Paris'teki bombalı saldırıları düzenleyenlerden biri olduğu belirlenen Ömer İsmail Mustafa'nın (Omar İsmail Mostefai) 2013 yılında Türkiye'ye giriş yaptığı tespit edildi. Emniyet istihbarat kaynakları, Aralık 2014 ve Haziran 2015 tarihlerinde 2 kez Fransız makamlarına bu ismi ileterek IŞİD üyesi olduğunu dair şüphe olduğunu belirtip bilgi istedi.
Radikal’in Habertürk ve BBC Türkçe’ye dayandırdığı habere göre Türk İstihbarat kaynakları, Türkiye'ye girdikten bir süre sonra Fransa'ya gittiğini tespit ettiği Ömer İsmail Mustafa'nın terör şüphelisi olduğunu kayıtlara geçirdi ve zanlı ile ilgili bilgi istedi. Ancak Fransa makamlarından Mustafa ile ilgili bilgi verilmediği öne sürüldü.
Konser salonundaki saldırganlardan biriydi
Paris saldırılarında kimliği ilk tespit edilen saldırgan Cezayir asıllı Fransız vatandaşı İsmail Ömer Mustafa oldu. Mustafa, en az 89 kişinin öldüğü Bataclan konser salonuna saldıran üç kişi arasındaydı. Siyah Polo model araçlarıyla 13 Kasım Cuma gecesi yerel saatle 21.40’ta, üzerlerinde kalaşnikoflar ve patlayıcı yüklü yeleklerle salona girip konseri dinlemeye gelenlere ateş açtılar. Bir grubu da rehin alan saldırganlar salonda en az 89 kişiyi öldürdü. Mustafa’da polisin salona girmesiyle üzerindeki patlayıcıları infilak ettirdi. Kimliği, Bataclan’da kopan parmağının üzerindeki parmak izinden tespit edildi.
29 yaşındaki Mustafa, Paris’in güneydoğusundaki Courcounnes, Essone doğumlu. Yerel gazete Le Journal du Centre’un aktardığına göre Mustafa’nın, 2004 ila 2010 yılları arasında, ehliyetsiz araç gibi hafif suçlardan adli kaydı var. Ama hiç cezaevine girmemiş, 2010 yılında da güvenlik güçleri ve hükümet, Mustafa’nın adını ‘radikalleşme riski’ olduğu şüphesiyle ‘Fiche S’ olarak bilinen Devletin Güvenliği’ne tehdit oluşturanlar listesine aldı.
Fakat Paris Savcısı François Molins, Cumartesi günkü açıklamasında Mustafa’nın ‘herhangi bir terör örgütüyle bağlantılı olmakla’ suçlanmadığını söyledi. Mustafa’nın adres değiştirmesi de bu döneme denk geliyor. Paris’in güneybatı kenti Chartres’da La Madeleine mahallesindeki toplu konut merkezinde bir eve taşınıyor ve 2012 yılına kadar karısı ve çocuklarıyla orada yaşıyor.
Camide radikalleşti
Fransız medyasına göre Mustafa, La Madeleine yakınlarındaki bir diğer mahallede bulunan ‘Lucé’ adlı camide radikal eğilimlere yöneldi. La Madeleine, Paris’e trenle yaklaşık bir saat uzaklıktaki Chartres katedraliyle meşhur. Burası, daha muhafazakar anlayışa sahip bir yer. Garın karşısındaki kebapçıda çalışan ve 3 aydır burada yaşan bir Türkiyeli, “Irkçı burası, Sarkozy’ci” diyor. Arkadaşı ise tam olarak katılmasa da, tamamen de reddetmiyor. Fakat La Madeleine ve Lucé ise etnik ve dini yapısıyla merkeze göre daha fazla çeşitlilik barındırıyor.
La Madeleine’deki toplu konutlar arasında gazetecilerin kümelendiği beyaz iki katlı bir ev var. Kapısı açık. Zaten 3 yıldır uğrayan yokmuş. Burası Mustafa’nın 2010 ve 2012 yıllarında yaşadığı yer. Daha sonra Cezayir’e ve Suriye’ye gittiği düşünülüyor.
Saldırganlardan bazılarının Charlie Hebdo saldırılarında olduğu Fransız olması, ‘banliyö jenerasyonunun radikalleştiği’ tartışmalarını doğurmuştu. Banliyö kuşağının toplumda ne kadar özümsendiği Fransa’da yeniden tartışmaya yeniden açılacak gibi. Nitekim Charlie Hebdo saldırganlarından Fransız Amedy Coulibaly de banliyöde yaşıyordu. Burası Paris’in güneyi ama kuzeyinde de benzer durum var.
"Sessizdi, kimseyle konuşmazdı"
Böyle bir dış mahalle olan La Madeleine’de Mustafa’nın evininin önünden geçen komşusu Cristophe, “Çok sakin biriydi, sessizdi, kimseyle pek konuşmazdı” diyor. Otobüs durağına giderken gördüğü Mustafa’nın küçük bir sakalı olduğunu, karısının da çarşaflı olduğunu söylüyor. Radikal eğilimlere sahip olduğuna dair bir işaret hissetmemiş komşusu. Mustafa’yı da evi terk ettiği 2012 yılından bu yana hiç görmemiş.
La Madeleine’e yakın bir diğer mahalle de Mustafa’nın camisine gittiği Lucé. Burası da o yüksek katlı binaların arasında. Camiinin imamı gazetecilerin akını üzerine yaptığı açıklamada ‘2013’ten beri görevde olduğunu ve Mustafa’yı tanımadığını’ söyledi.
Fransız medyasında yer alan tanıklıklarda da ortak nokta ‘Mustafa’nın ılımlı, sakin, çok dikkat çekmeyen, inançlı biri’ olduğu yönünde.