bu yaklaşımlar ne olacak?
HÜSEYİN YAYMAN: Kandil, Öcalan'a rağmen hiçbir adım atmaz. PKK, İmralı'nın sözünden çıkmaz. Kandil bütün kazanımlarını mücadele ederek elde etti. Şimdi kolay teslim olmak yerine direnerek çekilme gibi bir tavrı var.
*
Kandil'in olumsuz tutumu taktik mi?
HÜSEYİN YAYMAN: Direnerek taktik geliştiriyor ve masaya güçlü oturmak istiyor.
*
Ortak açıklama seçim öncesi mutlaka yapılacak mı?
HÜSEYİN YAYMAN: Seçim öncesi açıklama yapılacak ve yeni bir tarih başlayacak.
*
Ortak açıklamada ne denilecek?
HÜSEYİN YAYMAN: Ne söyleneceğini üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorum ama bırakalım taraflar söylesin.
'PKK silah bırakmayacak, Türkiye'de eylemi bırakacak'
PKK'lıların dağdan inmeleri söz konusu olacak mı? Bu konu da bir takvime bağlanmış olacak mı?
HÜSEYİN YAYMAN: Yapılacak açıklama hükümet heyeti ile HDP heyetinin ortak açıklaması olacak. Bundan sonraki yol haritasında merdiven teorisi geçerli olacak. Hükümet bir adım atacak, Kürt siyasi hareketi bir adım atacak. Bunun içinde bölgede kamu düzeninin sağlanması var. Bunun içinde hasta mahkûmlarla ilgili düzenlemeler var. Müzakerelerin hızlandırılması var. Bütün bunları kapsayan karşılıklı adımlar. Akla gelebilecek tüm konular yeni yol haritasının içinde.
*
Dağdan inme meselesi? O ne olacak?
HÜSEYİN YAYMAN: PKK Kongresi toplanacak ve "Türkiye'de silahlı mücadeleyi sonlandırdık" diyecek. 2013'te başlayan ancak yarım kalan sınır dışına çekilme yeniden başlayacak ve tamamlanacak. Ama PKK, silah bırakmayacak. Rojava meselesi ve Ortadoğu'daki altüst oluşlar devam ettiği için oradaki varlığını sürdürecek. Türkiye'deki çatışmadan çekilmiş olacak.
*
Anlaşma bu noktalarda mı sağlandı?
HÜSEYİN YAYMAN: Çok net olarak şunu söyleyebiliriz: Türkiye 30 yıllık çatışmalı dönem içerisinde hiç yaklaşmadığı kadar çözüme yaklaştı. Önümüzdeki günlerde hem baharın gelmesi hem de çözümün ve barışın gelmesi nedeniyle çifte sevinç yaşayacağız.
Neden AK Parti'den aday adayı oldunuz?
HÜSEYİN YAYMAN: Tayyip Erdoğan'a inanıyorum. Erdoğan'ın Türkiye'yi küresel güç ve aktör haline getireceğine inanıyorum. Erdoğan'ın Türkiye'ye evrensel ölçekli bir demokrasi getireceği konusunda inancım var. Ahmet Hoca'nın Yeni Türkiye yolunda yeni bir hikâye yazacağını düşünüyorum.
Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz?
HÜSEYİN YAYMAN: Gündelik siyasetin, gerilimli haline bakıp üzerinden bu söylediklerime karşı çıkılabilir. Ama Tayyip Erdoğan'ı tarih, tekil bir meseleyle ilgili söyledikleri üzerinden değil Türkiye'nin gidişatı üzerinden değerlendirecektir. Anlık, dondurulmuş bir resim üzerinden değerlendirme yapmak yerine genele bakılması gerekir.
Aday adaylığınız Hatay'da nasıl karşılandı?
