Ekonomi

Paris Hilton dediler, Ağaoğlu'nu ikna etmeyi başardılar

Kendi şirketi için reklamda oynayan Ali Ağaoğlu’na rakipleri Emaar, Sinpaş ve Fi Yapı’dan teklif var...

18 Kasım 2010 02:00
T24 - Kendi şirketi için reklamda oynayan Ali Ağaoğlu’na rakipleri Emaar, Sinpaş ve Fi Yapı’dan teklif var. Ağaoğlu kapıyı 5 milyon dolardan açıyor. Ancak tekstilci bir firma Paris Hilton ile rol arkadaşlığı teklif edince, Ağaoğlu, 1 milyon dolara ‘olur’ dedi

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, kendi şirketi ve projesinin reklam filmlerinde rol üstlenince teklif üstüne teklif almaya başladı. Şu anda aldığı 10 teklifi değerlendirme aşamasında olan Ağaoğlu, geçtiğimiz günlerde sektörün önde gelen tüm isimlerini buluşturduğu toplantı sırasında da, “Sektör tıkanmaz. Ama böyle bir şey olursa parayı verin, sizin reklamlarınızda da oynarım” demişti.

Ağaoğlu’na yapılan 10 teklif arasında emlak sektöründen olduğu kadar moda dünyasından da etkili isimler yer alıyor. Milliyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:  



Hilton ile aynı karede

Ağaoğlu, 10 teklif arasında kendisini en çok etkileyenin Paris Hilton ile aynı karede yer almaları için bir tekstil firmasından yapılan teklif olduğunu belirtirken, firmanın ismini açıklamak istemedi. Hilton ile aynı filmde rol almak için 1 milyon dolara razı olduğunu açıklayan Ağaoğlu, “En az parayı bu şirketten istedim. Paris Hilton ile birlikte oynamamız gündemde. 1 milyon dolara razı oldum. Hilton faktörü olduğu için indirim yaptım. Sonuçta hangi firmanın reklamında oynarsam oynayayım eğitim kazanacak. Kazanacağım parayla okul yaptırmayı sürdüreceğim” dedi.


CEO, fiyatı yüksek buldu

Ağaoğlu’nun en yüksek rakamı istediği şirket, dünyanın en yüksek binası Burc Dubai’nin de yapımcısı olan Dubaili  Emaar oldu. Türkiye’ye dört yıl önce giren ve Toskana Vadisi projesiyle ismini duyuran Emaar Türkiye’den 5 milyon dolar istediğini açıklayan Ağaoğlu,  “CEO Ozan Balaban, Libadiye’deki yeni projelerinde reklam filminde oynamamı teklif etti. Ben de’5 milyon dolar öderseniz, neden olmasın’ dedim.”

CEO Balaban ise fiyatı yüksek bulduğunu, ama yine de üzerinde çalıştıkları bu dosya için şirketin merkezi Dubai’den görüş beklediklerini ifade etti. Balaban’ın açıklamalarına göre, Dubai’nin onay vermesi halinde Ali Ağaoğlu’lu reklam filmine hemen başlanacak. 


Sinpaş ve Fi-Yapı’dan da teklif  



Ayrıca, rakipleri Sinpaş ve Fi-Yapı’dan da teklif alan Ağaoğlu, Sinpaş’tan 2 milyon dolar isterken, Fi-Yapı’ya ise 3 milyon dolar dedi.  Fiyatlar arasındaki farklılığı projenin büyüklüğü, lokasyonu, yapımcı şirket gibi etkenlerle açıklayan Ağaoğlu, kendi şirketinden oynadığı her reklam için 1 milyon dolar alıyor. Aslında  rakamın daha yüksek olması gerektiğini vurgulayan Ağaoğlu, şöyle konuştu: 

“Ben her film için 3 milyon dolar istemiştim. Bizim yöneticiler sıkı pazarlıkçı. CEO’muz Hasan Rahvalı pazarlıkta Kayserilileri geçer. Kardeşim Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Ağaoğlu’nun lakabı da ‘sünnetçi.’ Benim gibi bir adamı bile 1 milyon dolara ikna ettiler. Tabii, kendi şirketim için olunca biraz taviz verdim” dedi.


