Gündem

Pınar Doğan'ın belgeleri önemli

Babahan, Balyoz darbe davasının iddianamesi hakkında Pınar Doğan'ın sunduğu belgelere dikkat çekti.

05 Ocak 2011 02:00

T24- Yazar Ergun Babahan, Balyoz darbe davasının iddianamesi hakkında davanın önde gelen sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan'ın sunduğu belgelere dikkat çekti. Pınar Doğan'ın iddialarının tartışılması gerektiğini yazan Babahan, "darbecilerle mücadele etmek gerektiğini ancak gerçeklerin görmezlikten gelinecemeyeceğini"savundu.


Babahan'ın Star gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (5 Aralık 2010) şöyle:


Darbecinin hukukunu savunmak zorundayız


 
Kendi cemaatlerimizin hak ve hukuk mücadelesinden öteki’nin hak ve hukukuna sahip çıkma aşamasındayız.

Herkesin sadece kendi davasının derdine düştüğü bir ülkede demokrasi de, hukukun üstünlüğü de gelişme kaydemez çünkü.

Dünkü yazımda da belirttim, Balyoz davası da dahil olmak üzere tüm darbe girişimlerinin gerçek olduğuna inanıyorum.

“Darbe” ve “darbe girişimi” son 3-5 yılda hukuk ve ahlak dışı kabul edilir oldu.

Bu darbe girişimlerinin hazırlıklarının yapıldığı tarihlerde ise askeri darbe yapmadığı için eleştiren zihniyet egemendi.

AK Parti’nin iktidara gelmesinin rejimi tehlikeye düşürdüğüne inanan bir generalin, darbe girişiminde bulunmaması, bu ülkenin tarihiyle örtüşmez.

İkinci olarak, Balyoz dahil, tüm darbe girişimleri arasında bir iç içe geçmişlik, aktörlerinde ortaklık vardır.

Dönemin aktörlerinin konuşmaları bu bilgiyi doğrulamaktadır.

İş, sadece vicdani kanaate kalsa, tüm sanıkları mahkum edebilirsiniz.

Ama hukuk öyle işlemez.

Hukuk deliller, somut belgeler üzerinden hareket eder.

İnsanoğlu iktidarın mutlak kullanımına karşı çok eski tarihlerden beri mücadele veregelmiştir.

Bu mücadelenin tarihi belgelerinden biri de 1215 tarihli Magna Carta’dır.

Magna Carta, kralın yetki ve erkinin, feodal aristokrasinin çıkarlarını ifade eden istemlerle sınırlayan bir belgedir. (Prof. Dr. Semih Gemalmaz- İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş)

Toplam 63 madde içeren bu belgenin 38 ve 39. Bölümü, modern çağda “usulüne uygun yargılanma” adı verilen kurumla ilgilidir ve bu güvence, sadece soylular için değil, tüm özgür kişiler için tanınmaktadır.

Bölüm 38: Bundan böyle hiçbir yargıç, bu amaç için inandırıcı deliller bulunmadıkça, sadece kendi açıklamasına dayanarak hiç kimseyi mahkeme önüne çıkaramayacaktır.

İngiliz Kralı’nın bundan 800 yıl önce kendi tebaasına tanıdığı bu temel hakkı, günümüz Türkiyesinde haklarındaki suçlama ne olursa olsun kimseden esirgememiz mümkün değildir.

Bu ülkede insanlar yalan yanlış delillerle idam edildi, hapislerde süründürüldü ve bu ülkenin “Beyaz Türk aydınları” bu temel hak ihlallerine seyirci kaldı, hatta destek verdi.

Bugün biz de hak ihlali karşısında sessiz kalır, başımızı başka yöne çevirirsek, onlara benzeriz.

Hak ve adalet duygusu sahibi bir insanın en çok rahatsız olması gereken durum budur.

Haklılığına yüzde yüz inandığımız bir dava, yeterli delille desteklenmiyorsa veya delillerin sağlamlığı hakkında kuşku varsa, o davada bir sakatlık olduğunu kabul etmeliyiz.

Suçlu birini hukuk dışı yöntemlerle mahkum etmek, onun elini kolunu sallayarak dolaşmasına izin vermekten çok daha kötüdür.

Bu ülke, hukukun çeşitli çıkarlar nedeniyle çiğnemesine çok tanıklık etti.

Yeni bir Türkiye için adımlar atarken ilk sahip çıkmamız gereken adil yargılama hakkı olmalıdır.

Darbeler ve darbecilerle mücadele etmek doğal ama gerçekleri görmezden gelmek veya çarpıtmak değil.

Pınar Doğan ya kendisi ya da bir uzman hukukçu kadrosuyla titiz bir çalışma yapmış ve iddianame hakkında önem li kuşkular ortaya koymuş.

Zaman zaman üslubu incitici olsa da, belgelerine bakmak gerekir.

Babasını savunma hakkını kabul etmek, tavırlarını değil, iddialarını tartışmak gerekir.



Gemide Türkçe


Show TV’de başlayacağı ilan edilen Kanuni dizisinin tanıtımını sinemada izledim.

Biraz müsamere havasında bir film ama beni en çok şaşırtan Hürrem Sultan olarak tanıyacağımızı sandığım Lehistanlı genç kızın dil olma kabiliyeti oldu.

Esir alındığı yerden bindirildiği gemide kendi dilinde bağırıp çağıran genç kız, İstanbul’a vardığında şakır şakır Türkçe konuşuyordu.

Seyahat herhalde aylar sürmüyordu...

O dönemin dil öğretme yöntemlerine hayran olmamak elde değil vallaha...



AK Parti için yüzde 50 imkansız hedef değil


Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, iki gündür t24.com.tr sitesinde çarpıcı seçim analizleri yapıyor. Kanal24’te dün sabah konuğumuz olan Ağırdır, bugünkü tabloda hala MHP’nin baraj sorunu olduğu, AK Parti’nin yüzde 50’yi aşmasının da sürpiz olmadığını savundu.

Ağırdır, sadece AK Parti oylarını dikkate alıp yaptığı analizde, bu partiye yüzde 38.5-40 aralığında 276-290 milletvekilliği, yüzde 41-45 oy aralığında 290-330 milletvekilliği, yüzde 52’nin üstünde ise 367 ve üstü sayıda milletvekilliği düşeceğini öngörüyor.

O zaman yeni anayasanın referandumsuz çıkması mümkün olacak.

Kurucu Meclis seçiyoruz, üstelik darbesiz.

Kimi gazeteciler talihine küssün.