Gündem

Perihan Mağden: Büyük Türklük markası; İttihat - benz!

"Bu memleketi her daim rezili rüsva eden İttihatçı- Benz olanca maharetiyle tepemizde boza pişiriyor yine"

06 Haziran 2016 13:42

*Perihan Mağden

Kahvaltı yaptığım yerde, gazeteleri almaya kalktığım anda, masamı kaptırıyorum Öküzzz 1 Adama.

Bu Öküzzz Adamlar ve Kadınlar çok atik oluyorlar masa, sıra, hak kapma hususunda.

Mecburen yanındaki masaya oturduğum Yapma Sarışın bağıra çağıra konuşuyor: Duymamama/ dinlememe imkanımı gasp ederek.

Bağırarak ve alabildiğine dallama! Takma Sarışınlar da böyle olabiliyorlar. Hepsini itham altında bırakmak istemem.

Oğulcuğu ben ne üniversiteye girsem fark etmez anne! demişmiş.

1 buluş yapma peşindeymiş.

Yaaaa. Memleket Buluş Bill’den geçilmiyor.

Buluş yapan yapana.

Benim bildiğim tek Türk buluşu ayran! dememe kalmadı. İçimden sinsi sinsi.

Yahu dedim (1 Buluş Bill anı da bana vasıl oluverip) BU memleketin en büyük hastalığı, pardon icadı, pardon markası: İttihatçılık.

Türk Gladyosu. Türk Gladyosu ve onun kanatlarının ardındaki rüzgar: İttihatçılık - Benz!

Ölümsüz Ruh: İster Ergenekon de adına, ister Gladyo, ister Mahsusa.

Ali Veli ya da Paşa Biri. Keyfin bilir ismini.

Bakın; Çıkarcılığın İslamcılığıyla şişirdiği gibi yelkenlerini, Kürtlerin Yurtlarından (yeniden) Edilmesi Projesiyle olsun, İlker Başbuğ’un konuşma serisiyle olsun, Ahmet Hakan arlanmazının ‘’Ergenekon yoktu. Ahmet Altan NE günahlar işledi!’’ (gırtlağında patlayan palavra) serisiyle olsun, Ulusalcı dersalmaz dumkofların arka sahnede sevinçten ter terrr tepinirliğiyle olsun-

Bu memleketi her daim rezili rüsva eden İttihatçı- Benz olanca maharetiyle tepemizde boza pişiriyor yine.

Yerinde patinajın üstadları!

Onlar mı Erdoğan’ı rehin aldı, Erdoğan mı suçüstünden yırtmaya çalışırken onları terkine aldı; ortaya karışık.

Mühim olan BU ölümsüz ruhun, bir kez daha Altın Günlerini yaşadığı hakikati.

Ne zamanki İttihatçılık - Benz BU topraklarda hız kazanır; ölümler artar.

Kürtler ölür, insanlar ölür, askerler ölür, çocuklar ölür; katliamlar olur.

Son Ermeni’yi öldürdüler: Hrant’tı adı.

1915’den 1923’e iki milyon Ermeni’yi YOK ETTİKLERİ için, öldürebilecekleri Ermeni kalmadı.

Size bu mısraları Almanların Ermeni Soykırımını kabul etmiş olmasının mutluluğu içinde yazıyorum.

‘’Ermeni Soykırımı asla olmadı!’’ kafalarının topaçladığı zeka engelli, bilgi kusurlu, propaganda aracı deli açması kitapların Muasır Medeniyette alıcısı yok.

Kitabın (Yılmaz Özdil’in büyük bir kültür meşalesi olarak listelediği bir düzine zırva kitabın!) tamamını da okusan, çeyreğini de-

Tüm o demagoji bunaltısı, yarı-cahil, külliyen taraflı topaçlamalar ‘’Yahu, bu topraklarda yaşayan İKİ MİLYON ERMENİYE NE OLDU ki?’’ sorusuna, 1 adetçik olsun rasyonel cevap üretemiyor.

Üretemiyor. Ve üretemez.

Gerçeği, demagojinin balçığına sıvasan ne yazar? Kendin çalıp kendin oynarsın eyyyy İttihatçi Kafa(sız)! Her daim yaptığın üzere.

Soykırıma uğradılar. Soykırıma uğrattık.

İşte tüm bu inkar, red, zırvalama, bastırma mekanizmalarının arkasında da o Ölümsüz Katil duruyor: İttihat - Benz.

Almanya’nın, bizi Ermeni Soykırımına hazırlayıp götüren soykırım mühendisi Almanya’nın günahını itiraf edip Soykırımı adlı adınca kabullenmiş olması, özellikle mühim.

Hani bir sinema okulu öğrencisi Mecedes- Benz’in onayı ve arzusu dışında bir reklam filmi yaptı birkaç yıl önce.

Bir köy yolunda bi Mercedes küçük bir oğlana çarpıp öldürüyor.

Anne: ‘’Adooooolf!’’ diye bağırdığı anda logo ve slogan beliriyor:

‘’Bazı felaketleri, olmadan önleyebilirsiniz!’’

Boşuna değil tabii ki Mercedes’in seçilmesi; Hitler çocukken ölseydi, başımıza bunlar gelmeyecekti! demek için.

Alman prestij markası Mercedes’i de üreten Daimler- Benz Nazizmi canı gönülden destekleyen dev markalardan.

Karşılığında kazandıkları silah ihaleleri ve vergi indirimleri sayesinde, dünyanın en büyük endüstriyel güçlerinden biri haline geliyorlar.

Nazi Almanyasının altın yılları olan 1932’yle 1940 arasında Daimler- Benz yüzde 830 büyüyor!

Yüzde sekiz yüz otuz!

Savaş sırasında on binlerce esir ve zoraki işçiyi fabrikalarında ‘’çalıştırıyorlar.’’

Osmanlı İmparatorluğu devrilirken, çakma ‘’Türklük’’ kavramını topaçlayarak, bunca yıldır kurtulamadığımız tüm hastalıklı musibetleri yaratanlar İttihatçılar!

İçinde debelendiğimiz bataklığın tabelasında İttihatçı- Benz yazıyor. Yegane ‘’Türklük’’ icadı.

Başkan Erdoğan’ın sonsuz ihtirası sayesinde küllerinden yine doğup bizi yeniden esir alarak, hünsa bir ‘’demokrasi’’ olarak debelenmemizi garantiye alan: İttihatçılık!

Bir zamanlar Ermenileri ‘’temizlettiği’’ Kürtleri, yine yine yeniden ‘’temizlemeye’’ girişen ölümsüz ve tek markamız:

İttihat - Benz!

Onun için hiç kimse ve onların çoluğu çocuğu atıp tutmasın.

İttihatçı- Benz’in bayrağı altında buluş da yapılmaz, marka da yaratılamaz.

Yalnızca korkunç bir utancın gizlenmesi için mütemadiyen fışkırtılan yalanlar.

Sis ve Çamur. Sis ve Çamur. Bataklık ve Sinekleri.

Bu arazide ilerleyen daima, o utanç markası.

İttihat - Benz.

Gururu Türklerin. Türklüğün gururu!


Bu yazı Nokta Dergisi'nde yayımlanmıştır