HÜSEYİN YAYMAN: Aynı anda çok farklı duygular yaşanıyor. Bizi bilen, seven Hataylılar, Hüseyin Yayman ismiyle gurur duyuyorlar. Hüseyin Hoca'nın ismi Hatay'da büyük bir yankı uyandırdı. Ama Türkiye siyasetinde olduğu gibi Hatay'da da profesyonel siyaset erbabının Hüseyin Yayman ismine karşı mesafeli bir tavrı var. Bu da normal... Bunlar zaten olacak. Onlar bana kızsa da, eleştirse de ben bunu demokratik olgunlukla karşılıyorum. Çünkü ben Hatay'ın akil insanıyım. Bana da yakışanın bu olduğunu düşünüyorum. Hatay'da Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in çok önemli hizmetleri var. Öncelikle bu hakkı teslim etmem lazım. Üç dönem kuralı nedeniyle kendisi bu dönem Hatay'da olamayacak. İnşallah biz kendisinden alacağımız bayrağı daha yükseğe taşıyacağız.
Hatay son dönemde biraz gergin bir kent...
HÜSEYİN YAYMAN: Türkiye'de yaşanan gerilim Hatay'a da yansıdı. Hassas bir demografik yapısı var Hatay'ın... Ama çok şükür Allah'a hâlâ insanlar sabahları birbirlerine "Sabahın nur" diyorlar, "Günaydın" diyorlar. Hatay birlikte yaşam pratiğinin en güçlü olduğu yer. Ben de işte bu pratiği Ankara'ya taşıyabilmek için Hatay'dan siyasete giriyorum. Benim mutedil üslubum aslında Hatay'ın güzel insanlarının demokrat ve yumuşak üslubudur. Çocukluğumun rüyalarına ev sahipliği yapan medeniyetler şehri Hatay'a hizmet etmek benim için şereftir...
Öcalan'ın Kandil üzerindeki mutlak otoritesi devam ediyor mu?
HÜSEYİN YAYMAN: Öcalan ne derse, o olur. Geçmişte de böyle olmuştur. 1999 süreci ve diğer tüm eylemsizlik dönemleri... Hepsi İmralı'nın çağrısı üzerine olmuştur. Mesela Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılmasının ardından sine-i millete dönme kararı alınmıştı, Öcalan "Hayır, parlamentoda kalacaksınız" dedi ve dediği oldu. Açlık grevlerinde gücü test edildi, orada da istediği sonucu aldı. İmralı ile Kandil arasında siyaset farkı yok, taktik farkı var. Öcalan da, PKK da şunu çok iyi biliyor: Kandil ne kadar güçlü durursa, Öcalan da müzakere masasında güçlü duracak. Yani ortada stratejik bir satranç var.
*
Aynı taktik mi izleniyor?
HÜSEYİN YAYMAN: Bu aslında geçmişte kalmış paradigma... Çözüm süreciyle bu paradigma değişti. Kandil zaman zaman yanlış okumalar yapıyor. Hareketin gücü, artık Kandil'in şiddete müracaat etmesinden gelmiyor. Türkiye'ye çözümü ve barışı getirmek istemesinden geliyor. HDP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tarihinde görülmemiş bir başarı yakaladı. Bu süreç ve eylemsizlik hali hem AK Parti'ye kazandırıyor hem HDP'ye kazandırıyor.
*
Kandil bunun farkında değil mi?
HÜSEYİN YAYMAN: Kandil, bunu yanlış okuyor. Kandil, Ortadoğu'daki gelişmelere bakarak hükümetin kendilerini oyaladığını düşünüyor. Bu yanlış okumadır. Öcalan, Kandil gibi düşünmüyor. Öcalan ile Hakan Fidan'ın, Öcalan ile devlet heyetinin okuması aynıdır.
'Güvenlik paketi süreci bitirmez'
Güvenlik paketi konusu var. HDP şiddetle karşı çıkıyor. Hatta "Çözüm süreci biter" diyorlar. Ne diyorsunuz bu konuda?
HÜSEYİN YAYMAN: Ben bunun HDP'nin resmi söylemi olduğunu düşünüyorum. Öz fikirlerinin farklı olduğunu sanıyorum. Aksi takdirde bütün gelişmeler, çözüm sürecine bağlanır ise çözüm için adım atılamaz. Tabii ki güvenlik paketi önemli bir tartışma konusu. Hükümetle muhalefet arasında tartışmalar olur. Ama çözüm sürecini indirgemeci bir mantıkla güvenlik paketine bağlamak doğru değildir.
Röportajın tamamı için tıklayın.