Emre, Fenerbahçe Alt Yapı Derneği'nin aylık yayınlanan "Koşan Adam" adlı dergisinin Kasım sayısında yayınlanan röportajda, Türk medyasının gösterdiği gibi bir Emre olmadığını belirterek, "Hakkımda, 'para için Fenerbahçe'ye gelmiş' diyorlar. Ben İngiltere'de ne kadar para kazanıyorsam Türkiye'de de aynı parayı kazanıyorum. Fenerbahçe'ye para için gelmedim. Aziz Yıldırım olduğu için geldim. Ailem Fenerbahçeli olduğu için buraya geldim. Çocukluğumda Fenerbahçeliydim. Çocukluğumda bir Fenerbahçeli olarak‚ Fenerbahçe takımına geldiğim için çok mutluyum" dedi.
"Medya ile ilişki kurmak özellikle bu dönemde kendinizden çok taviz vermek demek" diyen Emre, şöyle devam etti:
Milli maçta basına yapmış olduğum kolu zaten hata olarak kabul etmiştim, özrünü vermiştim. Özrümü içimde yaşayamamıştım gerçi sonra yaptıklarımdan dolayı. Biz yine onların içindeki düzgün insanlardan, büyüklerimizden dolayı özür dilemiştik. İsviçre maçında da yapmadığım etmediğim bir kavgadan dolayı 6 maç ceza aldım. 4 maça düşürdüler. Milli maçta yine otobüste Gökdeniz ile bir tartışmam oldu, kavgaya çevirdiler. Yine devam ettiler senaryo yazmaya. Ben kendimi iyi biliyorum. Beni tanıyan insanlar biliyorlar."
"KRONİK BİR SAKATLIĞIM YOK"
Emre Belözoğlu, kronik bir sakatlığının olmadığını ama ağır sakatlıklar yaşadığını söyledi.
BEKLEDİĞİMİN ÜSTÜNDE PUAN KAYBI YAŞADIK"
Emre Belözoğlu, Fenerbahçe'nin lige son 10 senenin en kötü başlangıcını yaptığını belirterek, "Beklediğimin üstünde puan kaybı yaşadık" dedi.
Takımdan 1-2 oyuncunun gittiğini, yeni bir teknik direktörün geldiğini vurgulayan Emre, "Hocanın oynatmak istediği futbol farklı, futbolcuları ve Türkiye'yi yeni tanıyor. Türkiye ligine 7.5-8 yıllık bir ara verdim‚ ben bile şu an zorluk çekiyorum. Aragones'in de zorluk çekmesi çok normal. Eksiklerimiz 2-3 kişi bile olsa fark ediyor. Biraz daha fazla mücadele etmemiz gerektiğini hepimiz çok iyi anladık. Sadece isimle olmuyor bu işler" şeklinde konuştu.
Emre, Aurelio'nun takımdan ayrılmasıyla ilgili bir soru üzerine, "Hiç kimsenin vazgeçilmez olduğunu düşünmüyorum. Herkesin boşluğunun dolacağını düşünüyorum‚ futbolcuların başkanın herkesin yeri dolar. Aurelio'nun da yeri dolar, biraz zamana ihtiyaç var" dedi.
Fenerbahçe formasıyla eski takımı Galatasaray'a gol atarsa, çok mutlu olacağını söyleyen Emre, sarı-lacivertli forma altında futbolu bırakmak istediğini kaydetti.
Fenerbahçe ile 4 yıllık anlaşması olduğunu hatırlatan Emre, "4 yıl sonra 32 olacağım. 36-37 yaşına kadar yani 8-9 sene daha oynamak istiyorum" dedi.
Emre Belözoğlu, Alex ve Roberto Carlos gibi oyuncularla birlikte oynamanın çok keyifli olduğunu, saha dışında Burak, Uğur, Semih ile çok iyi anlaştığını kaydetti.
Milli futbolcu, Fenerbahçe'ye geldiğinde Yasin'den rica ettiğini ve başkanın da istediği gibi 5 numaralı formayı aldığını anlattı.
Teknik direktör Luis Aragones ile çok iyi anlaştığını ifade eden Emre, "Annemin rahatsızlığında bile beni cep telefonumdan aradı. Bu yakınlığı bana hissettirdi. Çok önemli bir isim dünya futbolunda. Fenerbahçe ve Türk futbolunda bence çok büyük bir şans, inşallah biz de değerlendiririz" diye konuştu.
Emre Belözoğlu, Fenerbahçe'de oynadığı mevki olarak kendisine sunulan serbestliğin, Alex'e sunulan serbestlikten daha sınırlı olduğunu söyledi.
"Bütün topların bende toplanmasını istemiyorum" diyen Emre, şunları kaydetti:
"Ben çok fazla oynadığım şu anki mevkide, bir Alex, Semih, Uğur gibi önde olursam‚ bu sefer benim yanımda oynayan oyuncu çok zorluk çeker. Ben onlar gibi oynayamam, onlar gibi oynayacağım zamanlar belki olacaktır. Benim arkamda da daha çok mücadele edecek bir oyuncu olursa ben de önde top almak isterim ama mevki olarak bana sunulan serbestlik tabi ki bir Alex'e sunulan serbestlikten daha sınırlı. Bu yüzden defansif anlamda da görevim önde oynayan oyuncuya göre daha ağır."
Emre, Guiza'nın çok önemli ve iyi bir oyuncu olduğunu, İspanyol futbolcunun çok gol atacağını düşündüğünü söyledi.
Milli futbolcu, "Avrupa'da bir türlü dikiş tutturamadığını gördüğün için yeniden başlangıç noktasına dönüp‚ Fenerbahçe'yi bir sıçrama tahtası olarak mı görüyorsun?" şeklindeki soru üzerine, "Dikiş tutturamama mevzusu çok doğru değil. 7-8 sene kaldım ben orada. Dikiş tutturma mevzusu belki 1-2 senelik bir periyotta. Inter'de de Newcastle United'da da ben ayrılmak istedim. Kimse bizi göndermedi. Herkes bizim halimizden hoşnuttu. İngiltere'de 85-90 maça yakın oynadım‚ İnter de de 120'ye yakın maç oynadım. Yani toplamda 200'e yakın bir maç oynadım Avrupa'da. 7 senede baktığınızda 30 maçlık bir periyoda geliyor senede. Sakatlıklar yaşadık tabi ama dikiş tutturamama derken bir geri dönüş kabul etmiyorum. Hedeflerim doğrultusunda daha büyük hedefleri olan bir takımı tercih ettim. Uçurumun kenarına hiç kimse bile bile gitmez ve ben de uçurumun kenarına geldiğime inanmıyorum‚ güllük gülistanlık bir bahçeye geldiğime inanıyorum. O yüzden buraya geldim ve burada da başarılı olacağıma inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.