Övgü Pınar- Venedik
Venedik bu yıl 1600. yaşını kutluyor. 22 Mayıs'ta başlaması planlanan Mimari Bienali'nin Venedik'in hayata dönüşünün sembolü olması umuluyor. 2019 Venedik Bienali'nin sloganı "İlginç zamanlarda yaşayasın!" olarak belirlenmişti. Elbette o dönem pandemiyi kimse öngöremezdi.
Yıllık turist sayısının yerleşik nüfusun 100 katını geçtiği Venedik'te pandeminin etkileri de o ölçüde gözle görülür oldu.
Roma-Venedik treni Büyük Kanal'a bakan Santa Lucia İstasyonu'na ulaşır ulaşmaz bu etkilerin ilk belirtileri duyularınızdan şüphe ettiriyor. İstasyon önü karmaşasından, bavullarıyla yol bulmaya çalışan turistlerden, vapur kuyruklarından eser yok.
İstasyondan, mucize eseri yolunuzu kaybetmemek kaydıyla yaklaşık yarım saat yürüme mesafesindeki kentin kalbi San Marco Meydanı'na varana kadar, turizm olmayınca bu kentte hayatın neredeyse tamamen durma noktasına geldiği net biçimde görülüyor.
Nisan ortası itibarıyla Venedik, pandemi tedbirleri açısından "turuncu" bölgeler arasında. İtalya'da 4 renkli risk skalasında turuncu bölgelerde, kırmızıdan sonra en sıkı tedbirler uygulanıyor. Turuncu bölgelerde kafe-restoran-barların paket servis yapmasına, mağazaların açılmasına izin veriliyor.
Ne var ki Venedikli restoran-kafe-bar işletmecileri çoğunlukla bu haktan faydalanmıyor gibi görünüyor. Oteller kapılarına zincir vurmuş, kanallara dizili gondolların örtüleri bile açılmamış.
Gondolların başında bekleyen tek tük gondolcudan biri fotoğraf çektiğimi görünce hemen yanıma gelip normal ücretin yarısına bir tur teklif ediyor. Tur önerisini geri çevirip, "Ama sizin şapkalarınızı çok beğeniyorum, nereden bulabilirim?" diye sorunca da kendi başındaki şapkayı satmayı teklif ediyor.
Etrafı sıra sıra kafelerle, mağazalarla çevrili olan San Marco Meydanı'nda, Avrupa'nın en eski kafesi kabul edilen ve savaş dönemlerinde bile açık kalabilmiş olan Florian da dahil olmak üzere tüm kafe-barlar kapalı. Meydanda tadilat yapan işçiler dışındakilerin sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.
Açık olan nadir mekanlardan biri, San Marco Meydanı'na birkaç dakika mesafede atıştırmalıklar satan bir büfe. Büfeyi işleten Gabriele, durumu şöyle özetliyor:
"Evet, restoranların paket servis için açma imkanı var ama açsalar da turist yani müşteri yok, onlar da açmıyor."
Eskiden bir fotoğraf çekimi için birkaç saniye bile duracak yer bulmakta zorlanılan Rialto Köprüsü'nde de kepenkleri kapalı hediyelikçilerin yanından gelip geçen birkaç kişinin ayak sesleri yankılanıyor.
Yerel halkın daha yoğun yaşadığı Via Garibaldi bölgesi ise nispeten daha canlı. Ancak bu caddede manav işleten Stefano'nun anlattıkları da çok farklı değil. Kenti böyle boş görmenin "çok üzücü" olduğunu söylüyor. "Burası kent nüfusunun en fazla olduğu bölgelerden, bu yüzden nispeten daha hareketli. Ama ben de yüzde 70 civarı iş kaybı yaşadım" diyor.
'Venedik Pompei'ye dönüşecek' uyarısı
Varoluşu turizme bağlı bir kente dönüşmüş olan Venedik'te, salgın döneminde yaşanan bu kriz sonrası daha sürdürülebilir bir gelecek için planlar da tartışılıyor.