SENARYOYU CEO YAZDI

Emaar CEO’su Ozan Balaban, Ali Ağaoğlu’nun 5 milyon dolarlık oyunculuk ücretini yüksek bulmuş olsa da şimdiden reklam filminin senaryosunu hazırladı. Şirketin İstanbul Libadiye’deki projesi için senaryoyu da CEO Balaban yazdı. Senaryoya göre,  Ağaoğlu ekrana gelecek ve “Türkiye’nin kralı benim. Bunlar da dünyanın kralı. Gelmişler buraya. Bir bakalım. Ne yapacaklar?” diyecek.

Bu arada Dubaili şirketin Çamlıca Libadiye’de yapacağı proje alışveriş merkezi, otel, ofis ve 1150 daireden oluşuyor. Emaar, projeyi yapacağı 73 dönümlük araziye 402.7 milyon dolarlık ödeme yapmıştı.


Toplumun huzuru için dönüşüm şart

Nüfusun giderek daha çok şehirlerde yoğunlaştığı bir dönemde, sağlıklı kentsel dönüşümün öneminin daha çok ortaya çıktığını belirten Soyak CEO’su Emre Çamlıbel, toplumun huzuru için kentsel dönüşümün zorunlu olduğunu vurguladı. 

Dünyanın gelişmiş kentlerinde dönüşümün, sağlıklı, huzurlu bir yaşam ve toplumsal barış için öncelik haline geldiğine dikkat çeken Çamlıbel, dönüşümdeki ana planını şu sözlerle anlattı: “Şehrin ruhunun ve kültürünün korunduğu, çevre bilincinin yaygınlaştığı bir yaşam için mimari altyapı ve planlama çalışmaları desteklenmeli. Toplumumuzun yaşam standartlarının yükselmesi, sürdürülebilir kentsel dönüşüm politikalarıyla mümkün olacaktır. Kaliteli yaşam alanlarının, dar ve orta gelirli kesimler için de ulaşılabilir olması için söz konusu politikalar büyük önem taşıyor.” 


Enerjiye dikkat

Türkiye’de 2010-2015 yılları arasında toplam konut ihtiyacının 3.4 milyona ulaşacağına işaret eden Çamlıbel, ihtiyaç sahiplerinin yüzde 20’sinin ev alabileceğini vurgulayarak, “Dar ve orta gelirlilere yönelik projelerin hayata geçirilmesi için STK’lar, şehir planlamacıları, mimarlar, akademisyenler ve kamu ile özel sektör bir araya gelmeli” dedi. 

Dönüşümde binalarda enerji kullanımının da önem taşıdığına dikkat çeken Çamlıbel,  “Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği’nin uygulanabilmesi çok önemli. Binaların enerji tüketiminin yüzde 40’a kadar azaltılması mümkün. Ancak, sistemin uygulanması konusunda teşvik mekanizmasının kurulmasına, finansal enstrümanların da geliştirilmesine ihtiyaç var” diye konuştu.

1- Dönüşümün aslında toplumun huzur ve sağlığı için taşıdığı önem göz ardı edilmemeli. 

2- Şehir planlamacıları, mimarlar, diğer STK’lar, akademisyenler ve kamu ile özel sektör bir araya gelip plan oluşturmalı. 

3- Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği’ni etkin bir şekilde uygulamak için teşvik mekanizmaları hayata geçirilmeli.


Gayrimenkulcüler Cannes’da buluştu

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlenen ve açılışı dün yapılan gayrimenkul ve perakende fuarı olan MAPIC’te, ‘Turquality’ kapsamında desteklenen firmalar ile diğer Türk firmalarının stantlarını gezdi. 66 ülkeden 6 bin 700 katılımcı, 2 bin 149 perakendeci, 1813 perakende geliştiricisi ve 839 yatırımcı katılıyor. 16. MAPIC fuarına Turquality kapsamında desteklenen 10 Türk firmasının yanı sıra perakende ve AVM yatırımcısı büyük Türk firmaları yer alıyor. Fuara geçen yıl Türkiye’den 18 Türk perakende firması katılırken bu yıl 50’den fazla Türk perakende ve yatırımcı firması katıldı.

