Ziyaretinin ilk durağında Ankara’da dinlerarası diyalog ve barış çağrısı yapan Papa Françesko, mütevazı tavırlarıyla ilgi odağı oldu. Ziyaretin; Türkiye’nin Batı’yla yaşadığı çatışmaya ayna tuttuğuna inanan da var, Doğu-Batı yakınlaşmasına örnek olacağını düşünen de var.
Türkiye’ye gelen dördüncü Papa olan Françesko’nun da ziyareti, nerdeyse diğer papaların ziyareti gibi 28-30 Kasım tarihlerinde gerçekleşiyor. Bunun nedeni 30 Kasım’ın Fener Rum Patrikhanesi’nin kurucusu olarak bilinen Aziz Andreas Yortusu olarak kutlanması. Papa, bu yortu öncesi Ankara’da Vatikan Devlet Başkanı statüsüyle mesajlarını verirken; sık sık diyalog ve barış çağrısı yaptı, Türkiye’ye en çok Suriyeli mültecilere kucak açmasından ötürü teşekkür etti.
'Tarz farkı var'
Ziyareti Deutsche Welle’ye değerlendiren ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hüseyin Bağcı özellikle Papa Françesko ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasındaki 'tarz farkına' dikkat çekiyor. Papa’nın dinlerarası diyalog vurgusu yaparken, Türkiye’yi de bir ‘barış köprüsü’ gibi gösterdiğini söyleyen Bağcı, Papa’nın bu söyleminin “Batı’nın karşısına daha sert bir Doğu’yu çıkarma çabasındaki” Erdoğan’la uyuşmadığını söylüyor.
Bağcı, “Erdoğan, Batı’nın karşısına büyük bir iddiayla çıkış yapmış durumda. Doğu’yu öne çıkarmak gibi tehlikeli bir iş yapıyor. Türkiye’nin yüzde 50’sinin de kendisi gibi olduğuna inanıyor. Oysa, Papa’nın mesajlarından da görüldü, Batı; barış ve birliktelikten yana tavır koyuyor. Erdoğan; hep Batı’yı suçluyor. Sorunların kaynağında Batı olduğunu söylüyor” derken, Erdoğan’ın tavrını ‘ayrışmacı’ olarak niteliyor ve bu tavrın Türkiye’yi Avrupa’dan ve Avrupa kurumlarından uzaklaştıracağını belirtiyor.
Anıtkabir'de dua
Papa Françesko, Ankara’da ilk olarak Anıtkabir’i ziyaret etti. Çelenk koyup, saygı duruşunda bulunduğu Atatürk’ün mozolesi önünde dua edişi de kameralara yansıdı. Anıtkabir’de planlanandan fazla kalan Papa Françesko, Atatürk’ün özel eşyalarının da sergilendiği müzede yetkililerden ayrıntılı bilgi aldı. Hüseyin Bağcı, Papa’nın Anıtkabir’de fazla zaman geçirmesinin de bir “Atatürk vurgusu” olduğunu düşünüyor ve “Türkiye için vazgeçilmez lider Atatürk’tür. Artık bu, bilinen bir gerçektir ve bu gerçek üzerinden Türkiye’de yapılan tartışmalar Batı dünyasını da yormuştur. Batı, bu tartışmaların bitmesini istemektedir” diyor.
Türkiye’ye gelmeden önce Vatikan’da Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi’yi ağırlayan Papa’ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “darbecilere destek veriliyor” siteminde bulunması da dikkat çekti. Hüseyin Bağcı, “Oysa bunun darbecilikle ilgisi yok. Papa bir din adamı ve Mısır’ın yüzde 10’u Hristiyan. Papa da, onların haklarını korumaya çalışıyor” diyor.
'Doğu da Batı da Allah’ındır'
Fener Rum Patrikhanesi’nin avukatlığını yapan ve Türkiye’nin en iyi azınlık hukuku uzmanı olarak da bilinen Prof. Dr. Kezban Hatemi ise, Papa’nın ziyaretini “Doğu ile Batı’nın kucaklaşması” olarak değerlendiriyor. Hatemi, Deutsche Welle’nin “Ziyaret; Türkiye’nin Batı’yla yaşadığı sorunları da çözer mi” sorusunu yanıtlarken “Evet” diyor ve ekliyor:
“Medeniyetler ittifakı için çok çalışan Türkiye’yi, Avrupa dışından seçilmiş bir Papa’nın ziyaret etmesi başlı başına büyük bir destektir. Ziyaretine Ankara’dan başlaması da Türk hükümetine verdiği önemi gösterdi. Erdoğan da, onun bu jestine karşılık verdi ve cumhurbaşkanlığı sarayında onu ağırladı. Ankara’dan dünyaya barış ve kardeşlik mesajları yayıldı. Zaman zaman Batı’yla ters düşen Türkiye’nin aslında barış için çalıştığını Papa da tescillemiş oldu. Doğu ve Batı çatışması konusunda söylenecek tek söz vardır. O da; Doğu da, Batı da Allah’ındır.”
Mülteciler konusunda Avrupa'ya mesaj
Hristiyanların manevi lideri Papa’nın bir mesajının bile tüm Hristiyan alemini harekete geçireceğine vurgu yapan Hatemi, Papa Françesko’nun özellikle Suriyeli mülteciler konusundaki çağrısının yerini bulacağına inandığına dikkat çekiyor. “Papa, Türkiye’ye Suriyeli mültecilere yardım konusunda teşekkür etti ancak bu teşekkür özellikle tüm Avrupa’ya da bir mesaj niteliğindeydi. Önümüzdeki dönemde daha çok Avrupa ülkesi, daha çok mülteciye kapılarını açacaktır. Papa’nın bir mesajıyla tüm dünyada bu yönde bir beklenti oluşmuştur” diyen Hatemi, Türkiye’nin Ortadoğu için barış arayışlarına Papa’nın da ne çok destek verdiğinin bu ziyaretle görüldüğünü vurguluyor.
Tüm dünyanın Ankara’daki diyalog ve barış mesajlarıyla ‘dinin özüne dönmüş bir Papa’ gördüğünü dile getiren Kezban Hatemi, Papa Françesko’nun ziyaretiyle birlikte azınlık hakları sorununun da karşılıklı olarak yeniden değerlendirileceğini söylüyor. “Ruhban okulunun açılmamasından utanç duyuyorum artık” diyen Hatemi, “Türkiye; din ve vicdan özgürlüğüne sekte vuran bir ülke olmamalı. Papa’nın ziyaretinde bu konuların da konuşulacak olması önemli. Herkesin birarada yaşaması gerektiği felsefesinin hayata geçirilmesi bugünün dünyasında hem Batı hem de Doğu için büyük önem taşıyor. Bu anlamda ziyaretin meyvelerini ilerleyen zamanlarda göreceğiz” değerlendirmesini yapıyor.
Ankara’da onu korumak için 2 bin 700 polis görev yapmış olsa da Papa Françesko, ‘sade ve sıradan’ tavırlarıyla dikkat çekiyor. Ankara’ya inişinde zırhlı bir Mercedes yerine Türkçe adı ‘halk arabası’ olan Volkswagen’e binen Papa’ya, ziyareti boyunca oyuncu Serra Yılmaz eşlik ediyor ve çevirmenliğini yapıyor. Papa Françesko, tartışmalı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın da ilk konuğu oldu.