Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, yolsuzluktan dolayı hüküm giyen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil'in kendisi ile ilgili iddialarına Mevlana şiiri ile cevap verdi.
Erdil: Özkök'ü asla affetmeyeceğim
Hlimi Özkök'ün cevabını aktaran Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'nın köşe yazısı (21.12.2008) şöyle:
Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, iki gündür köşesinde eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil’le yaptığı bir sohbeti aktarıyor.
Ertuğrul Özkök, dün İlhami Erdil’den dinlediği bir akşam yemeğini şöyle aktardı:
“Sözü tekrar Erdil’e veriyorum:
Masaya şarap servisi yapıldı. Herkesin önündeki kadehte kırmızı içecekler duruyordu. Bir ara galiba Aytaç Paşa (Yalman) Hilmi Özkök’e seslenerek ‘O Hilmi, sen de şarap içiyorsun’ dedi. O da ‘Evet biz de heyete uyduk içiyoruz’ cevabını verdi.
Buraya kadar normal. Ancak tam o sırada Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu söze giriyor ve herkesi şaşırtan şu sözleri söylüyor:
‘Nereden şarap içiyormuş? Önündeki şarap değil, kola.’
Tabii masaya bir sessizlik çöküyor.
Kıvrıkoğlu kimsenin tepki vermesine izin vermeden hizmet yapan garsona dönüyor ve ‘Oğlum şuradan bir şarap getir. Hilmi de doğru dürüst içki içsin’ diyor.”
Hilmi Özkök’ün yanıtı
Eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, görev yaptığı süre boyunca ve sonrasında imalar yoluyla hep eleştirildi. AKP’ye yakın durmakla, içki içmemekle, dini değerleri önde tutmakla -deyim yerindeyse- suçlandı.
Hilmi Özkök Paşa’ya, dün Ertuğrul Özkök’ün İlhami Erdil’den aktardığı bu olayı sordum.
Özkök Paşa, “Yanıtımı size Mevlana’dan bir şiirle vereyim” dedi ve şu şiiri okudu:
“........
Suskunluğum asaletimdendir
Her lafa verilecek bir cevabım var,
Lakin;
Bir lafa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye”
Hilmi Özkök’ün okuduğu şiirin adresi kuşkusuz İlhami Erdil’di. Özkök Paşa, Erdil’e ağır bir yanıt vermiş oldu.
Yemeğin ayrıntıları
İlhami Erdil’in aktardığı anekdotla ima etmeye çalıştığı, Özkök Paşa’nın içki içmediği, dindar bir komutan olduğu.
Hilmi Özkök Paşa içki içmez mi? O yemekte içmedi mi?
Söz konusu yemekle ilgili olarak dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman’la da konuştum. Aytaç Paşa’nın söylediklerine girmeden önce, yemekle ilgili bazı ayrıntıları da öğrendim. Aktarayım:
Komutanlar yemeğe geçmeden önce, küçük bir kokteyl veriliyor. Hilmi Özkök Paşa da kokteyl aşamasında viski içiyor. Yemekte ise şarap ikram ediliyor. Özkök Paşa midesinden rahatsız olduğu için bira, şarap gibi içkiler içemiyor. O nedenle yemekte kola söylüyor. Ama yemeğe oturmadan önce viskisini içiyor.
Özkök Paşa’nın içkiye yaklaşımı
Ankara’da gazetecilik yapanlar komutanlarla değişik ortamlarda bulunurlar. Sohbet ederler. Özkök Paşa sosyal ortamların gerektirdiği hallerde içki içer. Genellikle mayasız içkileri tercih eder; viski, votka gibi. İçkiye düşkünlüğü yoktur. Hilmi Paşa dini değerleri bilen ve önemseyen bir komutandır. İçki içmenin haram sayıldığını bilir ama Allah’ın affetme büyüklüğüne de inanarak, sosyal ortam gerektirdiğinde içer. Ama Ramazan’a daha hassastır. Oruç tutar ve Ramazan ayı boyunca içki içmez. Değişik vesilelerle yaptığımız sohbetlerde, “Keşke hiç içmesem. Çocuklarım da ‘Babam hiç içmiyor, ne güzel’ diyebilseler. Onlara örnek olsam. Midem de rahatsız, ama bazen mayasız içki içiyorum” dediğini anımsarım.
Bu arada komutanların birbirlerine nasıl hitap ettiklerine ilişkin bir bilgiyi de yansıtayım. İlhami Erdil, Ertuğrul Özkök’e, “Aytaç Paşa, ‘O Hilmi ne güzel sen de şarap içiyorsun’ dediğini söylüyor. Kuşkusuz İlhami Erdil de bilir ki, komutanlar birbirlerine ismiyle hitap etmezler. “Komutanım” derler. Örneğin Aytaç Paşa, Hilmi Paşa’ya hep “komutanım” demiştir. Hilmi Paşa da, Hüseyin Kıvrıkoğlu Paşa’ya hep “komutanım” diye hitap etmiştir. Bu TSK’nın bir geleneğidir.
Aytaç Paşa ne diyor?
Yemeğe ev sahipliği yaptığı iddia edilen Aytaç Yalman Paşa’yla da bu konuyu konuştum. Aytaç Paşa’nın söyledikleri şöyle:
“Yazıyı ben de okudum. Gerçekten hatırlamıyorum. Aradan kaç sene geçmiş. MGK toplantılarından sonra bir komutanın evinde toplanırız. Durumu değerlendiririz. Sohbet ederiz. Biraz da stres atarız. Bu bir gelenektir. Ama gerçekten böyle bir sohbet hatırlamıyorum.”
Hilmi Paşa da Aytaç Paşa da bu tür konularla gündeme gelmekten rahatsızlık duyuyorlar. Üzülüyorlar. Üzüntülerinin nedeni şahısları değil ama TSK’nın bu şekilde konu edilmesi ve yıpratılmasıdan duydukları kaygı...
Kıvrıkoğlu birkaç ay önce açıklamıştı:
‘Özkök’ü istemiyordum’
Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Küçükşahin’e Mart 2008’de yaptığı açıklamada, halefi Orgeneral Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesini istemediğini söylemişti.
Kıvrıkoğlu, “Özkök’ü istemiyordum. Ben 2 yıl kendisini komutan olarak izledim. Bunun sonucunda da irtica ile mücadeleyi daha iyi yapacak birinin gelmesini istedim” demişti.
Kıvrıkoğlu, eski Başbakan Bülent Ecevit’in, Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel’in yanında, 15 Temmuz 2002’de YAŞ öncesinde, görev süresini uzatmayı önerdiğini açıklamıştı.
Kıvrıkoğlu, bu öneriyi hoş karşılamadığını ve bu konuyu siyasetin pingpong topu yapmak istemediğini de söylemişti.