Yurtdışında prestijli projeler yapılmasının önemine işaret eden Çağlayan, teknik müşavirlik hizmetleri için 2010’da 30 milyon dolar kaynak ayırdıklarını, ancak talep olmadığı söyledi. Çağlayan, projede kapıyı halen açık tuttuklarını belirtti. 

Türk müteahhitlerin yurtdışında çok başarılı işler yaptıklarını anlatan Çağlayan, Çin ve Japonya’da bir çok kişinin Türk firmalarıyla iş yapmaya hazır olduklarını söylediklerini aktardı.


Beyaz İnşaat, gelecek yılın kare asını hazırladı

Bugüne kadar 2 milyon metrekarelik alanda 2 bin konut inşa eden Beyaz İnşaat, 2011 yılı içinde dört büyük projenin daha temellerini atmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Ocak ayından itibaren projelere başlayacaklarını dile getiren Beyaz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Beyaz, etüt çalışmalarına devam ettiklerini ifade etti. 


‘İvme, 2011’de de sürsün’

Bugüne kadar İstanbul’un değişik semtlerinde 200’e yakın projeyi hayata geçirdiklerini belirten Beyaz, bu projeler içinde ağırlığın konutta olduğunu, ama son yıllarda AVM’lere de yoğunlaşmaya başladıklarını vurguladı. Beyaz Residence, Beyaz Kent, Beyaz Konaklar gibi konut ağırlıklı projelerin yanı sıra son iki yıl içinde ayrıca Capacity AVM-Hotel, Beyaz City Residence-AVM, White Hill-AVM, Beyaz Auto Center gibi projelere hayat verdiklerini ifade eden Beyaz, “Bunların bir kısmında sona yaklaşırken diğer bir kısmında da satışlara devam ediyoruz” dedi.

Beyaz, inşaat sektörünün Türkiye’deki son iki yıllık yükseliş ivmesinin umut verici olduğunu belirterek, bunun gelecek yıl da devam etmesini umduklarını söyledi. Sektörün aslında son 10 yıldır oldukça sarsıntılı bir dönemden geçtiğine dikkat çeken Beyaz, “2004’ten sonra iki yıl yükselişte iken, 2007 ile 2008 yıllarında durağan ve sancılı bir dönemden geçildi. 2009 ile 2010 yılında ise hareketliliği yakaladık. İki yıl önce son 10 yılın en büyük durgunluğunu yaşadık. Sancılarını hala yaşasak da olumlu yönde bir yükseliş mevcut” şeklinde konuştu.


Dumankaya’dan antik destek

Dumankaya İnşaat, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yeni bir kitabın daha raflara girmesini sağladı. ‘İstanbul’un Antik Çağ Tarihi’ isimli kitap, eskiçağ tarihi alanında araştırmalar yapan Doç. Dr. Murat Arslan tarafından kaleme alındı. İstanbul’un bilinmeyen tarihine ışık tutan kitap, kentin Klasik Helenistik dönem tarihi, tarihi coğrafyası ve toplumsal yapısını ele alıyor. 

Eserin İstanbul’un antik çağ tarihine yönelik bir ilk olduğunu, bu nedenle yapılacak yeni araştırmalar için önemli bir kaynak olacağını belirten Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, “Kitabınyeni birçok çalışmaya da ışık tutacağını düşünüyoruz. Türkiye’de tarih ve kültürel miras bilincinin yaygınlaşmasına katkı sağlayacağını umduğumuz ve 2007 yılı itibarıyla başlayan yayın destekleme faaliyetlerimiz önümüzdeki yıllar boyunca da gelişip çeşitlenerek devam edecektir” dedi.


