Gündem

'Pekin reformların kaçınılmazlığını kavradı'

Çin yönetiminin ihracatı teşvik amacıyla yuanı devalüe etmesi ve Yunanistan’ın kreditörleriyle yeni kredi yardımları üzerinde anlaşması, bugünkü Alman gazetelerinden derlediğimiz yorumların konuları.

13 Ağustos 2015 00:52


Çin yönetiminin ihracatı teşvik amacıyla yuanı devalüe etmesi ve Yunanistan’ın kreditörleriyle yeni kredi yardımları üzerinde anlaşması, bugünkü Alman gazetelerinden aktaracağımız yorumların konuları.

Kassel'de yayımlanan Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesi Çin'in para birimi yuanın devalüe edilmesinin Alman ekonomisi üzerindeki muhtemel etkilerini şöyle değerlendiriyor:

“Yuan'ın devalüe edilmesi, Almanya açısından hem iyi, hem kötü oldu. Çin Almanya'nın en fazla ithalat yaptığı ekonomik bölgelerin ikinci sırasında yer alıyor. Yuanın dış değerinin düşmesi Almanya'nın satın aldığı Çin mallarının ucuzlaması anlamına geliyor. Alman sanayi sektörünün en önemli branşı olan otomotivcilikte ise durum farklı. Ünlü Alman markalarının tümü ihracata bağımlı ve en fazla pahallı Alman otomobili Çin'e ihraç ediliyor. Yuanın düşmesi demek, Alman otomobillerinin Çin'deki satış fiyatının artması demek. Sürekli olarak Çin'den piyasa ekonomisi üzerindeki kontrolün azaltılması talep edilmekteydi. Şimdi tanık olduğumuz gelişme normal kabul edilmeli. Ne demişler: Fil kıpırdadığında yer sarsılır.”

Stuttgarter Zeitung'un yorumunda, ‘ekonomik reformların ihmal edilmesinin Çin'deki dengelerin bozulmasına neden olacağı belliydi', deniyor. Yorum özetle şöyle devam ediyor:

“Tıpkı hava durumu gibi: Sıcaklık uzun süre 40 derecenin üzerinde seyrederse, 25 derece insana serin gelir. Çin'in nereye koştuğuna dair senaryoları akademik fikir jimnastiği sanıp yabana atmamak gerekir. İktisat falcılarından bazıları, ‘hiçbir şey değişmez, her şey böyle devam eder' derken, devletin çökeceğini ve Çin'in kaosa sürükleneceğini iddia edenler de çıkıyor. Kesin olan Çin'in nefes kesen bir gelişme gösterdiği ve ilerlerken de ardında muazzam problemler bıraktığıdır. Pekin yönetimi kapsamlı reformların kaçınılmaz olduğunu kavradı.”

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın iktidarını gerçekçilikle garantiye almaya çalıştığını yazıyor:

“Tsipras şimdi kanattan bastırarak merkezdeki seçmeni fethetmeyi deniyor. İlk işi, politikasına muhalif olanları hükümetten kovmak oldu. Sonra kreditörleriyle uzlaşabilmek için büyük çaba harcadı. Uzlaşma ağır ama adil yükümlülükler getiriyor. Zengin armatörlerin cüzdanları epey hafifleyecek. Vergi kaçakçılığıyla etkili mücadele başlatılacak. Ve başbakan Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nde kalmasını sağlayacak. Bazı Syrizalılar gibi Drahmi'li günlere hasret duyanlar, sadece geçmişi düşünenlerdir. Son yılların başarısız kurtarma politikalarından duyulan hayal kırıklığına rağmen Yunanların büyük çoğunluğu Euro'dan vazgeçmiyor. Tsipras popülist vaatlerle iktidara gelmişti. Şimdi bir realist olarak iktidarını sağlamlaştırmayı deniyor.”

Yunanistan hükümetinin kreditörleriyle üçüncü yardım programı için anlaşmaya varmasını Frankfurter Rundschau gazetesi şöyle yorumluyor:

“Sonunda orta yol bulunup borç affı yeniden yapılandırma olarak lanse edilecek. Lakin Yunanistan'ın borcu artacak ve üçüncüden sonra bir de dördüncü yardım paketi hazırlanacak. Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden ayrılma ihtimali de ortadan kalkmış olmayacak. Yatırımcıya böyle davetiye çıkarılmaz. Yükllü yatırımlar yapılmadan Yunan reel ekonomisi sürdürülebilir büyüme yoluna giremez. Yunanistan'ın geleceğiyle ilgili tartışmalar sadece Avrupa siyasi elitlerinin beceriksizliğini örtmeye yarıyor.”