Dünya

Pilotlar daha fazla güvenlik istiyor

Ukrayna'daki facianın ardından yolcu uçaklarının kriz bölgelerinde uçması ile ilgili düzenlemeler mercek altında.

20 Temmuz 2014 20:09


Air France, British Airways, Singapore Airlines gibi bazı havayolları şirketleri, rotalarını Ukrayna’yı dışlayacak şekilde çoktan değiştirmişti. Türk Hava Yolları ve Lufthansa gibi pek çok şirket ise, Ukrayna’daki uçak faciasının ardından rota değişikliğine gitti. Şu an Ukrayna’nın doğusu üzerindeki hava sahası tamamen uçuşlara kapatılmış durumda.

Peki bir kriz bölgesi üzerinde hava sahası kapatılmamışsa, ille de üzerinden uçmak gerekiyor mu? Bu, havayolu şirketleri için güvenlik ve ekonomiklik arasında dengeler gözetilerek verilen bir karar. Havayolları uzmanı gazeteci Tim van Beveren, pek çok havayolu şirketinin tasarruf etmek için riski göze aldığı görüşünde. Havayolu şirketlerinin hep en kısa yoldan en az maliyetli şekilde uçmayı hedeflediğini belirten van Beveren, pilotun ise kriz bölgesi üzerinde uçmayı reddetme hakkı olduğunu kaydediyor.

Pilot 'istemiyorum' derse...

Pilotun rota seçim hakkı, bir fırtına ya da somut tehlike durumunda sorun yaratmasa da, kriz bölgeleri konusunda sorunlar çıkabiliyor. Bir pilot, uçuş öncesinde, “Hayır bu güzergahta uçmak istemiyorum” derse ne olur? Alman havayolları şirketi Lufthansa’dan pilot Jörg Handwerg şunları söylüyor:

“Mürettebatın etki alanı çok sınırlı. Yolu uzatmak masrafı artırıyor. Ayrıca uçuş rotasının önceden bildirilmesi, güzergah izinlerinin alınması gerekiyor. Bir fırtına dolayısıyla rotanın değiştirilmesi mümkün. Ama tamamen farklı bir rotada uçmak istiyorsanız uçuş güvenliğini önceden bilgilendirmek zorundasınız. Akut bir tehdit durumu varsa önceden şirketinizle görüşüp ‘Ben bu güzergahta uçmak istemiyorum’ diyebilirsiniz. Ama bunun için iyi tezlerinizin olması gerekiyor. Özellikle de diğer mesai arkadaşlarınız ya da diğer havayolu şirketleri bu güzergahta uçuyorsa.”

"Tehdit görülmedi"

Bir hava sahasının güvenli olup olmadığına ise sahanın kontrolünü elinde bulunduran devlet karar veriyor. Son olayda Ukrayna’nın hava sahasını uçuşlara tamamen kapatmış olması gerekiyordu. Ancak facia öncesinde Ukrayna hava sahası 10 bin metrelik uçuş yüksekliğine kadar sivil uçuşlara kapalıydı. Lufthansa pilotu Jörg Handwerg, karadaki çatışmalar nedeniyle Ukrayna’nın doğusundaki havaalanlarına inmeme konusunda talimat aldıklarını, ancak sivil yolcu uçaklarına saldırı alışıldık bir durum olmadığı için 10 bin metre üzerinde bir tehdit görülmediğini belirtiyor. Aynı zamanda Alman pilot sendikası Kokpit Birliği'nin yönetim kurulu üyesi olan Handwerg, pilotlar olarak gelecekte kriz bölgeleri üzerinden uçuşları daha fazla sorgulayacaklarını vurguluyor:

“Uçaklar, açılan ateşe hedef olabilecekleri bölgelerde uçmak üzere üretilmemiş. Savunma mekanizmaları yok. Kokpit Birliği olarak sivil uçaklarla kriz bölgelerine uçulmasına da karşıyız. Eğer bu kaçınılmazsa o zaman önlemler alınmalı, askerî uçaklardan bildiğimiz savunma mekanizmaları oluşturulmalı.”

"Veriler herkese açık"

Handwerg’in bir başka endişesi ise uçaklarla ilgili teknik ve görsel uçuş bilgilerinin herkesçe ulaşılabilir olması.

“Uçakların uçuş bilgilerinin günümüzde herkesin ulaşabileceği şekilde iletilmesi uzun süredir eleştirdiğimiz bir şey. Transponder ve ikincil radarlar verileri tamamen şifresiz bir şekilde yere gönderiyor. Herkes bu verileri alabilir. İnternette uçuşları anı anına takip edebilen, uçağın nerede bulunduğunu, hangi yükseklikte ve hızda seyrettiğini gösteren sayfalar var. Bu, bir tehdit potansiyeli içeriyor. Çünkü aslında kamuya açık olmaması gereken bilgileri kendiliğimizden potansiyel teröristlerin ellerine teslim etmiş oluyoruz.”