Kitlesel turizmin kenti bir lunapark ya da açık hava müzesine çevirdiğini ve yerel halka burada var olma imkanı bırakmadığını savunanlar, Venedik'in sabit nüfusunun gitgide yok olmasının önüne geçmek için girişimlerde bulunulmasını talep ediyor.
Kentin pazar yerlerinde, apartman pencerelerinde, duvar yazılarında Venedik'in hayatta kalması için kampanya yürüten "Venedik Disneyland değil", "Venedik yaşıyor" gibi grupların afiş ve sloganları görülüyor.
Venedik nüfusu 1951'de 175 bin seviyesindeyken şu an 50 bin civarına düşmüş durumda. Son yıllarda da kent sakinlerinin sayısı her yıl yaklaşık 1000 kişi azalıyor.
Kentte konaklayan turist sayısı ise 2019'da 5,5 milyondan fazlaydı. Günübirlik ziyaretçilerin de bunun en az 2 katı olduğu tahmin ediliyor.
2009'da Venedik'in yok olma riskine dikkat çekmek için sembolik bir "cenaze töreni" düzenleyen, 2016'da da kent nüfusunun hızla tükenmesine karşı "Venexodus" başlıklı bir gösteri organize eden Venessia.com derneği bu soruna çözüm önerileri de sunuyor.
BBC Türkçe'ye konuşan dernek yetkilisi Roberto Scarpa, "Kentin hayatta kalması kesinlikle gittikçe yok olan kent sakinlerinin varlıklarını sürdürmesinden geçiyor" diyor. Scarpa, bunun için de "turizme alternatif ekonomik faaliyetler bulunması gerektiğini" vurguluyor.
Derneğin 10 maddelik çözüm önerileri arasında kente yerleşenlere öncelikli ve avantajlı konut imkanları sunulması çağrısı da yer alıyor.
Roberto Scarpa, "Pandemi olsun olmasın Venedik için çözümler 30 yıldır aynı. Herkes Venedik'in neye ihtiyacı olduğunu biliyor ama iyi fikirleri eyleme dönüştürmeye istekli çok az kişi var" diye şikayet ediyor.
San Marco Derneği Başkanı Claudio Vernier de "Geri dönüşü olmayan noktaya bir adım mesafedeyiz. Nüfus azalması eğilimi tersine çevrilmezse, Venedik yeni bir Pompei'ye, yani sömürülen ama kimsenin yaşamadığı bir şehre dönüşecek" diyor.
'Venedik Roma'dan yönetilemez'
Pandeminin etkilerini ve sürdürülebilir bir gelecek için neler yapılması gerektiğini Venedik Belediyesi'ne de soruyoruz. BBC Türkçe'ye konuşan Venedik Belediyesi Turizm Dairesi Başkanı Simone Venturini, pandeminin Venedik'in temel sorunlarının çözümü için gerekli kararların alınmasında bir fırsat yaratmasını umduklarını söylüyor.
İtalya'da kültür-sanat turizminde başı çeken kentlerden olan Venedik ve Floransa'nın belediye başkanları, "sanat kentleri" olarak anılan bu şehirlerin yeniden canlandırılması için merkezi hükümete ortak bir çağrıda bulunmuş. Turistlere kısa süreliğine kiralanan konutlar için ulusal çapta bir düzenleme yapılması da dahil bir dizi girişim ve destek fonu talep ediyorlar.
Simone Venturini, "Pandemi, sanat kentlerinin hassas yapısını gün ışığına çıkardı. Turizm buranın sakinlerine iş imkanı veriyor ama aynı zamanda kiraların aşırı yükselmesi gibi çarpık dinamiklere de yol açıyor. Venedik'te boşalan her apartman dairesi, burada yaşayan birine değil, turizm sektörü için kiraya verilmesi riskiyle karşı karşıya" diyor.
Mevcut yasaların değişen olgulara ayak uyduramadığını vurgulayan Venturini, "Bunun için de ulusal hükümetin, belediyelere turizm sektöründe kullanılacak konutlara limit koyma hakkı veren bir yasa çıkarması gerekiyor. Venedik için özel bir yasa çıkarılmalı" diyor.