Standart arttı, ama eksikler giderilsin 



Toplu Konut İdaresi’nden (TOKİ) yapılan açıklamaya göre, kurumun, satış sonrası düzenlediği ‘müşteri memnuniyeti’ anketine katılanların büyük bölümü, ‘TOKİ konutlarının standartlarını yükselttiğini’ düşünüyor. 

İnternet üzerinden yapılan ve ocak-ekim dönemini kapsayan anket, 8 bin 966 kişi ile yapıldı. Açıklamaya göre, ankete katılanların yüzde 69.7’si, TOKİ’den ev aldıktan sonra yaşam standartlarının yükseldiğini düşünürken, yüzde 74.6 da aldığı evi ‘kullanışlı’ buluyor. Diğer yandan TOKİ konutlarında yaşayanların düzeltme istedikleri alanlar ise geçici site yönetimi çalışmaları, imalat hataları, bilgi edinme hizmetleri, sosyal donatı eksikliği ve kentsel dönüşüm konutlarındaki yetersizlikler oldu.


Kentlerin eylem planı, bakanlığın yapısını değiştiriyor

Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Türkiye’nin ‘kentleşme ve imar vizyonu’nu ortaya koyan KENTGES belgesinin geçtiğimiz günlerde yayımlandığına işaret ederek, “KENTGES’in yayımlanmasıyla yepyeni bir safhaya geçmiş oluyoruz. O da bakanlığın yeniden yapılandırılması” dedi.

Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES) ile yerleşim yerlerinin mekân ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarının güçlendirilmesine yönelik ‘yol haritası’nın oluşturulduğunu belirten Demir, strateji belgesinde 19 ana hedefin bulunduğunu, bunlara ulaşmak için 42 strateji ve 100 eylemin planlandığını söyledi.Bu eylemlerden 37’sinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’yla ilgili olduğuna dikkat çeken Demir, “Strateji belgesinin yayımlanmasıyla yepyeni bir safhaya geçmiş oluyoruz. O da Bakanlığın yeniden yapılandırılması” diye konuştu. 

37 eylem değerlendirildiğinde Bakanlığın yeniden yapılandırmada planlama, projelendirme, yapım ve yapımla ilgili diğer süreçlerde bir otorite olarak öngörüldüğünü belirterek, “Bakanlığın yapım alanlarından büyük ölçüde çekilmesiyle zayıfladığı, güç kaybettiği gibi bir algı oluştu. Ancak, bu doğru değil. Türkiye, geldiği nokta itibariyle yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyuyor. Ve Bakanlık, kentleşme alanına yoğunlaşıyor” dedi. 

Bu doğrultuda teşkilat yasasında bir değişikliğe gidecekleri mesajını veren Bakan Demir, “Seçim öncesi bakanlığı yeniden yapılandırmak ne kadar doğru olur, seçim sonrasına muhtemelen kalabilir. Zaten bir kısım çalışmaları, düzenlemeleri yaptık. İlave edilecek belli konular da var. Çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.


BAKAN’IN 2011 AJANDASINDAN

1) YAPI DENETİMİ 81 İLDE YAPILACAK 

Bakan Mustafa Demir, 1 Ocak 2011’de binalara enerji kimlik belgelerinin verilmeye başlanacağını belirtirken, şimdi 19 ilde uygulanan yapı denetiminin 81 ilde yaygınlaşacağını vurguladı. 1 Ocak 2012’de de müteahhitliğin kayıt altına alınacağını kaydeden Demir, belgeli usta çalıştırma döneminin başlayacağını söyledi.

2) KOOPERATİFLERE DE SIKI DENETİM 

Diğer yandan, 13 Aralık itibariyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yetki alanındaki yapı kooperatiflerinin  Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na devredileceğini anımsatan Demir, “Yapı kooperatifçiliğini tamamen bir elektronik yazılım üzerinden kayıt altına almayı, iş ve işlemlerini oradan takip etmeyi öngörüyoruz. Özellikle üyelerin kooperatif işleyişiyle alakalı bilgilenme sürecinde şeffaflık noktasında çok ciddi gelişmeler olacak” dedi.