“İlk patlama sesi yükseldiği anda sendika ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ‘barış mitingi’ öncesi halay çekiyorlardı. Patlama sesini duyduğumuzda her şey havaya uçtu. Ben de savruldum. Elim yüzüm kan oldu. Sonra ikinci patlama sesi geldi. Bir anda oldu.” Görgü tanığı Leyla, şoktaydı. Soyadını sorduğumda hatırlayamadı. Ben de tren garına doğru yürürken ikinci patlama sesini duymuştum. Sonra gözyaşları, bağırmalar, ‘ölüyorum’ diyen inlemeler yükseldi etrafta. Patlamaya tanık olan Leyla “Herkesi öldürdüler” diye bağırmaya başladı. Aradan 10 dakika geçmişti ki, etrafta ceset parçaları görüldü. Ambulans sesleri geliyordu ama ambulans görülmüyordu. İnsanlar, birbirlerine yardım etmek istiyordu, bu sırada polislerle tartışmalar başladı. Polisler de nereye yürüyeceklerini şaşırmıştı. Kafamı nereye çevireceğimi şaşırmışken, bir adam geldi yanıma “Biz ne kötülük yaptık” diye sordu. Bir kadın başka bir soru sordu sonra bana: Yüzümdeki kanları silebilmiş miyim?
Ankara Tren Garı şehrin tam ortasında yer alıyor. Gece gündüz kameralarla izlenen bu noktada nasıl oldu da böyle patlamalar olmuştu? Herkes şoktaydı. Gazeteciler de ‘özgürlük’ yürüyüşü yapacaklardı aynı noktadan hareket ederek. Ama herkes patlamadan sonra bir yere dağıldı. Ceset parçaları her yere uçuşmuştu. Polis arabaları, tren garının camları da paramparçaydı. Kadınlar, polisin üzerine yürüyor “Sizi de öldürecekler, bırakın bu işi” diye bağırıyordu. Polis ile kalabalık arasındaki gerginlik hiç dinmedi. Ambulanslar gelene kadar paramparça vücutlar sokakta yattı. Gerginlikler ortasında polisin zaman zaman biber gazı kullanması da dikkat çekti. “Canlı bomba olabilir” diyenlerin sayısı dakikalar ilerledikçe artmaya başladı. Cesetlerin üstü miting bayraklarıyla örtüldü.
“Barışa kurşun sıkıldı”
Bir süre sonra olay yerine politikacılar gelmeye başladı. HDP’li Süreyya Önder’in ardından olay yerine gelen CHP’li Tekin Bingöl, DW’nin sorularını yanıtlarken “Patlamanın, seçim öncesi olması manidar. Devlet, burada güvenliği sağlayamamış ve Türkiye’nin ortasından korku salınmasına izin vermiştir” dedi.
Mitingi düzenleyenlerden DİSK’in Genel Başkanı Kani Beko DW’ye olay yerinde yaşadıklarını, düşündüklerini şöyle anlattı: “Patlamaları duydum. HDP’lilerin, Halkevleri temsilcilerinin olduğu noktalarda patladı. Devletin nasıl bir güvenlik zafiyeti yaşadığı da ortaya çıktı. Barışa kurşun sıkılmıştır. Biz bu toplumda barış istediğimiz için miting yapmak istedik. DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi örgütlerimiz bir araya geldi. Biz yanlış yapmadık. Neden bu patlamalar emekçilerin mitinglerinde oluyor. Bu bir provokasyondur. İnsanları yıldırmak istiyorlar. Seçimden korkutmak istiyorlar. Suruç’ta 33 kişi katledildikten sonra hükümetin politikalarında değişiklik olur diye düşünmüştük ama yanıldık. Bu baskı, bu şiddet nereye kadar endişeliyiz ama inadına barışı savunacağız.”