Venedik'in nevi şahsına münhasır yapısını vurgulayarak "Roma'dan yönetilen bir Venedik formülü işlemiyor" diyen Venturini yerel yönetime daha fazla otonomi tanınması gerektiğini savunuyor.
Pandeminin bu açıdan bir uyanışa, bir fırsata dönüşüp dönüşemeyeceği sorusuna ise Venturini, "Bizim de umudumuz bu" diye yanıt veriyor.
Belediyenin hesaplarına göre pandemi yüzünden Venedik'te turizm sektörünün kaybı 1 milyar Euro civarında. Oteller son yılda gelirlerinin yüzde 90'ını kaybetmiş.
Bu tabloda turizm karşıtlarına karşı çıkanlar da var. Büfeci Gabriele de bu kampta yer alıyor. "Pandemi öncesinde Venediklilerin kitlesel turizmden şikayet ettiği haberleri geliyordu, bu yaklaşım değişti mi?" sorusuna, "Ben kitlesel turizme karşı değilim" diye karşılık veriyor. Kentin geleceğiyle ilgili kaygısı olup olmadığını sorduğumda da "Benim burada iki dükkanım var, 20 bin Euro kira veriyorum, beni kaygılandıran bu" diyor.
Manav Stefano da kent sakinlerinin esasında turizmden değil, kentte konaklamayan, dolayısıyla para harcamayan turistlerin çokluğundan şikayetçi olduğunu söylüyor.
Çözüm bulunamayan sorun: Cruise gemileri
Kentte konaklamayan turistler arasında, büyük yolcu gemileriyle gelenler de bulunuyor. Cruise gemileri bu tür bir turizm modelinin yol açtığı sıkıntıların yanı sıra, devasa gemilerin Venedik'in hassas ekosistemi ve altyapısına zarar vermesi nedeniyle de eleştiriliyor.
Cruise gemileriyle ilgili yıllardır süren tartışmaların sonunda mevcut hükümet geçen ay sonunda bu gemilerin Büyük Kanal'dan geçmemesi kararı aldı. Venedik ve lagününden büyük gemilerin yasaklanması, Venedikli "No Grandi Navi" (Büyük gemilere hayır) gibi kampanya gruplarının yanı sıra UNESCO'nun da İtalya'dan talepleri arasında yer alıyor.
Ancak hükümetin kararına rağmen alternatif bir liman hazır edilene kadar bu gemilerin Büyük Kanal'dan geçmeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. Veneto Bölge Başkanı Luca Zaia da hükümetin bu kararından birkaç gün sonra, bu yaz en az iki cruise gemisinin Venedik'e gideceğini açıkladı.
Bu soruna kalıcı bir çözüm bulunması için yıllardır kampanya yürüten No Grandi Navi (Büyük Gemilere Hayır) Komitesi, Haziran ayında bir gösteri planlıyor.
Pandemi Venedik'in var oluşunu tehdit eden sorunları görmezden gelinemeyecek seviyede belirginleştirmiş olsa da bu sorunların çözümü için "bir pandemiden fazlası gerekebilir" gibi görünüyor.
Venessia.com derneğinden Roberto Scarpa da "Pandemi, Venedik'in temel sorunlarına çözüm bulmak için bir itici güç olabilir mi?" sorumuza yılgınlıkla yanıt veriyor:
"Karar alıcıları, turizme alternatif yolları ve yeni ekonomik seçeneklere yatırım yapmayı değerlendirmeye itmek için bir pandemi bile yeterli olmayacak."
Güneş Venedik lagününü boydan boya geçip ufukta kaybolduktan sonra sokaklara yayılan karanlık, kentin geleceğiyle ilgili karamsar düşünceleri daha da kaçınılmaz kılıyor.
Hava karardıktan sonra girdiğim sokakların çoğunda kendimi tek başıma buluyorum.
Çoğu turistlere kiralanan ve şimdi boş olan apartmanların ışıkları yanmıyor, panjurları kapalı.
Cılız sokak lambaları da etraftaki apartmanların karanlığında sokakları aydınlatmaya yetmiyor.