Çiçek Tahaoğlu
Cansu 50 yaşında bir trans kadın. Ankara’da yaşıyor. DW Türkçe’ye konuşan Cansu, korona tehlikesine rağmen seks işçiliği yapmaya devam ettiğini söylüyor:
“Korkuyorum ama çalışmak zorundayım. Maddi sıkıntı içindeyim. Devletten destek alamıyorum. Her yere başvurdum. Sizi arayacağız, diyorlar ama kimse dönüş yapmıyor. Nereye başvursam ne iş yaptığımı soruyorlar. Gerçeği söylesen bir dert, söylemesen bir dert. Sigortan yok, son iş yeri kaydın yok... Çevremdekilerin yardımlarıyla ayakta kalıyorum.”
"Öyle de öleceğim, böyle de öleceğim”
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği kurucularından Belgin Çelik ise, pandemi öncesi de en dezavantajlı kesimlerden biri olan seks işçilerinin hayatlarını idame ettirmek için korkarak da olsa çalışmaya devam ettiğini anlatıyor.
“Paraya ihtiyacı olan korkarak da olsa yine yapıyor. Ölümü göze alarak, ağlaya sızlaya çıkıyorlar. Maalesef bunu yapmaya cesaret toplayabilmek için bazen alkole ve uyuşturucuya da bulaşıyorlar. Geçen gün konuştuğum biri, ‘Ne yapabilirim ki, ölümle dans etmeye çıkıyorum. Çünkü banka pandemi dinlemiyor, kredi borcumu ödemem gerek’ diyordu. Hepsinin ödemesi gereken kiraları, borçları, faturaları, kredileri var. Kimse ne yapacağını bilmiyor.”
Cansu da 2016’da 10 yıllık krediyle kendine bir ev almış. 3 ay üst üste ödeme yapamazsa yaşadığı eve el konulacağı için endişeli. Endişesini şöyle dile getiriyor: “4 buçuk yıldır emek verdiğim evim elimden gidecek, sokakta kalacağım. Koronadan korkuyorum ama öyle de öleceğim, böyle de öleceğim diye bakıyorum.”
Genelevi çalışanlarına ücretsiz izin
Türkiye'de genelevler, vilayetlerde valiliklere, kazalarda ise kaymakamlıklara bağlı olarak faaliyet gösteren Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu kararıyla 16 Mart tarihinde kapatıldı. 15 Mart Pazar günü, polisler tüm genelevlere ertesi gün karantina tedbirleri kapsamında kapatılacaklarını sözlü olarak bildirdi. 16 Mart sabahı da her ilde komisyon kararları yazılı olarak tebliğ edildi, genelevler boşaltıldı. Genelevlerin ana kapılarına asma kilit vuruldu ve geçici bir süre kapalı olduklarına dair bilgi notu asıldı.
12 yıl İstanbul, Ankara, Çorlu ve Uşak’taki genelevlerde çalışan seks işçisi Elif, son 6 yıldır Seyhan Genelevi’nde sigortalı olarak çalışıyor. Elif, koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında, 16 Mart'tan bu yana ücretsiz izinde.
Elif pandemiye birçok meslektaşına göre daha hazırlıklı yakalanmış. Kredi çektiğini ve Eylül ayına kadar çalışmadan hayatını devam ettirebileceğini söylüyor:
"Ama Eylül'den sonra yapabilecek hiçbir şeyim yok. Günlük para kazanan insanlarız. Ben tek yaşıyorum. Ama çocuğu olan var, annesine babasına bakan var. Para kazanmak zorundayız.”
Elif, tüm genelevi çalışanları gibi sigortalı. Pandemi sürecinde ücretsiz izne çıkarılan ve işsizlik maaşından faydalanamayanlar için hazırlanan devlet desteğinden yararlandığını anlatıyor:
“545 lira yatırdılar. Ne kirama ne harcamalarıma yetti. 1,5 ay önce de Ahlak Şube’den polisler, bize yardım dağıtılacağını söyleyerek telefon ve ev adreslerimizi almışlardı ama bugüne kadar ne arayan ne soran oldu.”
