ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesini 2015 yılında imzalanan Paris İklim Değişikliği Anlaşması’ndan çekeceğini açıklamasının ardından gözler, anlaşmada yer almayan diğer iki ülke olan Nikaragua ve Suriye’ye çevrildi. Trump’ın kararı, iklim değişikliğini yavaşlatmak için kilit kabul edilen anlaşmadan çıkılmasının olası sonuçlarının yanı sıra, bu kararın ABD’yi ‘Nikaragua ve Suriye gibi ülkelerle aynı kefeye koyması' açısından da eleştirildi. Bu da, Suriye ve Nikaragua’nın neden anlaşmanın bir parçası olmadığı sorusunu gündeme getirdi. Şaşırtıcı ama gerçek; sebebi bu ülkelerin, -Trump’ın aksine, küresel ısınmaya inanmaması değil.
Yıllardır çatışmaların yaşandığı Suriye’nin anlaşmada yer almaması oldukça anlaşılır gözükürken (Paris’te görüşmelerin yapıldığı dönemde Şam yönetimi, Avrupa ve ABD’nin hala devam eden yaptırımlarına maruzdu ve ülkedeki savaş oldukça yoğun bir dönemden geçiyordu), Nikaragua’nın gerekçesi oldukça farklı: Orta Amerika’nın en büyük ülkesi, iklim değişikliği ve küresel ısınma konusunda yeterli mücadele göstermediği gerekçesiyle anlaşmayı imzalamayı reddetti.
"Anlaşmaya bağlılık gönüllülüğe dayanıyor, aksi davrananlara yönelik yaptırım yok"
Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleşen görüşmelere Nikaragua adına katılan Paul Oquist, ülkesinin anlaşmaya dair ana problemi olarak, 'katılımcı ülkelerin katkılarının gönüllülük ilkesine bağlı olmasını' gösterdi. Verilen taahhütlerin bağlayıcılığı olmadığını kaydeden Oquist, bu nedenle de anlaşmanın başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi. Nikaragua delegasyonu, verdiği sözleri yerine getirmeyen ülkelere herhangi bir yaptırım uygulanmayacak olmasını da eleştirdi.
"Çevreye daha çok zarar veren zengin ülkeler daha fazla ödeme yapmalı"
Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega’yı temsilen görüşmelere katılan Oquist’in dikkat çektiği bir diğer nokta da, karbon emisyonu sıralamasında farklı noktalarda duran gelişmiş ülkeler ile gelişmekte ülkelerin anlaşmaya katılımı konusundaki adaletsizlikti. Çevreye tarihsel olarak daha fazla zarar vermeleri sebebiyle zengin ülkelerin iklim değişikliği konusuda daha fazla maddi katkıda bulunması gerektiğini savunan Oquist, “Gelişmiş ülkeler karbon kullanımlarını azaltmak için yeterli çabayı göstermiyorlar ve aynı zamanda da gelişen dünyanın iklim değişikliğinin etkilerine adapte olması için gereken bütçeye katkı sağlamıyorlar. Sorun çıkaran olmaya çalışmıyoruz; bu, gelişmekte olan ülkelerin hayatta kalmasına dair bir mesele” dedi.
Nikaragua, küresel ısınmayla ilgili kaygılarını 2016 yılındaki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da dile getirdi. Ülkesinin endişeleri ve eleştirilerinin bir kez daha altını çizen Başkan Yardımcısı Moisés Omar Halleslevens Acevedo, Paris Anlaşması’nın bu durumu düzelteceğine ve iklim değişikliğinin kötüye gidişini engelleyeceğine ise inanmadıklarını belirtti.
Peki, küresel ısınmaya yönelik önlemler konusunda neredeyse tüm dünyaya kafa tutan Nikaragua, bu başlıkta kendi topraklarında nasıl önlemler aldı? Karbon emisyonu sıralamasında 131. olan Nikaragua, özellikle son 10 yılda enerji kaynaklarını revize etmek konusunda birçok adım attı. Topraklarında bulunan 19 volkan ve ülkede esen güçlü rüzgarların da katkısıyla ülke, dışarıdan petrol ithal etmeyi kademeli olarak azaltarak rüzgar enerjisine ve termal enerjiye döndü. 2015 itibariyle Nikaragua’da kullanılan elektriğin yaklaşık yarısı yenilenebilir enerji kaynakları tarafından üretilirken, Dünya Bankası verilerine göre 2020’ye kadar bu oranın yüzde 90’a çıkması planlanıyor. Karbon emisyonu sıralamasında ikinci olan ABD’nin enerji üretiminin ise sadece yüzde 13’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor.
Nikaragua, küresel ısınmadan en çok etkilenecek dördüncü ülke
190’dan fazla ülkenin uymayı taahhüt ederek imzaladığı, 147 tanesinin ise resmi olarak onayladığı ve birçok çevre aktivistinin ‘kötünün iyisi’ olarak nitelendirdiği Paris Anlaşması’nın küresel ısınma konusundaki önlemlerinin yetersiz kalması halinde yaşanacaklardan en çok etkilenmesi beklenen ülkeler arasında Nikaragua, Honduras, Burma ve Haiti'nin ardından dördüncü sırada, yer alıyor. Ülkedeki çatışmaların yeterli verinin toplanmasını engellemesi sebebiyle ise Suriye’nin bu sıralamadaki yeri bilinmiyor.
Küresel ısınma tehdidini yakıcı bir şekilde hisseden Nikaragua, yeterince güçlü olmadığı için anlaşmaya karşı çıktı; yöneticilerinin büyük bir kısmı ABD ve Avrupa tarafından yaptırım altında olan Suriye ise topraklarında savaş yaşandığı için görüşmelerin bir parçası olmadı. Trump’ın kararının uygulanmaya konmasıyla birlikte ABD de bu iki ülke arasındaki yerini alacak ancak oldukça farklı sebeplerle…