“Genelevde sağlık kontrolü ve güvenlik var”
Genelevde çalışmak birçok seks işçisi için güvence anlamına geliyor. Ancak genelevlerde çalışan seks işçileri, toplamın küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bu konuda yayınlanan en güncel veri, Sağlık Bakanlığı tarafından 19 yıl önce yayınlanan “Genelev Kadınlarının Muayenesi Sonucu Konulan Tanıların Dağılımı, Türkiye, 1997-2001” raporundan.
2001 tarihli söz konusu veriye göre, Türkiye genelindeki 56 genelevinde çalışan 3 bin kadın kayıtlı. Aynı dönem kayıtsız seks işçilerinin sayısının ise 100 bine yaklaştığı tahmin ediliyor.
Son yıllarda birçok genelevin yıkılması, bu yıkımlar nedeniyle işsiz kalan kadınların vesikalarının iptal edilmesi ve yeni vesika başvurularının sonuçlanmaması, seks işçilerini kayıtsız alana itiyor. Pandemiyle birlikte, kayıtsız seks işçilerinin yanısıra işsiz kalan genelevi çalışanları da merdivenaltı işlere yöneliyor.
Elif genelevlerinin seks işçileri için hem sağlık açısından hem de fiziksel olarak daha güvenli olduğunu anlatıyor:
“Haftada iki kere sağlık kontrolü var. Güvenlik görevlileri var, evin içinde kalabalığız, kapıda X-ray cihazı var, kimse içeri kesici-delici aletle giremiyor. Şimdi genelevler kapanınca, kızlar internetten ya da tavsiye üzerine telefonla müşteri buluyor. Bazıları evine çağırıyor, bazıları otelde buluşuyor. Bu sefer karşına sapık, psikopat ya da uyuşturucu etkisi altında biri çıkabiliyor. Geçtiğimiz gün bir müşteri, arkadaşımı evinde gasp etmeye çalışmış ve yaralamış. Kız zaten mecburiyetten yapıyordu bu işi, korkusundan uyuyamadı günlerce.”
“Diyanet’in açıklamasının ardından saldırıya uğradım”
Seks işçiliği şiddete en açık meslek gruplarından biri. Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinsellik ve evlilik dışı ilişkilerle ilgili ifadeleri sarf etmesinden birkaç gün sonra, Cansu çalışırken sokakta saldırıya uğramış. Saldırganın elindeki kesici aleti sallayarak “‘Neden erkek erkeğe ilişkiye giriyorsunuz? Cehennemde yanacaksınız! Korona sizin yüzünüzden oluyor” diye bağırdığını anlatıyor:
“Yanımdaki müşterinin de bıçağı vardı, onu gösterince adam kaçtı. Psikolojim bozuldu, çok korkuyorum. Cumhurbaşkanlığı da Diyanet’in açıklamalarının arkasında durdu, devlet onun arkasında. Ama biz de inançlı insanlarız, ben İmam Hatip mezunuyum. Ben öldüğümde Allah’a hesap vereceğim.”
“Maske ne kadar işe yarar ki”
İçinden geçtiğimiz pandemi sürecinde seks işçilerinin tekrar güvenle çalışması için gerekli koşulların ne zaman oluşacağı belirsiz.
Elif, seks işçileri için tek çözümün devlet desteği olduğunu söylüyor. “Normalleşme adımlarından bahsediyorlar ama biz en sona kalacağız. Sonuçta en fazla risk bizim işte, bire bir bir şey yapıyoruz. Kimse kalkıp da maskeyle müşteri alamaz ya da adam ona gelmez. Eldivenle, maskeyle müşteri karşıladığında adam kapıdan geri döner gider.”
Cansu da işe giderken maske ve eldivenle evden çıktığını ancak çalışırken bunun mümkün olmadığını söylüyor: “Adamlarda genelde maske oluyor, arabada dezenfektan oluyor. Ama bir arabanın içindeyiz, maske ne derece işe yarar ki.”